Deponun çevresindeki her paralı telefonu kayda almışlar. Bu kaçakçılığı engellemenin bir parçasıydı... | Open Subtitles | فهم يتنصتون على كل الهواتف حول المستودع هذا جزء من عمليات مكافحة التهريب |
Bütün bu işlerden, arkamdan çevirdiğin bir düzine kasa soyma işinden sonra... davaya bir katkı sağlamayı düşünmedin hiç. | Open Subtitles | كل هذه الاعمال, الكثير من عمليات السرقة بدون علمي, ولم تفكر ابدا في تقديم جزية او المساهمة في القضية. |
Mulholland Çıkmazı yakınında bir dizi eve zorla giriş olmuş. | Open Subtitles | لقد كان هناك سلسله من عمليات السطو قرب طريق مولهولاند |
1988'de Minnesota Üniversitesi'nde, bir dizi pankreas nakli çalışmaları yaptım. | TED | في عام 1988 ، في جامعة مينسوتا ، شاركت في سلسلة صغيرة من عمليات زراعة عضو البنكرياس كاملاً. |
Sonuç olarak uçmak metabolizma için zor bir şeydir. | TED | فالطيران يستهلك الكثير من عمليات الأيض. |
Başka bir gezegen sisteminin oluşum sürecinden çıkmış arkeolojik bir kalıntı olduğu yönünde hemfikiriz, kıyıya vurmuş bir dal parçası gibi. | TED | نعتقد بالتأكيد أنه من المرجح أن يكون مخلفات أثرية متبقية من عمليات تكوين خاصة بنظام كوكبيّ آخر، بعض الأخشاب السماوية الطافية. |
Zekayı en güçlü seviyesine getirme süreci olarak düşünmeliyiz. Öyle bir süreç ki, geleceği belli şekillerde yönlendirmeli. | TED | إننا بحاجة إلى أن نفكر بالذكاء كعملية للتحسين، عملية توجه المستقبل إلىمجموعة معينة من عمليات التهيئة. |
bir sürecimiz var. Bu süreç içerisinde, bilirsiniz, bir şekilde bilgisayarya yüklüyoruz ve sayısallaştırıyoruz ve sonra çok sayıda analiz. | TED | لدينا عملية حيث نقوم بوضع المقطوعة داخل الكومبيوتر و نحولها لصيغة رقمية ثم الكثير من عمليات التحليل |
Bu durum, size daha önce bahsettiğim gelişme ile ilgili konuyu bir kez daha gösteriyor. | TED | انه نوع من عمليات التجميل .. تحتاجها في حالات التطوير |
Yaptığınız işte başarısız olmanızın doğuracağı sonuçlar üzerine odaklanıyorsunuzdur. Çünkü herhangi bir hareketi etkili bir şekilde yapmak için tamamıyla onun üzerinde yoğunlaşıp süreçleri gözden geçirmeniz gerekir. | TED | أنت تفكّر في تبعات الفشل في ما تفعله لأن أي خطوة يجب أن تحتاج كل ما تبذله من عمليات التركيز والتفكير لتنفيذها بكفاءة. |
Operasyonel öncelikli bir mesaj geliyor efendim. | Open Subtitles | وردت رساله لها أولويه من عمليات الأسطول يا سيدى |
Terorist bir grubun lideriyim... bir çok vandalizm olaylarından sorumluyum, ve bütün şehre saldırılardan. | Open Subtitles | أنا زعيم منظمة أرهابية مسؤله عن العديد من عمليات التخريب والأعتداء في جميع أنحاء المدينه |
Şehirde meydana gelen birçok saldırı ve yıkıcı faaliyetlerden sorumlu terörist bir örgütün lideriyim. | Open Subtitles | أنا زعيم منظمة أرهابية مسؤله عن العديد من عمليات التخريب والأعتداء في جميع أنحاء المدينه |
Teşekkürler. Bayağı bir hırsızlık yapmak zorunda kaldık. | Open Subtitles | شكراً ، تطلب تعديلها الكثير من عمليات الاحتيال |
Bob'un girişimci operasyonlarla dolu bir geçmişi var. | Open Subtitles | بوب لديه تاريخ طويل من عمليات العميل المزدوج |
Yağmalanacağından korkarak özel pek çok şeyini kimsenin bilmediği bir yere saklamış. | Open Subtitles | خوفا من عمليات النهب أما ممتلكاته الشخصية الثمينة ـ ـ فكانت مخزنة سرا في مكان آخر |
Müvekkilimin o hırsızlıklarla herhangi bir ilgisi yok. | Open Subtitles | لا يمكن ان يكون موكلي متورطاً بأي من عمليات السطو هذه |
Binlerce önuçuş kontrolü yaptım, bir problem yoktu. | Open Subtitles | قمت بالكثير من عمليات الفحص قبل التحليق و لا توجد مشكله |
Shelly'nin kampüsünde meydana gelen bir dizi tecavüz olayını araştırıyoruz. | Open Subtitles | نحن نتحرى في سلسلة من عمليات الاعتداء الجنسي والتي حدثت في حرم جامعة شيلي |
Ben de bir sürü ciddi, hayat değiştiren ameliyat yapıyorum. | Open Subtitles | أقوم بالعديد من.. عمليات جراحية أساسية تغير الحياة كثيراً. |