Bu da sosyal sermayeyi azaltacak, refah seviyesini korumayı zorlaştıracaktır ve muhtemelen bizlerin Amerika'da olduğu gibi ırkça bolünmüş, görünür biçimde ırkça bölünmüş bir toplum olmamıza sebep olacak. | TED | وسيتمُ تقليص رأس المال الإجتماعي، فإنه يجعل من الصعب الحصول على حالة الرفاهية وربما ينتهي المطاف بهم، كما لدينا في أمريكا، مع انقسام عنصري، مجتمع منقسم عنصريًا بكل وضوح. |
Bu liderlik, büyük bir travma sonrası ve karşılıklı mutabakata bağlı bir politik ortamda oluştu, ve şimdi bölünmüş bir siyasi ortamdayız. | TED | تلك القيادة جاءت بعد صدمة كبيرة حدثت في فضاء سياسي توافقي، ونحن الآن في فضاء سياسي منقسم. |
Şili'deki bu binayı görüyorsunuz, ortadan bölünmüş fakat parçalanıp beton yığınına dönüşmemiş. | TED | إذا نظرتم إلى هذا المبنى في تشيلي، إنه منقسم إلى نصفين، و لكنه ليس كومة حطام. |
Onların sadakati korkunç şekilde bölündü. | Open Subtitles | إخلاصهم منقسم تماماً. |
Amerikan toplumu Dreyfus yasası konusunda ikiye bölündü. | Open Subtitles | الشعب الأميركي منقسم حول قانون (دريفوس). |
Bekle Kevin, 19,154 turtayı 61 turtaya bölersek kaç turta olur? | Open Subtitles | إمسكْ به، كيفين، كَمْ 19,154 فطيرةُ منقسم ب61 فطيرةِ؟ |
Saray bölünüyor. | Open Subtitles | البلاط بأكمله منقسم على نفسه. |
Dünya, dostu olanlar ve zavallı Tuco gibi yalnız olanlar olarak ikiye bölünmüş. | Open Subtitles | العالم منقسم لصنفين هؤلاء الذين لديهم أصدقاء والآخرون الذين يشعرون بالوحدة مثل توكو الفقير |
Tam ortadan ikiye bölünmüş. | Open Subtitles | اننا شيئ واحد منقسم الي نصفين هيا بنا الي المركز |
Parlamento bölünmüş durumda ama Birgitte altı gün daha kazandı. | Open Subtitles | البرلمان منقسم وهو نصر تكتيكي لنيبورغ لديها 6 ايام لترتيب اوراقها |
Zenginler ve yoksullar olarak ikiye bölünmüş bir dünyada bir çocuk doğmuştu. | Open Subtitles | اعتقد انني تعبت في انهاء الفيديو الخاص بك في عالم منقسم الى من يملكون ومن لا يملكون |
Şu an, Amerikalı askerlerin, Amerikalı gazilerin döndükleri ülke feci şekilde bölünmüş, iki politik partinin birbirlerini ihanetle, vatan haini olmakla suçladığı, kendi ülkelerinin güvenliğini ve refahını indirgemeye çalışmakla suçladığı bir ülke. | TED | الآن، يعود الجنود الأمريكيون، يعود قدامى المحاربين الأمريكيين لبلد منقسم بشكل مرير حيث يتهم كل من الحزبين الرئيسين الآخر بالخيانة وبأنهم أعداء الوطن، وأنهم يعملون على إضعاف أمن ورفاهية بلدهم. |
İşte, benim gördüğüm bu dünya, istediğini yapanlar ve yapamayanlar olarak bölünmüş, değil mi? | Open Subtitles | أرى الموضوع على أساس... أعتقد أن العالم منقسم... إلى الذين يطاردون ما يريدون والذين لا يفعلون |
Kamp dört eşit parçaya bölünmüş. | Open Subtitles | إتبعني - المعسكر منقسم الى أرباع |
O zihin! İkiye bölünmüş. | Open Subtitles | إن عقله منقسم الى قسمين |
Sayın Yargıç, şehir meclisi maalesef bölündü. | Open Subtitles | جلالتك، مجلس المدينة منقسم |
Parlamento bölündü. | Open Subtitles | البرلمان منقسم |
Richard, 72 yi -9'a bölersek kaç eder? | Open Subtitles | (ريتشارد ) ، كم 72 منقسم بالسلبي 9 ؟ |