Haç sadece bir sembol değildi. Bazı mistik metinleri anlamak için kullanılırdı. | Open Subtitles | الصليب كان أكثر من مجرد رمز لقد كان يستخدم لفهم النصوص الغريبة |
Cesaretin kırılmasın. Tiyatro kulübünün sadece şarkıcılara değil... hayranlara da ihtiyacı var. | Open Subtitles | لا تكن بائساً,المسرح يتطلب أكثر من مجرد مغنيين إنه يتطلب محترفيين أيضاً |
sadece bir kaç güzel kelime ve bir bardak çaydan daha fazlasının gerekeceğini düşünüyorum, hayatımın bir anlamı olduğunu anlamamı sağlamak için. | Open Subtitles | أنا أعتقد أنه يوجد الكثير لأتلقاه منكِ أكثر من مجرد بعض الكلمات اللطيفة وفنجان من الشاي لجعلي أصدق أن حياتي تعني شيئاً |
Tüm bu zaman boyunca senin için bir hikâyeden fazlası olduğumu zannediyorum. | Open Subtitles | كل هذا الوقت كنت أظن أننى لست أكثر من مجرد قصة تافهة |
Güneşi örten sağanak yağmurdan çok daha fazla bir şeydi. | Open Subtitles | كان الأمر أكثر من مجرد مرور بعض السحاب عبر الشمس |
Genç avcı için, avdan ona düşen pay yiyecekten daha öte birşey. | Open Subtitles | بالنسبة للصياد الشاب , كان نصيبه من اللحم أكثر من مجرد طعام |
Genç adam, suçlandığın "güvenlik kameralarını çalma" fiili basit bir vandalizmden fazlasıdır. | Open Subtitles | إيها الشاب سرقتك لآلات التصوير تلك كانت أكثر من مجرد فعل تخريبي |
sıradan bir insana göre farklıydılar. | Open Subtitles | سيكون بمقدورهم القيام بما هو أكثر من مجرد البقاء |
Yo, yo, yo, yo, sadece bir yemekten daha fazlasıydı. | Open Subtitles | لقد كان غداءً كلا, لقد كان أكثر من مجرد غداء |
Propaganda sadece gazeteden ibaret değil. Mesele, siviller arasındaki direnişi yüreklendirmek. | Open Subtitles | الإعلانات أكثر من مجرد جريدة إنها بخصوص شجاعة المقاومة عبر المواطنين |
sadece kalmak için bir yerden daha fazlasını arıyor olabileceğini ummuştum. | Open Subtitles | تمنّيت لو انك كنت طلبت منى أكثر من مجرد مكان للبقاء |
Fakat sadece bir hikâye olmaktan daha fazlası olmuş olabilir mi? | Open Subtitles | ولكن هل يمكن ان تكون إنها كانت أكثر من مجرد قصة؟ |
Ama bunun sadece eski bir yanlışı düzeltme olmadığını da biliyorum. | Open Subtitles | ولكنني أعلم أيضاً، أن ذلك أكثر من مجرد تصحيح خطأ قديم |
Tabii bu sadece o yaratığın yakalanmasından başka bir şey değilse. | Open Subtitles | أعني، مالم يكن هذا أكثر من مجرد إلقاء القبض على المخلوق |
Şöyle diyeyim, yapmak sitediğim şeyden çok fazlası... sadece dokunmak sadece dokunmak | Open Subtitles | خليني أقول بس إن إللي عايزاه أكتر من مجرد الأطراف مجرد الأطراف |
Bu olayda, babasız bir çocuktan daha fazlası olduğunu duymak istiyorum. | Open Subtitles | أردتك أن تعلم أن هذا أكثر من مجرد أبن يفتقد أباه |
Evet, ama bir kaç kalp kırıklığından daha fazlası oldu. | Open Subtitles | نعم،ولكن كان هناك أكثر من مجرد القليل من كسرات القلب |
İkimiz de biliyoruz, sen Charlie için bir öğretmenden çok daha ötesin. | Open Subtitles | هيا , كلانا يعرف أنك كان أكثر بكثير من مجرد معلم لتشارلي |
Bir dizi dava sıralamış ve hepsi de para cezasından öte, Ray. | Open Subtitles | لقد أقام دعوة قضائية و هي أكثر من مجرد غرامة يا راي |
Ama tabii konu, bizim için basit bir velayet davasından çok daha önemli. | Open Subtitles | الآن هذا هو لنا، من الواضح أكثر بكثير من مجرد جلسة حضانة طفلة. |
Rambaldi olduğu için bunun sıradan bir saat olmadığını düşünüyorsun. | Open Subtitles | وبسبب تورط رامبالدى فى تقليد الساعه, تعتقدون انها اكثر من مجرد ساعه. |
Burnun romantizme katkısı ise parfümü ya da kolonyayı farketmekten fazlasıdır. | TED | مساهمة الأنف في الرومانسية أكبر من مجرد ملاحظة عطر أو كولونيا. |
Bir sanat eserinin insanı etkilemesi, yalnızca tekniğin değil; aynı zamanda sanatçının düşüncesinin ve yaşam mücadelesinin de sonucu olmalı. | TED | إن كنت تريد أن تحرّك مشاعر شخص ما بعمل فنيّ، فعليه أن يكون أكثر من مجرد تقنية، بل أيضا أفكار الفنان و كفاحه في الحياة. |