Lily'nin bir buçuk haftaya kadar iki buçuk kilo alması lazım ve benim görevim de bunu başarmasını sağlamak. | Open Subtitles | يجب على ليلي أن تزيد خمسة باوندات في أسبوع و نصف و من واجبي أن أساعدها على القيام بذلك |
Lider'im, sizin buradan ayrılmanızı tavsiye etmek benim görevim. | Open Subtitles | أيها الفوهرر , انه من واجبي أن أنصحك بالمغادرة في الحال |
- Ve ben de size diyorum ki, Başmüfettiş, benim görevim de ismimi bu affedilmez iftiradan olabildiğince çabuk temizlemek. | Open Subtitles | أنه من واجبي أن أبرئ اسمي من هذا الافتراء الغير مغتفر بأقصى سرعة ممكنة |
Gemiyi savunmak benim görevimdi ve başarısız oldum. | Open Subtitles | كان من واجبي أن أحمي السفينة، وقد فشلت في ذلك. |
Cesetleri tahnitçi hazırlamak benim görevimdi. | Open Subtitles | كان من واجبي أن أحضر الجثث للتحنيط |
Bak Karen, nişanlına bir dergide yayınlanacak fotoğraf çekiminde olamayacağını söylemek benim işim değil. | Open Subtitles | اسمعي كارن, ليس من واجبي أن أخبر خطيبك أنه لايمكنه أن يكون في الصور الملتقطه لمجلة ازياء |
Toplum içinde daha dikkatli olman için seni uyarmak benim vazifem. | Open Subtitles | فلذا من واجبي أن أذكرك أنك ما بين النبلاء |
İnanıyorum ki size yeni hizmetkarınızın güvenilmez olduğunu söylemek benim görevim. | Open Subtitles | أعتقد أنه من واجبي أن أخبرك ذلك خادمك الجديد لا يمكن أن يؤتمن |
Ama belediye meclisi başkanı olarak sormak benim görevim sanırım. | Open Subtitles | ولكنني رئيس مجلس المدينة, لذا من واجبي أن أسألك |
Bilmiyorum. Arkadaşın olarak bazı şeyleri belirtmek benim görevim. | Open Subtitles | لا أعرف، بصفتي صديق من واجبي أن أنبّهك للعيوب |
Şimdi, bu şirkette çıkarları olan biri olarak hissediyorum ki, O'nu sorumlu tutmak benim görevim. | Open Subtitles | لذا الآن، كشخص لديه سهم في تلك الشركة، أشعر أنه من واجبي أن أحمّله المسؤوليّة |
Güvenlik sorumlusu olarak, benim görevim sizi hayatta tutmak. | Open Subtitles | بصفتي رئيساً للأمن فإنه من واجبي أن أبقيكم على قيد الحياة |
Dünya'daki Büyükelçi olarak benim görevim insanların davranışlarını gözlemlemek ve anlamaktır. | Open Subtitles | كسفير للأرض من واجبي أن أراقب وأفهم السلوك البشري |
benim görevim, Parlamento'nun Kral'la olan evliliğinizi geçersiz bulduğunu size iletmektir. | Open Subtitles | أن من واجبي أن أحيطك علما بأن البرلمان قد وجد زواجك من الملك غير صالح |
Sizi uyarmak benim görevimdi. | Open Subtitles | كان من واجبي أن أحذرك. |
Hiçbirinizin pasaklı görünmemesi benim işim. | Open Subtitles | من واجبي أن أحرص أن لا يبدو أحداً منكم كالصعلوك |
Hiçbirinizin pasaklı görünmemesi benim işim. | Open Subtitles | من واجبي أن أحرص أن لا يبدو أحداً منكم كالصعلوك |
O mektubu, üniversitelere öğrenciler hakkında dürüst bir Değerlendirme yapmanın benim işim olduğu için yazdım. | Open Subtitles | لقد كتبت تلك الرسالة لأنه من واجبي أن أعطي تقييما صادقا عن الطالب للجامعة |
Hiç yakını yok diye bununla uğraşmak benim vazifem mi? | Open Subtitles | هل من واجبي أن ادفع كلّ شيء لأنها ليس لدّيها أيّ أقارب؟ |
Onun ibreti âlem olması artık benim vazifem. | Open Subtitles | من واجبي أن أجعلها مثالاً |
- Böyle düşünebilirsiniz, Bayan Summerson, ama benim vazifem Bay Carstone'un Jarndyce davasında bir kazancı olduğuna ve bu kazancın peşinden gitmesinin hakkı olduğuna işaret etmektir. | Open Subtitles | - ربما تعتقدي هذا ، آنسة (سمرسون)، ولكن من واجبي أن أشير إلى أن السيد (كارستون) لديه إهتمام بـ"جارنديس وجارنديس"، والحق فى مُلاحقة هذا الإهتمام |