| Çocuklar için zararlı olabilecek oyuncakları ayırmak Senin işin. | Open Subtitles | مهمتك أن تراقب اللعب التي يمكن أن تشكل خطراً على الأطفال |
| Senin işin Boobie için blok yapmak. Baban gelip ağlasa da umurumda değil. | Open Subtitles | مهمتك أن تقف عائقاً بوجه بوبي لا يهمني إذا كان أبوك يقف هناك باكياً |
| Senin işin kendimi nasıl koruyacağımı göstermek ama bu sana ihtiyacım olmadığı anlamına gelmez. | Open Subtitles | مهمتك أن تعلمني كيف أحمي نفسي لكن ذلك لا يعني أني لست أحتاجك |
| Senin görevin yeni bir duyuruya kadar 9 yaşındaymışsın gibi zaman geçirmek. | Open Subtitles | مهمتك أن تمر بعمر 9 سنوات حتى ملاحظة أخرى |
| Onun pişman ve özverili olmasını sağlamak sizin göreviniz. | Open Subtitles | إنها مهمتك أن تستخلصي منها الندم وإنكار الذات. |
| Seni beni tanımıyorsun, ben de seni. Ama Senin işin beni buradan çıkarmak. | Open Subtitles | لا تعرفني ، و لا أعرفك لكن مهمتك أن تخرجني من هنا |
| Senin işin haberleri sunmak, haberin kendisi olmak değil. | Open Subtitles | مهمتك أن تبلغي الأخبار، لا أن تكوني الخبر نفسه. |
| Senin işin, seçimi kazanmasını sağlamak. Bundan başka her şey başarısızlık sayılır. | Open Subtitles | مهمتك أن تحققي انتخابه أي شيء آخر يُعتبر فشلاً |
| Biri 17 yaşında bir kızı döverek öldürdü. Senin işin onu bulmak. | Open Subtitles | شخص ما ضرب فتاه حتى الموت مهمتك أن تجده |
| Senin işin onunla arkadaş olmak değil. Anladın mı? | Open Subtitles | ليست مهمتك أن تصادقيها أتفهمين؟ |
| Senin işin onunla aynı odada bulunmak. | Open Subtitles | مهمتك أن تتواجد معه في نفس الغرفة. |
| Senin işin de bana göz kulak olmaktı, gerçekten böyleydi. | Open Subtitles | وكانت مهمتك أن ترعاني,كانت كذلك. |
| Onu inandırmak Senin işin değil. Senin işin onu güvende tutmak. | Open Subtitles | ليست مهمتك أن تقنعها بل أن تبقيها آمنة. |
| Beni mutlu etmek Senin işin değildi. | Open Subtitles | لم تكن مهمتك أن تجعلني سعيدة اليوم |
| - Evet. Senin işin delikleri kapatmak. | Open Subtitles | مهمتك أن تسد الفجوه من الداخل |
| Senin görevin, geri kalanlarınıza buraya asla gelemeyeceklerini söylemek olacak. | Open Subtitles | مهمتك أن تخبر باقي الناس ان لا يأتو لهنا |
| Senin görevin diğer insanlara buraya asla gelemeyeceklerini söylemek. | Open Subtitles | مهمتك أن تخبر بقية قومك ألا يأتوا هنا أبداً |
| Senin görevin beni, ortaklarımı... ve paramı korumaktı. | Open Subtitles | مهمتك أن تحمينى ومالى وشركائى |
| Ve hatırladığım kadarıyla onu ikna etmek sizin göreviniz. | Open Subtitles | ،وعلى ما أذكر إنها مهمتك أن تقوم بإقناعة |