Yani, insanlara yardım etmek pek sana göre bir şey değil. | Open Subtitles | أعني أنّ مساعدة الناس لم تكن من شيمك يوماً |
Bekle biraz, tam sana göre. | Open Subtitles | مهلاً، هذا من شيمك بالضبط |
Hayatım, bu senin yapacağın bir şey değil. | Open Subtitles | هذا ليس من شيمك يا حبيبتي |
Pek senin yapacağın bir şey değil. | Open Subtitles | هذا ليس من شيمك |
Çünkü yolun sonunda savunmasız kalacağın çıkmaz bir sokak var. O sen değilsin değil mi? | Open Subtitles | يوجد طريق مسدود بغلاف كبير من الضعف هذا ليس من شيمك أليس كذالك؟ |
Baskılama senin uzmanlık alanın gibi. | Open Subtitles | إن الكبت من شيمك |
Ve keşke hiç burnumu sokmamış olsaydım diyorum şimdi. Hayır, bu hiç sana göre bir davranış değil. | Open Subtitles | لا، هذا ليس من شيمك |
sana göre değil. | Open Subtitles | هذا ليس من شيمك |
Öldürmek sana göre değil. | Open Subtitles | ليس من شيمك أن تقتل. |
Hiç sana göre değil. | Open Subtitles | هذا ليس من شيمك |
Bu hiç sana göre değil. | Open Subtitles | ذلك ليس من شيمك |
- Bu senin yapacağın bir şey değil. | Open Subtitles | إنه ليس من شيمك. |
Senin yapacağın bir şey değil bu. | Open Subtitles | هذا ليس من شيمك |
Bu sen değilsin, Tony. | Open Subtitles | هذا ليس من شيمك, توني, أليس كذلك؟ |
Bu sen değilsin. | Open Subtitles | هذا ليس من شيمك |
Bu sen değilsin. | Open Subtitles | هذا ليس من شيمك |
Düşünmek senin uzmanlık alanın değil George. | Open Subtitles | (التفكير ليس من شيمك يا (جورج |