ويكيبيديا

    "من وجهة" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • açısından
        
    • açıdan
        
    • kadarıyla
        
    • bakış açımdan
        
    • gözünden
        
    • açısına
        
    • açısıyla
        
    • kendi bakış
        
    • görüş açılarından
        
    Bu sadece kamu sağlığı açısından kötü olan bir sistem değil; karanlıkta kalan yerel aileler için tehlike ortaya çıkartmaktadır. TED هذا نظام ليس سيئاً فحسب من وجهة نظر الصحة العامة؛ بل يعرّض العائلات المحلية للخطر تلك التي تبقى في الظلام.
    Eleştirel kuramın, tüm eleştiri kuramlarının bizi başarısız kıldığı bakış açısından bir incelemesi. Open Subtitles إنه اختبار للنظرية النقدية من وجهة النظر التي خذلتنا فيها كل المدارس النقدية
    - Hiçbir şey. Yabancı ancak belli bir açıdan baktığında endişelendirir seni. Open Subtitles أنت تقلق بشأن الغريب إن نظرت إليه من وجهة نظر معينة فقط
    - Ticari açıdan baktığımızda senin işletim sistemini çıkarmak doğru bir hamleydi. Open Subtitles من وجهة نظر تجارية خالصة اخراج نظامكم التشغيلي الخاص كانت الحركة الصحيحة
    Gördüğüm kadarıyla sen ve ben adadaki bu avanakları ayıklarız. Open Subtitles من وجهة نظري انا و انت نطهر الجزيرة من هؤلاء الحثالة
    Ve keşke, bir kerecik olsun, olayları benim bakış açımdan görsen. Open Subtitles و أتمنى لمرة واحدة فقط أن تري الأمور من وجهة نظري
    İlk başta, bu çok sezgisel olmayan bir şeydi, ama onların bakış açısından, bir çok anlamı var. TED في البداية، كان شيئا غير بديهي لكن عندما تفكر بالأمر من وجهة نظرهم، فالأمر واضح وذا مغزى
    Hata kavramı şöyle işliyor: Bir jazz müzisyeninin bakış açısından, bir başkasının hatası hakkında konuşmak daha kolay. TED وبالتالي فكرة الخطأ: من وجهة نظر موسيقي جاز، من الأسهل أن تتحدث عن خطأ شخص آخر.
    Kadın sağlığı, federal bir para toplamanın bakış açısından bazen popüler, bazen o kadar popüler değil. TED صحة النساء، من وجهة نظر التمويل الفدرالية تكون في بعض الأحيان ذات شعبية وفي بعض الأحيان لا تكون شعبية
    Fototerapi açısından, belki de en iyi davranış değildir. TED من وجهة نظر العلاج الضوئي، ربما ليس سلوكاً أفضل.
    Ve bu yüzden, hem Afrika için bir girişim olması açısından, hem de toplumsal yarar olması açısından, bunlar gerçek başarılar. TED ولذا، من وجهة نظر شركات لأفريقيا، ومن وجهة نظر الرعاية الصحية، فهذه نجاحات حقيقية.
    Yani sonra, prensip açısından, pazarla başladığınızda, bir seçeneğimiz var. TED لذا، من وجهة نظر السياسات، عندما تبدأ مع السوق، فلدينا خيار.
    Hukuki açıdan bakarsak, tahliye şartlarımı bariz şekilde ihlal ettim. Open Subtitles من وجهة نظر القانون, كان الأمر انتهاك لشروط إطلاق سراحي
    Tabii ki anayasal açıdan hükümdar olarak yapabileceğiniz bir şey yok. Open Subtitles بالطبع لا يوجد ما يمكنك فعله كملك من وجهة نظر دستورية.
    Ekonomik açıdan bir yaklaşıma göre, bu yapmamız gereken önemli bir işlem, değil mi? TED من وجهة نظر اقتصادية، هذه حسبة جيدة، أليس كذلك، أينبغي أن نفعل هذا؟
    Ve sorun da şuydu, biz dağılmıştık, depresyondaydık, ona çocuğumuz gibi, pozitif bir açıdan bakmıyorduk, ona bir problem olarak bakıyorduk. TED والمشكلة، كما قد تشعرون، أننا كنا مُحبطين، و متشائمين، وكنا ننظر إليه كمشكلة، وليس كإبن، ليس من وجهة نظر إيجابية.
    Eee, anladığım kadarıyla senin kendini attırdığın hareketleri bu sefer ona uygulatmalısın Open Subtitles من وجهة نظري، عليك تطبيق نفس المبادئ التي تؤدي إلى فصلك، ولكن مع اعادة توجيهها خارجياً.
    Mücadele ettiğim soru işte bu Çok farklı bakış açımdan gelen TED هذا هو السؤال الذي لازلت أعاني منه يأتيني من وجهة نظري المختلفة تماماً
    Fakat, onları çok yakından inceleyebildiğimizi düşünün, mesela bir karıncanın gözünden bakar gibi. Open Subtitles نهاية هذه الكابلات عن قرب, مثلاً من وجهة نظر نملة. الأن بُالعد ثانى
    Rembrandt Hristiyan bakış açısına göre bir propagandacı. TED الفنان ريمبراندت ممارس للدعاية من وجهة نظر مسيحية
    Dürüst olmak gerekirse, çevreci bakış açısıyla, karides çiftlikleri doğaya son derece zararlı. TED مزارع الجمبري هي آفة على الأرض ، بصراحة ، من وجهة نظر بيئية.
    kendi bakış açılarına göre, Doktor McKay çok cömert davranıyorlar. Open Subtitles من وجهة نظرهم يا د. مكاى إنهم يبدون كرما زائدا
    Maalesef ona döndüğümüzde, bağlama halatı Pantheon'u ziyaret eden bir kaç erkek izcinin ayakları etrafında dolaşıyor ve birden dışarı doğru çekiliyorlar. baş aşağı durduklarından kendi görüş açılarından sıradışı fakat korkunç güzel bir tura çıkmış oluyorlar. TED ولكن لسوء حظها ، يتشابك خط المرساة متشابكة حول اقدام بعض الكشافة الذين يزورون البانثيون ويسحبون علي الفور ويعطون جوله غير عاديه ولكنها مرعبه لبعض قباب روما التي تبدو ، من وجهة نظرهم رأسا على عقب.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد