Mükemmel bir aileniz ve Eviniz var. | Open Subtitles | مرحباً، لديكَ عائلة لطيفة و منزلٌ جميلٌ حقاً |
Çok güzel bir Eviniz var, Çok teşekkürler. | Open Subtitles | لديكم منزلٌ جميل، شكراً جزيلاً |
Çok güzel bir Eviniz var. | Open Subtitles | لديك منزلٌ جميل |
Sokağın aşağısında boş bir Ev vardı ama sonra nefes alması durdu. | Open Subtitles | وكانَ هناكَ منزلٌ فارغٌ في آخر الشارع لكنّها عندئذٍ لم تكن تتنفّس |
Bunu mümkün kılmanın tek yolu bu piyasa fiyatlarında Ev almak salaklık olmasına rağmen bir Ev almaktan geçiyorsa bunu yapmaya razıyım. | Open Subtitles | و إذا الطريقة الوحيدة لتحقيق ذلك هي بإيجاد منزلٌ جديد, فأنا مستعدة لفعل ذلك على الرغم أنهُ إستثمارٌ أحمق بحال السوق هذه |
Daha önce kendi evim vardı ama bahçe bakımı, genel işler vesaire çok yorucuydu, anlatabildim mi? | Open Subtitles | كان لي منزلٌ بأكلمه منذ قبل مستقل و كل الأمور لكنني تعبتُ من كل الإهتمامات بالحديقة و رعايته المستمرة |
Eğer sahilde böyle bir evim olsaydı, hiçbir yere gitmezdim. | Open Subtitles | لو كان لدي منزلٌ على الشاطئ كهذا, لما ذهبت إلى أي مكان. |
Eviniz gerçekten harika. Bu taraftan. | Open Subtitles | تملك منزلٌ جميل، من هنا. |
Eviniz gerçekten harika. Bu taraftan. | Open Subtitles | تملك منزلٌ جميل، من هنا. |
Gerçekten hoş bir Eviniz var. | Open Subtitles | لديكُ منزلٌ رائعٌ حقاً. |
Eviniz çok güzelmiş. | Open Subtitles | لديكم منزلٌ جميل. |
- Çok şirin bir Eviniz var. | Open Subtitles | لديكِ منزلٌ رائع |
- Yürü. Eviniz hoşmuş. | Open Subtitles | لديك منزلٌ لطيف |
- Eviniz güzelmiş. | Open Subtitles | لديكِ منزلٌ لطيف |
Morris Mitnick. Eviniz çok güzelmiş. | Open Subtitles | (موريس ميتنك)، لديك منزلٌ لطيفٌ هنا. |
Burası gerçekten acayip bir Ev, değil mi? | Open Subtitles | بالطبع فقد كان منزلٌ قديم متهالك اليس كذلك؟ |
Eski ve korkunç bir Ev, değil mi? | Open Subtitles | بالطبع فقد كان منزلٌ قديم متهالك اليس كذلك؟ |
Ne için? Son günler için. Büyük bir Ev almalıyım. | Open Subtitles | لنهاية الايام يجب عليّ شراءُ منزلٌ كبيرٌ |
Bakalım... Daha güzel Ev daha güzel araba, çocuklar, eğer mümkünse olursa robot. | Open Subtitles | منزلٌ جميل، سيّارة جميلة، أطفال، ربّما رجل آليّ إن كان متاحاً حينها. |
Benim evim, teraslı pembe kapılı, beyaz briketli, çatısında çatlağı olan bir evdir. | Open Subtitles | المنزل كما أتصوره هو منزلٌ مُقسم وبه بابٌ وردي ولونه أبيض، مع وجود شقٌ في الجملون |
Düşünüyordum da okullar tatil olduğunda evin karşısında boş bir evim daha var. | Open Subtitles | كنتُ أفكر بشأن إجازة الدراسة؟ لديّ منزلٌ بديل عبر الشارع |
Mükemmel bir ailem ve çok güzel bir evim var. | Open Subtitles | لديّ عائلة رائعة، و منزلٌ جميل |