ويكيبيديا

    "من واجبي أن" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • benim görevim
        
    • benim görevimdi
        
    • benim işim
        
    • benim vazifem
        
    Lily'nin bir buçuk haftaya kadar iki buçuk kilo alması lazım ve benim görevim de bunu başarmasını sağlamak. Open Subtitles يجب على ليلي أن تزيد خمسة باوندات في أسبوع و نصف و من واجبي أن أساعدها على القيام بذلك
    Lider'im, sizin buradan ayrılmanızı tavsiye etmek benim görevim. Open Subtitles أيها الفوهرر , انه من واجبي أن أنصحك بالمغادرة في الحال
    - Ve ben de size diyorum ki, Başmüfettiş, benim görevim de ismimi bu affedilmez iftiradan olabildiğince çabuk temizlemek. Open Subtitles أنه من واجبي أن أبرئ اسمي من هذا الافتراء الغير مغتفر بأقصى سرعة ممكنة
    Gemiyi savunmak benim görevimdi ve başarısız oldum. Open Subtitles كان من واجبي أن أحمي السفينة، وقد فشلت في ذلك.
    Cesetleri tahnitçi hazırlamak benim görevimdi. Open Subtitles كان من واجبي أن أحضر الجثث للتحنيط
    Bak Karen, nişanlına bir dergide yayınlanacak fotoğraf çekiminde olamayacağını söylemek benim işim değil. Open Subtitles اسمعي كارن, ليس من واجبي أن أخبر خطيبك أنه لايمكنه أن يكون في الصور الملتقطه لمجلة ازياء
    Toplum içinde daha dikkatli olman için seni uyarmak benim vazifem. Open Subtitles فلذا من واجبي أن أذكرك أنك ما بين النبلاء
    İnanıyorum ki size yeni hizmetkarınızın güvenilmez olduğunu söylemek benim görevim. Open Subtitles أعتقد أنه من واجبي أن أخبرك ذلك خادمك الجديد لا يمكن أن يؤتمن
    Ama belediye meclisi başkanı olarak sormak benim görevim sanırım. Open Subtitles ولكنني رئيس مجلس المدينة, لذا من واجبي أن أسألك
    Bilmiyorum. Arkadaşın olarak bazı şeyleri belirtmek benim görevim. Open Subtitles لا أعرف، بصفتي صديق من واجبي أن أنبّهك للعيوب
    Şimdi, bu şirkette çıkarları olan biri olarak hissediyorum ki, O'nu sorumlu tutmak benim görevim. Open Subtitles لذا الآن، كشخص لديه سهم في تلك الشركة، أشعر أنه من واجبي أن أحمّله المسؤوليّة
    Güvenlik sorumlusu olarak, benim görevim sizi hayatta tutmak. Open Subtitles بصفتي رئيساً للأمن فإنه من واجبي أن أبقيكم على قيد الحياة
    Dünya'daki Büyükelçi olarak benim görevim insanların davranışlarını gözlemlemek ve anlamaktır. Open Subtitles كسفير للأرض من واجبي أن أراقب وأفهم السلوك البشري
    benim görevim, Parlamento'nun Kral'la olan evliliğinizi geçersiz bulduğunu size iletmektir. Open Subtitles أن من واجبي أن أحيطك علما بأن البرلمان قد وجد زواجك من الملك غير صالح
    Sizi uyarmak benim görevimdi. Open Subtitles كان من واجبي أن أحذرك.
    Hiçbirinizin pasaklı görünmemesi benim işim. Open Subtitles من واجبي أن أحرص أن لا يبدو أحداً منكم كالصعلوك
    Hiçbirinizin pasaklı görünmemesi benim işim. Open Subtitles من واجبي أن أحرص أن لا يبدو أحداً منكم كالصعلوك
    O mektubu, üniversitelere öğrenciler hakkında dürüst bir Değerlendirme yapmanın benim işim olduğu için yazdım. Open Subtitles لقد كتبت تلك الرسالة لأنه من واجبي أن أعطي تقييما صادقا عن الطالب للجامعة
    Hiç yakını yok diye bununla uğraşmak benim vazifem mi? Open Subtitles هل من واجبي أن ادفع كلّ شيء لأنها ليس لدّيها أيّ أقارب؟
    Onun ibreti âlem olması artık benim vazifem. Open Subtitles من واجبي أن أجعلها مثالاً
    - Böyle düşünebilirsiniz, Bayan Summerson, ama benim vazifem Bay Carstone'un Jarndyce davasında bir kazancı olduğuna ve bu kazancın peşinden gitmesinin hakkı olduğuna işaret etmektir. Open Subtitles - ربما تعتقدي هذا ، آنسة (سمرسون)، ولكن من واجبي أن أشير إلى أن السيد (كارستون) لديه إهتمام بـ"جارنديس وجارنديس"، والحق فى مُلاحقة هذا الإهتمام

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد