Fakat şunu biliyorum ki, babamız bize bir görev verdi ve ben bunu yapmak istiyorum. | Open Subtitles | لكن كما أرى والدنا يعطينا مهمات نقوم بها, وأنا أنوي تنفيذها |
Doktor'un daha ayrıntılı bir profilini oluşturabiliriz. Herbirinize bir görev tahsis ettim. | Open Subtitles | سيمكننا استنتاج المزيد من المعلومات عن الدكتور لقد خصصت مهمات لكل واحد منكم |
SG ekiplerinden bunun gibi görevler hakkında çok şey okudum. | Open Subtitles | سبق أن سمعت بتقارير من فرق ستارجيت عن مهمات مماثلة |
Onları bu işe karıştırmak istemedi. Çok kurtarma görevi kötü sonla bitti. | Open Subtitles | لم تودّ توريطهم بالأمر، إذ أن العديد من مهمات الإنقاذ باءت للفشل. |
Aradaki farkı kapatır vaziyettedir ve bu sebepten dolayı bazı önemli ve belirli görevleri vardır. | TED | في تملئ الفراغ بين الإثنتين، ولهذا السبب، لها مهمات محددة وهامة. |
Üstad, bunu yapabilirim. En tehlikeli görevlerde bulundum. | Open Subtitles | مُعلمي، يمكنني فعل هذا قمت بأخذ مهمات أخطر منه |
Bilemem. 4-5 göreve çıkmıştık. | Open Subtitles | انا لا أعلم نحن عملنا على اربع او خمس مهمات |
Dünyanın dört bir yanında gizli ekipler olarak görevlere katılıyoruz. | Open Subtitles | نحنُ نعمل في مجموعات سرّية في مهمات متعدّدة حول العالم. |
Yani, bu daha çok tehlike, daha çok görev ve ailenden saklayacağın daha çok sır anlamına geliyor. | Open Subtitles | هذا يعني مهمات أكثر، خطر أكبر أسرار أكثر لا يمكنك إخبار أحد بها |
Tek işi salgınlara yanıt vermek olan bir görev gücünde müdür yardımcılığı. | Open Subtitles | للاشتراك برئاسة قوة مهمات مسؤوليتها الوحيدة الاستجابة للأوبئة. |
Özel Kolektif Operasyonu. Çok gizli görev. | Open Subtitles | قسط قوات مهام العمليات مهمات عالية التصنف |
Hiç bir şekilde saldırıya yönelik bir görev yürütmeye yetkili değilsiniz, doğru mudur? | Open Subtitles | غير مسموح لكم باجراء مهمات هجومية من أي نوع، أهذا صحيح؟ |
Belki üç dakika evvel hala güzel görevler verilirken olabilirdi. | Open Subtitles | ربما قبل ثلاث دقائق عندما كانوا لايزالون يوزعون مهمات جيدة |
Neredeyse her yıl, Himalayalar ve Tibet Platosu'nda bir takım gönüllü görevler üstleniyorum. | TED | تقريبا كل عام كان يساورني الحظ ان اخرج في مهمات الى جبال الهملايا و التيبت |
Yaklaşan ve milyonlarca yıldızı gözlemleyen yeni görevler var, bütün gökyüzünde. | TED | هناك مهمات جديدة في الأفق التي تراقب ملايين النجوم في جميع أنحاء السماء. |
SPECTRE'nin temsil ettiği iki görevi gerçekleştirdik: | Open Subtitles | أنجزنَا إثنان مِنْ مهمات المسمية بنظام سبكتر |
Uydu parçaları, sefer görevi esnasında kaybolan aletler. | Open Subtitles | كما تعلم العديد من الاقمار الصناعية الادوات المفقودة خلال مهمات الرحلات الفضائية |
20. yüzyıl görevleri için iyi olabilir. | TED | وذلك لا بأس به في الواقع لكثير من مهمات القرن العشرين. |
Yan görevlerde bulunduklarımı da sayarsak çok daha fazlasında bulundum. | Open Subtitles | و مهمات أكثر أكتملت إذا حسبت دورى فى الدعم |
Ekibi değerlendirip göreve hazır hale getireceğim. | Open Subtitles | سأقوم بتقييم الفريق ووضع مهمات إختبارية لهم. |
Bay Rooney için görevlere gidiyor. | Open Subtitles | إنه يذهب فى مهمات العمل بدلا من السيد رونى |
Birlikte dört kadar iş yaptık, sonra ayrılmaya karar verdik. | Open Subtitles | فقط لأربع مهمات ثم قرننا التوقف |
Acemilerinden biri ilk infaz görevinde başarısız oldu. | Open Subtitles | واحد من مجنديه المبتدئين فشل بإكمال أولى مهمات القتل |
Troid beynin derinindeki bir salgı bezi olan hipofiz tarafından kontrol edilir, bu bez troidin görevlerini denetler ve troidin habercilerini zamanında gönderdiğinden emin olur. | TED | تتحكم الغدة النخامية في الغدة الدرقية وهي غدة هرمونية توجد في مكان عميق بالدماغ وتشرف على مهمات الغدة الدرقية، ومهمتها التأكد من إرسال ناقلات الرسائل. |
Son kez bu tür fidye görevlerinden birine gittiğimde, bir zindanda üç hafta geçirmiştim. | Open Subtitles | اخر مرة تواجدت بها فى واحدة من مهمات تسليم الفدية هذه قضيت ثلاثة اسابيع فى سجن تحت الارض |
Bay Hance demokratlar için vergi toplayan ve harcayan ayak işleri yapan bir hiç... | Open Subtitles | ..وخصمي السيد هانس لن يكون سوى فتي مهمات الضرائب والإنفاق بالنسبة للديمقراطيين |
Zorunlu görevde olmayan tüm personel, hemen yeraltını terk edin. | Open Subtitles | كل الذين ليسوا على مهمات ضرورية إتركوا منطقة تحت الأرض حالاَ |
Angie; stajyerlerin işi fotokopi çekmek, ayak işlerini yapmak gibi şeylerdir. | Open Subtitles | انجي, المتدرب الجديد يقوم بعدة أشياء مثل تصوير الاوراق, والقيام بعدة مهمات اخرى |