Bu kadar az kalmasına rağmen... zamanınızı bizimle harcamanız Ne yazık! | Open Subtitles | من المؤسف أن أمامكم وقتا قصيرا ومع هذا تضيّعونه هنا معنا |
Kitabı okumazsan, Ne yazık ki kimse bu hareketi bu sene göremeyecek. | Open Subtitles | من المؤسف أنه لن يراها أحد هذا العام إن لم تقرأ الكتاب |
Hevesli çalışma. Bu bir klasik. İşe yaramaması çok kötü. | Open Subtitles | المُجنّد المتلهّف ،هذا كلاسيكي من المؤسف أن هذا لن ينجح |
O kızla görüşemeyecek olması çok kötü. Çok güzel bir kız. | Open Subtitles | من المؤسف أن لا يستطيع رؤية تلك الفتاة , إنها جميلة |
Dünya hâlâ varken seninle hiç takım olmamamız çok yazık. | Open Subtitles | من المؤسف أننا لم نشترك سوياً بينما تواجد هذا العالم. |
Maalesef, artık O'nun adı Murong değil kocam olduktan sonra adı Liu oldu. | Open Subtitles | من المؤسف لك لانه الان معى انا عندما اتى الينا اول مره لم يكن رجلا |
Çok iyi fikir. Sana uyan bir tane bulamamak ne kötü. | Open Subtitles | هذة فكرة جيدة منك من المؤسف إنك لم تجدي واحداَ مناسباَ |
Bu akşamdan sonra böyle bir şansın olmayacak Ne yazık ki. | Open Subtitles | من المؤسف أنكى لن تنالى هذه الفرصه ابدا بعد هذه الليله |
..ama Ne yazık ki şu anda boş yerimiz yok. | Open Subtitles | من المؤسف أننا لا نقوم باي إفتتاحات في الوقت الحالي |
Ne yazık ki hemşehrileriniz genellikle hoşbeş ederek birbirlerini mahvetmekle çok meşgul. | Open Subtitles | من المؤسف أن رجالكم مشغولين عادة بذبح بعضهم ليتبادلوا مثل هذه المجاملات |
Ne yazık ki bu erkek için işler planladığı şekilde sona ermeyecek. | TED | ولكن من المؤسف لهذا الذكر، أن خطته لن تنجح كما يظن. |
"Bu geceki menüden çıkartsınlar diye... "...birinin mutfaktakilere rüşvet vermesi çok kötü oldu. | Open Subtitles | من المؤسف أن هناك من قام برشوة مسؤول المطبخ لرفعه من قائمة الطعام |
Her neyse artık arkadaşlığımın getirdiği menfaatlerden faydalanamaman çok kötü oldu. | Open Subtitles | من المؤسف أنكَ لم تعد قادراً على الاستفادة من مزايا صداقتي |
Şöyle diyor; Vampir gibi duyamaman çok kötü bir şeymiş. | Open Subtitles | قال أنّه من المؤسف أنّك لا تملكين سمع مصّاصي الدماء. |
En sonunda kendini de asacağın kadar ipin olmaması çok yazık. | Open Subtitles | من المؤسف إنه لم يكن ثمة حبل كافٍ لتشنقي نفسك به |
Erkenden gitmen çok yazık arkadaşın bay Manningcroft'la çok ilginç bir konuşma yapıyorduk | Open Subtitles | من المؤسف بأنكِ مضطرة للذهاب كان لديّ حديث شيق مع صديقك |
Bu kadar tatlı birinin politikayla kafasının karışmış olmasına çok yazık. | Open Subtitles | من المؤسف أن واحدة جميلة مثلك تكون متحيرة بالسياسة |
Maalesef 400 ödemek zorunda kaldı. -Peki, karşılığını alacağımı nasıl bileceğim? | Open Subtitles | من المؤسف أنك اضطررت لدفع 400 لها وكيف أعلم أنها ستأخذها حقاً؟ |
Paranın hep yanlış insanlarda olması ne kötü değil mi? Bunun için gelmemiştik. Ne içindi? | Open Subtitles | أليس من المؤسف ان المال مع الأشخاص الخطأ دائما ؟ ولكن ليس هذا ما جئنا من أجله, ماذا كان هو ؟ |
Babanın ölmesi çok üzücü ama insanlar çok çabuk iyileştiler. | Open Subtitles | من المؤسف وفاة والدكِ لكن الناس قد تخطوا ذلك بسرعه |
Elinizdeki erzak bittiğinde, hepinizin açlıktan ölecek olması çok acı. | Open Subtitles | من المؤسف أن كل ذلك سيضيع هباء عندما يموتون جوعاً |
Yazarlığı bırakması utanç verici olur. Çünkü çok yetenekli. Evet. | Open Subtitles | سيكون من المؤسف أن يتخلى عن الكتابة لأنه موهوب حقا. |
yazık ki bu adam ve ailesi sadece ölümü bulmuş. | Open Subtitles | من المؤسف أنّ هذا الرجل وعائلته قد وجدوا الموت فحسب. |
İyi çocuktu. Vurulması yazık oldu. | Open Subtitles | لقد كان فتىً طيباً من المؤسف أنه مات قتيلاً |
Bu bendi patlatacak olmamız büyük talihsizlik ama sulama yapmak zorundayız. | Open Subtitles | من المؤسف أن ندمر هذا السد ولكن لابد أن نروى الأرض |