| Biraz daha yoluna devam edeceksin, ya da belki daha az, ama hiçbir iz bırakmadan tarihe karışacaksın. | Open Subtitles | سوف تدوم لفترة أطول قليلاً أو أقل قليلاً ولكنك ستختفي من دون أثر |
| Deposunu bastıklarında üç tonluk kokain ardında hiçbir iz bırakmadan yok olup gitmişti. | Open Subtitles | وعندما داهموا مُستودعه، ثلاثة أطنان من الكوكايين اختفت من دون أثر. |
| İz bırakmadan çabucak kaybolan pizza. | Open Subtitles | البيتزا التي تختفي على الفور من دون أثر |
| Ve iz bırakmadan kaybolan klonlara. | Open Subtitles | ونخب للنسخ التي تختفي من دون أثر |
| Sonra da iz bırakmadan ortadan kayboldu. | Open Subtitles | وبعدها بالطبع، اختفى من دون أثر |
| Dördüncü eşi ardında hiç iz bırakmadan kayboldu. | Open Subtitles | زوجته الرابعة اختفت من دون أثر لها |
| Ardında iz bırakmadan bir yıldan fazla zamandır kayıpsın. | Open Subtitles | إختفيت من دون أثر لأكثر من عام. |
| Birisi iki polisi ardında hiçbir iz bırakmadan harcadı. | Open Subtitles | أحدهم أخفى شرطيّيْن من دون أثر. |
| Laitanan hakkında okuduğum her şey iz bırakmadan kaybolduğunu söylüyor. | Open Subtitles | (كل ما قرأته عن (لايتانان يقول بأنه قد إختفى من دون أثر |
| Kaybolduklarında hepsi üniversite öğrencisiymiş. 5'inden 4 tanesi hiçbir iz bırakmadan kaybolmuş. | Open Subtitles | أربعة منهن اختفين من دون أثر |
| Son birkaç yıl içinde yüksek rütbeli tacirler, geride bir iz bırakmadan Hindistan'daki Bholas'da bulunan Jalloh ve Yeboah klanlarından ve Bolivya'daki Rocha Kartelinden kayboldular. | Open Subtitles | على مدى السنوات القليلة الماضية، اختفى صيادون كبار من دون أثر من عشائر (جالو و يابو)ا |
| 1782'de iz bırakmadan ortadan kayboldu. | Open Subtitles | أختفى من دون أثر في عام 1782 |
| İz bırakmadan. | Open Subtitles | من دون أثر |