genç bir lise öğrencisi oturuyordu ve gerçekten fakir bir aileden gelmişti. | TED | طالبة فى المدرسة الثانوية، في سن المراهقة جاءت من أسرة فقيرة حقا |
Ailem, Nijerya’nın güneydoğusundaki Mbaise’deki fakir bir aileden geliyor. | TED | تنحدرُ خلفية والديّ من أسرة فقيرة في مبيس في جنوب شرق نيجيريا. |
Sıradan bir aileden geliyorum, MIT'e başvurmam için verilen sürenin bitişinden iki hafta önce, uygulama sürecini başlattım. | TED | لقد نشأت من أسرة متواضعة وقبل انتهاء مهلة التقديم لمعهد ماساتشوستس للتقنية بأسبوعين، بدأت إعداد أوراق التقديم. |
Eğer hanımefendi soylu bir ailedense ve size karşılık veriyorsa... | Open Subtitles | وإذا كانت السيدة من أسرة نبيلة، وأوحت إلى أنها قد تردّ بالإيجاب... |
Seni Mystic Falls'a o kaçık ailenden uzakta olabilmen için getirdim. | Open Subtitles | جلبتك لـ (ميستك فولز) لأحميك من أسرة سحرة مخبولة. |
Diğer bir sürü çocuk gibi, kötü davranış eğilimleri olan bir aileden geliyorum. Öyle ki, kendimi zor kurtardım. | TED | مثل حشود من الأطفال الآخرين، جئت من أسرة مسيئة ومؤذية إذ أنني بالكاد استطعت النجاة بحياتي. |
Ben bir şef ve gıda politikacısıyım. Fakat tamamı öğretmen olan bir aileden geliyorum. | TED | إنني طاه ورجل السياسات الغذائية، لكنني أتيتُ من أسرة جميع أعضائها من المعلمين. |
Arp çalıyor. Unvanı yok ama iyi bir aileden. | Open Subtitles | يعزف الهارب ، لا يحمل لقب لكنه من أسرة جيدة |
Saygın bir aileden gelen saygın bir psikiyatristim. | Open Subtitles | , كنتُ طبيبة نفسيّة مٌقّدرة من أسرة محترمة |
O zaman şunu dinle. Fakir bir aileden gelmek hiç komik değil! | Open Subtitles | حسنٌ سأخبرك بأمر, أن تكون من أسرة ذات الدخل المنخفض أمراً ليس مضحكاً |
Yani: Tutucu, Hristiyan bir aileden, Birleşik Devletler'in çok tutucu bir eyaletinden gelen birisi olarak burada sizlere idam cezasının yeni düşmanları olduğunu söylemek için bulunuyorum. | TED | لذا: كوني من أسرة مسيحية محافظة من أشد الولايات تمسكا بالتقاليد في الولايات المتحدة أنا هنا لأخبركم أن عقوبة الإعدام تجد الآن خصوماً جدد. |
Tarihçi bir aileden geliyorum. | Open Subtitles | لقد جئت من أسرة مكونة من المؤرخين. |
- Tamam, derdinizi anladım ama çekirdek bir aileden olmam benim suçum mu? | Open Subtitles | ولكن هل كوني من أسرة طبيعية خطأي |
Koyu Siyonist bir aileden gelen muhafazakar bir Yahudisin. | Open Subtitles | أنت يهودي محافظ من أسرة صهونية مخلصة |
Dört kızdan oluşan bir aileden geliyorum. Kız kardeşlerim onun için kusursuz bir genetik eş olduğumu öğrenince, tepkileri: "Gerçekten mi? | TED | جئتُ من أسرة مكونة من أربع فتيات، وعندما اكتشفت أخواتي أنني المطابق الوراثي المثالي لأختي كانت ردة فعلهم، "أحقًا؟ أنت؟" |
O iyi bir delikanlı, iyi bir aileden, paraları da bol. | Open Subtitles | إنه فتى ثري من أسرة عريقة |
İyi bir aileden gelmeli... | Open Subtitles | لابد ان يكون من أسرة جيدة |
Eğer Song güçlü bir ailedense? | Open Subtitles | ماذا لو كانت سونغ من أسرة قوية؟ |
Seni Mystic Falls'a o kaçık ailenden uzakta olabilmen için getirdim. | Open Subtitles | جلبتك لـ (ميستك فولز) لأحميك من أسرة سحرة مخبولة. |