Ancak bu sondan ikinci acil durumun doğası yazılımının tam olarak planlandığı gibi çalıştığını ispatlayacaktır. | TED | ولكن طبيعة هذا الإنذار المتأخّر سيثبت قريباً أن نظامها البرمجي كان يعمل كما هو مُخطط له تماماً. |
Konu hakkında Ishta'ya danıştım ve tahliyeye rağmen, düğünün planlandığı gibi yapılmasını diliyor. | Open Subtitles | إستشرت( اشتيه)فيهذاالأمر، وعلى الرغم من الإخلاء، فهي تتمنّى أن يمضي الزفاف كما هو مُخطط له |
Her şey planlandığı gibi gidecek. | Open Subtitles | سيتم كل شيء كما هو مُخطط له |
Alkol tutkumu ve plansız hamileliğimi üstlenmekte Conrad Grayson'dan iyisi yoktur. | Open Subtitles | دع الأمــر لــ(كونراد غرايسون) والذي تسبب فى إدمــاني وحمــل غير مُخطط له ليتحدث عنه |
Yaptığı her şey titizlikle planlanmış. | Open Subtitles | كل ما يفعله مُخطط له بشكل دقيق |
- Yere inişleri planlandığı gibi olmadı... | Open Subtitles | -رغم إن هبوطمهما لم يكن كما هو مُخطط له بالضبط... ... |
Gallagher konusunda planlandığı gibi gitmedi ve bu onu korkuttu. | Open Subtitles | لـم يسير الـأمر كما كان مُخطط له مع (جالاجر)، وهذا أفزعه، |
Hayır, o kısım biraz plansız oldu. | Open Subtitles | -كلا، هذا الجزء لم يكن مُخطط له |
Bu önceden planlanmış. | Open Subtitles | هذا كان مُخطط له منذ زمن. |
Evladın planlanmış mıydı yoksa kazayla mı oldu? | Open Subtitles | هل كان حملك مُخطط له أم خطأ ؟ |