Ama bir ya da ikisinin o çantaları taşıyabilecek büyüklükte minivanı var. | Open Subtitles | وقليل منهم لديه شاحنات صغيرة لتتحمل هذه الحقائب هل لديك إسم ؟ |
Yüzlerce çalışanımız var. Onlardan kaçı dağıtımı durdurma bilgilerine ulaşabiliyor? | Open Subtitles | حسناً، كمْ واحداً منهم لديه صلاحيّة وصول لمعلومات فترات الإجازة؟ |
Her birinin sağdıç olacak bir arkadaşı var mıydı sanıyorsun? | Open Subtitles | اتعتقد ان كل فرد منهم لديه شخص ليكون وزيراً له؟ |
Bendeki diğer herkesin yüzü tanıdık, kimse de senin deneyimin yok. | Open Subtitles | كل الرجال الآخرين في مخفري معروفين,لا يوجد أحد منهم لديه خبرتك |
Hiç biri evli değil, çocukları yok. | Open Subtitles | لا أحد منهم متزوج و لا أحد منهم لديه أولاد |
Bir tanesinin güçleri var, ondan kaçınmak en iyisi olur. | Open Subtitles | لكن واحد منهم لديه قوى لذا من الأفضل أن نتجنبه |
Bu yüzden bir grup doktor bir araştırma yürüttük, dört bin beş yüz huzurevine gittik Newcastle'da, Newcastle bölgesinde yer alan. ve öğrendik ki sadece yüzde birinin kalpleri atmayı durdurduğunda ne yapacaklarına dair bir planı var. | TED | لذا بدأت مجموعة منا بعمل دراسات، ونظرنا إلى أربعة ونصف ألف سكان تمريض منزلي في نيوكاسل، في منطقة نيوكاسل، و اكتشفنا انه فقط واحد من المئة منهم لديه خطة عن ماذا يفعل عندما يتوقف قلبهم عن النبض. |
Tıpatıp aynı oyuncağa sahip üç küçük çocuk, ama başarısızlığa karşı bambaşka tepkileri var. | TED | عندنا ثلاث أطفال بلعب بلاستيكية متطابقة، ولكن كل منهم لديه ردة فعل مختلفة للفشل. |
Her birinin romantik bir ilişkisi var ve her biri geniş bir arkadaş repertuvarına sahip. | TED | كل واحد منهم لديه علاقة عاطفية و كلا منهم لديه عدد عريض من الأصدقاء. |
Onlarda da köpeğinki gibi siyah noktalar var mıymış ? | Open Subtitles | هل أي منهم لديه بقع سوداء مثل التي عند الكلب ؟ |
Ama ikisininde zayıf noktaları var. Bunları öğren. | Open Subtitles | ولكن كلا منهم لديه نقطة ضعف عليك أن تجدها |
Çok azının bir sigorta şirketi çalışanı olduğu için saplantıları var. | Open Subtitles | القليل منهم لديه بعض الأوهام . بأنه رجل طبيعي يعمل فى شركة تأمين |
Tüm kurbanların 11. kromozomlarında hafif bir değişiklik var. | Open Subtitles | كل واحد منهم لديه تغير طفيف في الكروموسوم الحادي عشر |
Hiçbirinin ne saha tecrübesi ne de askeri eğitimi var. | Open Subtitles | لا أحد منهم لديه خبرة ميدانيّة أو تدريب عسكريّ |
Fakat sadece bir tanesinde zindanın anahtarı var. | Open Subtitles | ولكن واحد فقط منهم لديه مفاتيح تلكَ الزنزانة. |
Hepsinin anahtarı ve tanığı var. | Open Subtitles | كل واحد منهم لديه مفتاحه الخاص وحجة غياب مبررة |
Birden bire dağılmışlar. Elimizde karma bir ekip var. Anlaşılan, adamlardan biri aksanlı konuşuyormuş. | Open Subtitles | لدينا فريق مختلط , يبدو ان واحد منهم لديه لهجة غريبة |
Hiçbirinin saha tecrübesi yok; askeri eğitim de almamışlar. | Open Subtitles | لا أحد منهم لديه خبرة ميدانيّة أو تدريب عسكريّ |
Hiçbirinin saha tecrübesi yok; askeri eğitim de almamışlar. | Open Subtitles | لا أحد منهم لديه خبرة ميدانيّة أو تدريب عسكريّ |
Hiçbirinin saha tecrübesi yok; askeri eğitim de almamışlar. | Open Subtitles | لا أحد منهم لديه خبرة ميدانيّة أو تدريب عسكريّ |