Birçok genç kadın gibi ben de kendimi sevmekte zorlanıyordum. | TED | كافحت، مثل العديد من النساء الشابات، لحب ما أنا عليه. |
Eminim, senden ilgi bekleyen pek çok yaşlı ve zengin kadın vardır. | Open Subtitles | مؤكد انه يوجد الكثير من النساء الثريات فى انتظارك فقط لدفعهم حولك |
Pek çok kadın ve çocuk var. Tek istedikleri yiyecek, Tanrı aşkına! | Open Subtitles | هناك الكثير من النساء و الأطفال بينهم، كل ما يريدونه هو الغذاء |
Bunu söylemekten nefret ediyorum, Jimmy ama kadınlardan, kadınlar hakkında tavsiye alma. | Open Subtitles | أكره قول هذا، جيمي لكن لا تأخذ نصيحة من النساء بشأن النساء |
Böylece ben, eğitimsel amaçlarını gerçekleştirmek için büyük finansal sıkıntılarla karşı karşıya kalan siyahi kadınların yüzde 60'ından birisi oldum. | TED | وهكذا، كنت جزء من 60 بالمئة من النساء ذات البشرة الملونة اللاتي يجدن أن الأمور المالية عائق رئيسي لأهدافهم التعليمية. |
Pek çok kadın ve çocuk var. Tek istedikleri yiyecek, Tanrı aşkına! | Open Subtitles | هناك الكثير من النساء و الأطفال بينهم، كل ما يريدونه هو الغذاء |
Pek çok kadın ve çocuk istekleri dışında yabancı ülkelerde zorla tutulmaktadır. | Open Subtitles | يوجد الكثير من النساء والأطفال المحتجزين رغما عن إرادتهم في بلدان أجنبية. |
Ama El Sombrero'ya gelip giden çok fazla kadın vardır. | Open Subtitles | لكن الكثير من النساء يأتون هنا يجيئون ويذهبون الى سمبريرو. |
Adam da evine gelip, onun, o tür bir kadın olmadığını anlamıştır. | Open Subtitles | ربما أتى الى المنزل رأى بأن كوريتا ليست بتلك النوعية من النساء |
Şu anda senin pozisyonunda olmak isteyecek bir çok kadın var. | Open Subtitles | لعلمكِ, هناك الكثير من النساء يودنّ أن يكنّ في وضعيّتكِ الآن |
Bu şehirde aynı durumda olan binlerce belki onbinlerce kadın vardır. | Open Subtitles | ربما يوجد عشرات الآلاف من النساء على تلك الحالة في المدينة |
Pek çok kadın, pek çok insan ona asla ulaşamaz. | Open Subtitles | العديد من النساء أو الناس لا يرغبون في معرفة هذا. |
Bunu söylemekten nefret ediyorum, Jimmy ama kadınlardan, kadınlar hakkında tavsiye alma. | Open Subtitles | أكره قول هذا، جيمي لكن لا تأخذ نصيحة من النساء بشأن النساء. |
Bu güzel kapı, kadınlar avlusuna açılıyor, sadece Yahudiler girebilir. | Open Subtitles | البوابة الجميلة تؤدي الى بلاط من النساء وهو لليهود فقط |
Ben, tanıdığım kadınların hasta ve yorgun olmasından hasta ve yorgunum. | TED | لقد سئمت وتعبت من النساء اللاتي أعرفهن ممن سئمن وتعبن. |
Bir çok kadınların kaderi bana bağlı. Bir çok kadınların. | Open Subtitles | هناك الكثير من النساء اللاتي يعتمدن علي كثيرٌ من النساء |
kadınları ve sosisi bir kenara bırakırsak.... ...bunu burada da yapabiliriz. | Open Subtitles | حسنا، جانبا من النساء و النقانق، يمكنك أن تفعل ذلك هنا. |
Soru şu ki, 3 kadından hangisini işe aldı ? | Open Subtitles | إذاً السؤال هو أي واحدة من النساء ستأخذ الوظيفة ؟ |
Bu kadar çok kadınla bu kadar az adam manastır dışında hiç görmemiştim. | Open Subtitles | ولم أر هذا الكم من النساء مقابل قلة من الرجال خارج دير راهبات |
Çoğu kadının yaptığı diğer şey ise her şeyi yapmamız gerektiğini düşünmemiz. | TED | شيء آخر أن عديدًا من النساء نفكر بأن علينا فعل كل شيء. |
PM: Billie, senin hikâyen her yerdeki pek çok kadına ilham verdi. | TED | بات: ألهمت قصتك بيلي العديد من النساء في كل مكان. |
Başka kadınlara kızgın olabiliriz. Çünkü kim güzel bir kız kavgası sevmez ki? | TED | يمكننا أن نغضب من النساء الأخريات، فمن لا يحب أن يشهد صراعًا بين امرأتين؟ |
Çoğu kadında bugün buraya gelecek cesaret olmazdı. | Open Subtitles | ليس كثير من النساء يمتلكن الشجاعه ليكن هنا |
Burası halka açık bir yer değil ki, bayanlar soyunma odası. | Open Subtitles | حبيبتي، الذي يهتم كيف تنظرون لغيرها من النساء. |
Bana daima daha kaliteli kadınlarla çıkmamı söyleyen sen değil miydin? | Open Subtitles | أنت دائما تخبرني أن يجب أن تواعد صنف رفيع من النساء. |