ويكيبيديا

    "من باب" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • Sırf
        
    • olsun diye
        
    • kapıdan
        
    • olur ne olmaz
        
    • kapısına
        
    • nezaketen
        
    • olmak için
        
    • nezaketini göster
        
    Bu arada Sırf merakımdan soruyorum gizli bölme olayını nasıl akıl ettiniz? Open Subtitles نعم ، فقط من باب الفضول ، بالمناسبة ، بالضبط كيف يمكنك معرفة اشياء الوحة السرية ؟
    Sırf meraktan soruyorum araştırmanda hiç insan gereksinimi var mı? Open Subtitles ..حسنا, من باب الفضول أهناك اي أبحاث طبية بشرية متورطة في أبحاثكِ ؟
    Bunu birazcık eğlence olsun diye yaptığını düşünüyorum, belki de ünlü olmayı umuyorsundur. Open Subtitles لدي شعور انك فعلت ذلك من باب المزاح ربما طمعاً بالحصول على الشهرة
    Sana, iş olsun diye hayatına farklı bir şeyler kat demiyorum. Open Subtitles ألا تظنّين أن عليكِ .. تنويع طموحاتك من باب الاحتياط فقط؟
    kapıdan fırlamıştı ve boynu kırıldığı için kafası bir garip şekildeydi. Open Subtitles لقد قُذف خارجاً من باب السيارة ورأسه كان في وضع غريب
    Ne olur ne olmaz diye her üç devre arasında bir sıra değişimini gösteren dairesel denetim rotasyonu hazırladım. Open Subtitles من باب الاحتياط لقد قمت بعمل بعض المناوبات حيث نتناوب كل ثلاث أشواط و إن كان هناك أشواط إضافية
    Ayrıca bu, hedefinizin penceresine ve kapısına yaklaştıysanız aktif durumda olan bir alarm sisteminin olup olmadığını söyler. Open Subtitles مما يعني إنه ما إن تبترب من باب و نوافذ هدفك يمكنك معرفة إن كان لديه نظام إنذار شغّال بتحريك يدّك
    nezaketen, kibar bir misafir oluyorum ve bir şişe götürüyorum. Open Subtitles ,من باب الأدب, لأكون ضيفا مؤدبا أحضر علبة إلى هناك
    - Peki, neden güvende olmak için bir düzine ile gitmiyoruz? Open Subtitles حسناً، لمَ لا نستقر على إثنا عشر حارساً من باب الإحتياط؟
    Sırf meraktan soruyorum. O otel odasında ne yaptın? Open Subtitles من باب الفضول، ماذا كنت تفعل في الفندق؟
    Özel imtiyazlar için, güç için ya da Sırf alışkanlıktan yalan söylüyorlardı. Open Subtitles كذبوا من أجل المصالح... من أجل السلطة... وحتى من باب العادة
    Sırf merakımdan soruyorum, hâlâ sosis var, değil mi? Open Subtitles من باب الفضول، ألدينا بعضا من النقانق؟
    Eğlence olsun diye yapıyor ama. Open Subtitles انه يقولها من باب الفكاهة انه يقود دائما للملوك و الملكات
    Değişiklik olsun diye anlamlı filmler yapmaya başlayacağına dair laflar dolaşıyor. Open Subtitles بإختصار إنه سيبدأ بإنتاج أفلام ذات معنى، من باب التغيير
    Spor olsun diye beni vurmayacaksın değil mi? Open Subtitles لن تطلقي عليّ النار من باب التمرين ، صحيح؟
    Bir keresinde bir konferans sonu otel lobisinde, tam kapıdan çıkmak üzereydim ki iş arkadaşım beni yakaladı. TED ذات مرة وفي نهاية مؤتمر في ردهة فندق، وأنا أهمُ فعلًا بالخروج من باب الفندق، لحقت بي زميلة.
    Oğlumun sesini son duyuşum, okula gitmek için ön kapıdan çıkarkendi. TED كانت آخر مرة سمعت فيها صوت ابني عند خروجه من باب المنزل في طريقه إلى المدرسة.
    Ne olur ne olmaz tüm telefonlarını biliyor olmalılar. Open Subtitles حسناً، يجب أن يسجلوا جميع الأرقام من باب الإحتياط
    Belki de ne olur ne olmaz diye zili çalmalıyız. Open Subtitles أتعرفين ، يجب ان نقرع جرس الباب فقط من باب الإحتياط
    Garaj kapısına gidersek bizi duyarlar. Open Subtitles سيسمعاننا إن حاولنا الخروج من باب المرآب
    Müzikal artık ilgini çekmiyordur herhalde ama nezaketen sana haber vereyim dedim. Open Subtitles ربما لست مهتمة بالمسرحية الموسيقية بعد الآن، لكن من باب اللباقة، أعلمك
    Hayır, bir gece daha burada tutmak istiyoruz, sadece emin olmak için. Open Subtitles كلا، نريد أن نبقيه تحت الملاحظة، من باب الإحتياط
    Bu işi benim yolumla halletmeyi deneme nezaketini göster lütfen. Open Subtitles ولو من باب المجاملة حاولي أستخدام طريقتي، من فضلك

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد