Ama olay şu ki ve olay şuydu ki hayatımızın her günü epiktir | TED | لكن الفكرة هي، والفكرة كانت أن كل يوم من حياتنا عبارة عن ملحمة، |
Zihin, en değerli ve kıymetli kaynağımız, sayesinde hayatımızın her anını tattığımız, | TED | العقل، هو المورد الأكثر قيمة و ثمناً لديناً ، فعبر كل لحظة واحدة نمر فيها من حياتنا |
Hepimiz önümüzdeki 40 yıl için, robotların varlığına itibar edecek ve günlük hayatımızın bir parçası haline getireceğiz. | TED | وسنعتمد على الروبوتات خلال الأربعين سنة القادمة كجزء من حياتنا اليومية |
6 ay içinde, Dan hayatımızdan sonsuza dek çıkıp gitmiş olacak. | Open Subtitles | خلال سته اشهر دان سوف يخرج من حياتنا كلنا والي الابد |
O zamanlar bu yolculuğun hayatımızı ne kadar değiştireceği hakkında hiç bir fikrimiz yoktu. | TED | في حينها لم نكن نعلم كم يمكن لهذا الطقس وتلك الرحلات أن تغير من حياتنا |
Bill Gates: Yani, sanırım hayatımızda bu parayı nasıl geri vereceğimizi bulmak için birlikte çalışacağımız bir dönem olacağı için heyecanlıydık. | TED | بيل: حسنا، أعتقد أننا كنا متحمسين أن تكون هناك مرحلة من حياتنا حيث نعمل سوية وأن نعرف كبفية إعادة هذا المال. |
İşte oradaydık, ruhlar ve bedenler Hayatlarımızın son gecesinde Teksas'ta bir kiliseye tıkılmış. | TED | كنا هناك، أرواحًا وأجسادًا مكتظة في كنيسة تكساس في الليلة الأخيرة من حياتنا. |
Ben " Days of Our Lives " de Dr. Drake Ramoray' dim. | Open Subtitles | لقد كنت دكتور دريك رامورى فى المسلسل ايام من حياتنا |
Tek şey bu değil ama bugünlerde hayatta olmanın bir parçası da bu oldu. | Open Subtitles | ليس هو الشيء الوحيد ولكن تلك الأيام إنه جزء من حياتنا |
Müzik hayatımızın büyük bir parçasıydı. | TED | شكلت الموسيقي جانباً كبيراً من حياتنا معا. |
Aynı fikirde olan insanlarla dışarı çıkıp, değişik şeyler yapmak isterler ve hayatımızın her aşamasındaki gibi arkadaş olmak isterler. | TED | يريدون الخروج، والقيام بأشياء شيّقة مع أشخاص يُفكّرون مثلهم، ويكوّنون علاقات صداقة ملما قمنا بذلك في كلّ مرحلة من حياتنا. |
Birkaç gün sonra, yakın akrabaların katıldığı bebek Callum da dahil, bir cenaze töreni düzenledik ve hayatımızın bu bölümünü kapattık. | TED | بعد بضعة أيام،أقمنا جنازة مع عائلتنا الحالية بما في ذلك الطفل كالوم، ونحن أساسًا أغلقنا هذا الفصل من حياتنا |
Aslında mikroplar zaten günlük hayatımızın gerekli bir parçalarıdır. | TED | الحقيقة أن الميكروبات هي بالفعل جزء لا يتجزأ من حياتنا اليومية. |
Ancak internet hayatımızın bir parçası haline geldikçe onu daha pasif bir şekilde kullanır olduk. | TED | لكن وبعد أن اصبح الإنترنت أكثر وأكثر جزءًا من حياتنا اعتمادنا واستخدامنا له أصبح أكثر سلبيةً في معظم الأحيان. |
Plastiğin hayatımızın ayrılmaz bir parçası hâline gelmesi ve bir gün bile o olmadan duramamamız ilginç. | TED | هذا مثير للاهتمام كيف صار البلاستيك جزء أساسي من حياتنا وكيف صرنا لا نستطيع أن نمضي يوماً واحداً بدونه. |
Artık rassallığın, belirsizliğin ve şansın günlük hayatımızın çok içinde bir parçası olduğunu biliyoruz. | TED | حسناً، نحن نعرف أن العشوائية، وعدم اليقين، والصدفة هي جزء كبير من حياتنا اليومية. |
Yoksa cinsel hepçil bir Mary Poppins gibi hayatımızdan gidecek mi? | Open Subtitles | او اذا هي اختفت من حياتنا مثل ماري بوبينز النهمة جنسياً |
hayatımızdan çıkar ve böylece hepimiz yolumuza devam edebiliriz, kesin bir şekilde. | Open Subtitles | سوف يخرج من حياتنا و سوف يمكننا التقدم للامام مرة و للابد |
Beşikten mezara kadar hayatımızı her yönden kontrol etmek istiyorlar. | Open Subtitles | يريدون أن يسيطروا على كل جانب من حياتنا, من الولادة وحتى الموت. |
Duyguların bilimde en az hayatımızda olduğu kadar önemli olduğunu söylemek istiyorum. | TED | أود أن أقترح أن العواطف لا تقل أهمية في العلم كما هي في أي جزء آخر من حياتنا. |
Düşünmekte zorlandığımız o zamanı olmayan şeylerden biri o kadar işe yarıyorlar ki Hayatlarımızın bir parçası. | TED | إنه أحد الأشياء الخالدة التي قليلا ما نفكر فيها. لأنه اصبح جزء من حياتنا. |
Dr. Drake Ramoray'i izleyebilmek için derslerimi ayarlardım "Days of Our Lives"ta. | Open Subtitles | لقد نظمت دروسى حتى اتمكن من مشاهدة دكتور داريك رامورى فى مسلسل ايام من حياتنا |
Tek şey bu değil ama bugünlerde hayatta olmanın bir parçası da bu oldu. | Open Subtitles | ليس هو الشيء الوحيد ولكن تلك الأيام إنه جزء من حياتنا |
Bu, belki de hayatımız boyunca hiç bu kadar önemli olmamıştır. | TED | ربما لم يكن الأمر قط أكثر أهمية في أي وقت من حياتنا. |