| senin için zor olduğunu biliyoruz, ama bilmemiz gerekiyor, eğer onun iniltilerini duyduysan niçin ışıkları açmadın. | Open Subtitles | نعرف من الصعب عليك .. ولكننا نرغب بمعرفة لماذا |
| senin için zor olduğunu biliyoruz, ama bilmemiz gerekiyor eğer onun iniltilerini duyduysan niçin ışıkları açmadın. | Open Subtitles | نعرف من الصعب عليك .. ولكننا نرغب بمعرفة لماذا |
| Biliyorum, kıçını kaldırıp yukarı gelmek senin için zor. | Open Subtitles | أعلم إنه من الصعب عليك السماع ورأسك في مؤخرتك |
| Niye bana istediğimi vermen senin için bu kadar zor? | Open Subtitles | لماذا كان دائما من الصعب عليك اعطائى ما اريد ؟ |
| Öldükten sonra beni sevmek biraz zor olmayacak mıydı? | Open Subtitles | من الصعب عليك أن تحبني عندما تكون ميتاً. أليس كذلك؟ |
| Herkesin, sevdiğin insanların öldüğünü kabul etmenin zor olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أنه من الصعب عليك تقبل موت الجميع جميع أحبابك |
| Yani, bunu kabul etmek senin için zor olacak ama, senin yahudi olmaman benim için gerçekten büyük bir sorun. | Open Subtitles | ربما يكون من الصعب عليك تفهم ذلك لكن كونك لست يهودية يعد في الحقيقة مشكلة حقيقية |
| Yani, bunu kabul etmek senin için zor olacak ama, senin yahudi olmaman benim için gerçekten büyük bir sorun. | Open Subtitles | ربما يكون من الصعب عليك تفهم ذلك لكن كونك لست يهودية يعد في الحقيقة مشكلة حقيقية |
| Boston'u bırakmak senin için zor olacak herhalde. | Open Subtitles | سيكون من الصعب عليك على الأرجح مغادرة بوسطن، صحيح؟ |
| Bu pozisyonda olmak senin için zor olmali zayif oldugunu anlamak. | Open Subtitles | لا بد أنه من الصعب عليك أن تكون بهذا الوضع أن تشعر بأنّك ضعيف |
| Bu senin için zor olabilir ama şu an sen bir saatin ibresisin, anladın mı? | Open Subtitles | لا بد انه من الصعب عليك سماع ذلك لكنك خارج نطاق الوقت,أتفهم |
| Gördüğüme göre kendini öğretmenlik mesleğine adamışsın ve ayrıca sosyal olmanın senin için zor olduğu biliyorum. | Open Subtitles | أرى أنك لجأت لمجال التعليم لكنني أتفهم أيضاً كم من الصعب عليك أن تكون اجتماعياً |
| Bir Atriana aşık olmak senin için zor olmalı. | Open Subtitles | لا بد انه من الصعب عليك أن تكوني حبيبة أحد الأتريين |
| Bunu kabullenmek senin için zor biliyorum ama mutsuzluk, mutluluktan daha yaygındır. | Open Subtitles | أعرف أن من الصعب عليك تقُّبل ذلك، لكن التعاسة أكثر شيوعاً من السعادة. |
| Bana cevap atıp yanlış numara demek bu kadar zor muydu? | Open Subtitles | هل كان من الصعب عليك أن تكتب لي و تقول لي أنك لم تكن أمي؟ |
| Bir satıcının malını başka bir satıcıya satmak ne kadar zor olabilir ki? | Open Subtitles | هل من الصعب عليك ان تفكر ببيع المخدرات لتاجر مخدرات او الى تاجر مخدرات اخر |
| O faulleri kaçırmanın senin için ne kadar zor olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | اعرف انه كان من الصعب عليك تضييع تلك النقاط |
| GD'nin başı olmak biraz zor olmalı. | Open Subtitles | سيكون من الصعب عليك ان تتحولي من من مسؤول اتصال الى مدير للمختبر المركزي |
| Ben senin boğazını parçaladıktan sonra biraz zor olacak. | Open Subtitles | سيكون من الصعب عليك الكلام بعد أن أُمزق حياتك |
| Herkesin, sevdigin insanlarin öldügünü kabul etmenin zor oldugunu biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أنه من الصعب عليك تقبل موت الجميع جميع أحبابك |
| Isırdığın bütün şeyleri hatırlamak zor olmalı değil mi? | Open Subtitles | من الصعب عليك تذكر كل الأشياء التى مضغتها |
| Herkese ailenle olduğunu burada olmanın senin için çok zor olduğunu söylerim. | Open Subtitles | بوسعي إخبار الجميع أنّك مع أسرتك، وأنّه من الصعب عليك أن تعودي. |