ويكيبيديا

    "منفردة" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • yalnız
        
    • solo
        
    • tek başıma
        
    • tek başına
        
    • Tek kişilik
        
    • single
        
    • tek bir
        
    Kadınları çoğu grup halinde takılıyor, gözün yalnız olanların üstünde olsun. Open Subtitles معظم النساء تخرج في مجموعات لذا ابقوا متنبهين لأي واحدة منفردة
    Belki biraz yalnız kalmak istersiniz. Open Subtitles ربما أنتما الإثنان تحتاجوا إلي لحظة منفردة بكم
    solo ameliyattan önce ona onu sevdiğimi söyledim. Open Subtitles اعترفتُ لها بأنّني أحبّها قبلَ جراحةٍ منفردة
    Asistanlar, benim artık bıktığım o solo ameliyatı o kadar çok istiyor o kadar çok çalışıyorlar ki. Open Subtitles والمقيمون، يعملون بكلّ جدّ يعملون بجنونٍ ليقوموا بجراحةٍ منفردة بينما صرتُ أكرهها
    Yine tek başıma takılabilmemi sağlayacak bir büyü bulmam gerek. Open Subtitles عليَ ان اجد تعويذة يمكنها إعادتي عضوةً منفردة
    Her şey uzaya tek başıma on üç ay süren göreve gittiğimde değişti. Open Subtitles لقد تغير كل شئ عندما ذهبت الى الفضاء فى رحلة منفردة لثلاثة عشر شهراُ.
    Zebradaki hataları, ...her birinin sıradan çitalar gibi tek başına avlanmalarıydı. Open Subtitles خطأهم مع الحمير الوحشية أنهم اصطادوا كما تفعل باقي الفهود منفردة
    Belki biraz yalnız kalmak istersiniz. Open Subtitles ربما أنتما الإثنان تحتاجوا إلي لحظة منفردة بكم
    Geçim sıkıntısıyla boğuşan yalnız bir anne alkolle mücadele ediyor, sağır bir kız büyütmeye çalışıyor. Open Subtitles أم منفردة تصارع لأجل يومها، تحارب الكحول، تربي ابنة صماء.
    Birçok yıldız sistemi olan bir galakside Dünya'nın yalnız olamayacağını düşünüyorduk. Open Subtitles لقد اشتبهنا لمدة طويلة بأن في مجرة ذات أنظمة نجمية عديدة لا يُمكن للأرض أن تكون منفردة.
    Bu da tamamen yeni bir mutasyon anlamına gelir çünkü köstebekler yalnız çalışırlar. Open Subtitles نحن نتحدث عن كائنات متحولة على مستوى آخر لأن الخلدة تعمل منفردة
    Farkına vardık ki, bakteriler yalnız olduğunda yani seyreltik süspansiyondayken, ışık üretmediler. Ancak belli bir hücre sayısına ulaştıklarında, TED ما لاحظناه هو انه عندما تكون خلايا البكتيريا منفردة اي عندما تكون بنسب ضئيلة و منعزلة عن بعضها لا تضيء ولكن عندما تزداد بالعدد و تتجمع الى حد معين
    Seni bir solo söylemeye davet ediyoruz. Open Subtitles لذا, نودّ أن ندعوك لتجربة آداء لأغنية منفردة
    Benden solo seçmelerine katılmam istendi. Open Subtitles لقد تمت دعوتي في تجربة آداء لأغنية منفردة
    solo bir hareket olarak Cate cassidy bütün bir haydut var kadın bir şey oluyor. Open Subtitles كايت كاسيدي بإعتبارها عاملة منفردة و إمرأة مارقة لكل ما يحدث
    Uzaya tek başıma 13 ay süren bir göreve gitmiştim. Open Subtitles ذهبتُ إلى الفضاء في رحلة منفردة لثلاثة عشر شهرًا
    Her şey uzaya tek başıma on üç ay süren göreve gittiğimde değişti. Open Subtitles لقد تغير كل شئ عندما ذهبت الى الفضاء فى رحلة منفردة لثلاثة عشر شهراُ.
    Her şey uzaya tek başıma on üç ay süren göreve gittiğimde değişti. Open Subtitles لقد تغير كل شئ عندما ذهبت الى الفضاء فى رحلة منفردة لثلاثة عشر شهراً
    Ama aynı zamanda, bu dört hücrenin her biri tek başına ya da topluca, bozulabilir ya da ölebilir, ve bu olduğunda siz hasar görürsünüz. TED لكن بالتساوي، كل من هذه الخلايا الأربعة منفردة أو مجتمعة، يمكن أن تشذ أو تموت، وحينما يحدث هذا، يصيبك ضرر.
    Kuzey Kutbu'na ise ben dahil... ...sadece 4 kişi kayakla tek başına yolculuk yaptı. TED وأربعة أشخاص فقط بما فيهم أنا. قامو برحلة تزلج منفردة إلى القطب الشمالي.
    Sally, senin Tek kişilik gösteri yaptığına inanamıyorum. Open Subtitles سالي، لا أصدّق أنك تقدّمين فقرة منفردة بهذه السرعة.
    Yakında bir single gelmezse fişini çekerim bilesin. Open Subtitles نحتاج لألبومات ناجحة إن لم نحصل على أغاني منفردة قريباً سأنهي هذا الألبوم ، هل تفهمني
    Günümüzde sahip olduğumuz mikroskoplar, aslında tek tek atomları görebilmekte. Bunlar bu tek atomlara ait bir kaç resim. Her çıkıntı tek bir atomu ifade ediyor. TED والمجاهر التي نتوفر عليها اليوم، تستطيع أن ترى ذرات منفردة. وهذه بعض الصور لذرات منفردة. كل نتوءة هنا هي عبارة عن ذرة.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد