"مواقف" - ترجمة من عربي إلى تركي

• park
• durumlarda
• durumlara
• durumlar
• durumda
• otopark
• parkında
• durumları
• durumlardan
• durumlarla
• parkta
• duruma
• durumla
• otoparkta
• yer

İşte modeli görüyorsunuz: bir resepsiyon binası ve yeraltı park yeri.
وهنا ترى النموذج ، مبنى الاستقبال وبعض مواقف السيارات تحت الارض.

Bu park cezası olarak en çok kazandıran 250 yangın musluğu.
هذه أعلى 250 حنفية على الاطلاق من حيث مخالفات مواقف السيارات.

Genellikle böyle durumlarda polisi çağırırız ama patronumuz biraz daha sağduyulu davrandı.
عادة,في مواقف مثل هذه, سنتصل ببساطة بالشرطة. ولكن الزبون الآخر كان معتاد

Bu yüzden kendini kan dökerek tatmin olacağı durumlara sokacak, bunun hayatı üzerinde güç ve kontrol sahibi olduğunu düşünüyor.
و بالتالى، سيضع نفسه فى مواقف حيث يمكنه الشعور بالنشوة من تدفق الدماء الذى يراه كقوة و سيطرة على حياته

Tıpkı bunun gibi durumlar için eklediğim küçük bir özellik.
إنه شيء ضئيل أضفته من أجل مواقف تمامًا مثل هذه

Çok anlamlı. Pek çok durumda işe yarıyor.
حسب المقصود بها انها تليق فى مواقف عديدة

Daha önce otopark olan alanlar şimdi küçük kafeler oldu.
حيث كانت هناك مواقف سيارات، هناك الآن المقاهي المنبثقة.

ABD'de beyaz bir adam şiddet eyleminde bulununca, yalnız kurt oluyor, zihinsel hasta oluyor veya sebebi park tartışması oluyor.
عندما يقوم رجل أبيض بفعل عنيف في أميركا، يُسمى الأمر حالةً فردية، أو مريض عقلي أو خلاف بخصوص مواقف سيارات.

Charlie iyi adamdır. Sipariş teslim ederken istediği yere park etmesine izin veririz.
شارلي رجل طيب، نحن نعطيه راحة في مواقف السيارة المضاعف أثناء توصيل الطلبات

Ana meydana giderseniz orada park edebileceğiniz pek çok yer var.
ولكن اذا ذهبتِ الى الميدان الرئيسي هناك الكثير من مواقف السيارات

Otel park yerindeki bir vale, oluşturduğum robot resme bakınca kadını hatırladı.
موظف مواقف السيارات اعترف بأنّها كانت امرأة من الصورة التي قمت بتركيبها

Hayal edin, yakın gelecekte bir gün, şehir merkezine bir yolculuğu planlayabileceksiniz ve arabanız akıllı park sistemine bağlı olmuş olacak.
تخيل مثلا: في يوم ما قريب, سوف يمكنك تخطيط رحلتك الى وسط البلد وسيارتك سوف تكون مرتبطة بنظام مواقف ذكي

Mantıksız durumlarda işin içinden çıkabiliyorlar ve doğru sonucu almak için gece geç saatlere kadar çalışıyorlar.
فهم يستطيعون التعامل مع مواقف غير منطقية، ويسهرون إلى آخر الليل من أجل الوصول إلى نتائجٍ مرضية.

Bazen huzursuz hissedebilirim, rahatsız hatta diğer insanlarla bazı durumlarda çekingen bile olabilirim.
أحياناً أشعر بالضيق والإنزعاج، وحتى بالحساسية في مواقف معينة مع الأشخاص الآخرين

Son bir kaç yılımı genelde çok zor ve aynı zamanda bir bakıma tehlikeli durumlara sokarak geçirdim.
لقد قضيت السنوات القليلة الماضية أضع نفسي في مواقف التي عادة ما تكون صعبة للغاية وفي الوقت نفسه خطيرةٌ لحد ما.

Çok zor durumlara tanık oluyorlar fakat bunu değiştirmek için güçsüzler.
إنهم يلقى بهم في خضم مواقف حيث يصبحون شهودا، ولكن لاحول لهم ولاقوة في إحداث أي تغيير.

Yüksek stresli durumlar başladığında dikkatlerini ölçüyoruz. İki ay sonra bir daha ölçerek bir değişim olup olmadığını kontrol ediyoruz.
ونراقب انتباهم في مواقف الضغط الشديد ثم نتابعهم مرة أخرى بعد شهرين وأردنا اكتشاف لو حدث اختلاف.

Geleneksel sitcom'lar her gün aynı durumda güldürür... tıpkı kendi boru tesisatınızı onarmak ya da iki kişiye birden dans için randevu vermek gibi.
المسلسلات الهزلية التي تضحك منها من مواقف الحياة اليومية مثل محاولة إصلاح شيء بسباكتك أو دعوة موعدين إلى نفس الرَّقص

Hükümetin yüzlerce otopark noktasını bölge sakinleri paylaşsın diye uygun hâle getirdiler.
اُستخدم مئاتٌ من مواقف السيارات الحكومية لتكون مشتركة من قبل السكان.

Gerçekten yaşlanmış, bir karavan parkında yaşıyor olmalı.
هذا العجوز ويسكن بأحدى مواقف المقطورات أو بمكان ما

Bazıları yakın zaman kadar çok rahat bir şekilde savundukları kötü durumları tersine çevirmeye zorlanıyorlar.
وبعضهم تم إجباره على تغير مواقف خاطئة جداً دافعوا عنها بارتياح حتى زمن قريب جداً.

Anlam verebilmek adına benzer durumlardan yararlanarak geçmiş deneyimleri kullanıyor.
فهو يستخدم خبرات سابقة معتمداً على مواقف مشابهة ليحاول خلق معنى.

Zira bu gibi durumlarla ilgili seneler boyu tecrübe edindim.
لأن لدى خبرة السنين فى التعامل مع مواقف مثل هذه

Araba yıkayıcıda çalışan bir grup gençle bir parkta futbol oynuyorsun.
انت تلعب في مواقف سيارات مع شباب يعملون في غسيل السيارات

Soruyu sorabiliriz. Seksi bir duruma dönüştürebiliriz.
سنضعها فى مواقف جنسيه تحاكى الواقع الفعلى

Jerome'un böyle bir durumla karşılaştığında ne yapacağını anlayan bir avukata ihtiyacı var.
جيروم يحتاج لمحامي يفهم ما يفعل عندما تكون هناك مواقف كهذه تعرض نفسها

Topluluğun diğer üyeleri otoparkta malzemeleri indiriyorlar.
باقي الفرقه في مواقف السيارات يحضرون الالات