Fakat Donna dan gerçekten hoşlanıyorum. ve onu bu akşam tekrar görmek istiyorum. | Open Subtitles | لكنّي مُعجب بدونا وأريد رؤيتها ثانيةً الليلة |
İkinizi sevdim. Beni güldürüyorsunuz. | Open Subtitles | و أنا مُعجب بكم أنتما الأثنان, مما يَجعلني أضحك. |
Onu duvara yaslar üzerindekileri çıkartır ve sıkı poposuna hayran kalır. | Open Subtitles | يدفعها على الحائط، ثم يخلع ملابسها... وهو مُعجب بمؤخرتها الصلبة المتماسكة. |
Nedenini sorma ama bence senden hoşlanıyor. | Open Subtitles | أعني، لا تسأليني لماذا لكنـّي أعتقد أنـه مُعجب بكِ |
One Direction hayranı olmanın en güzel yanı, yeni arkadaşlar edinmek. | Open Subtitles | افضل جزء في كون الشخص مُعجب بـ ون دايركشن هو الصداقات التي تصنعها من خلالهم |
Mm-hmm. buradan çok etkilendim, ve üst yönetim kuruluna katılmanı istiyorum. | Open Subtitles | إنّي مُعجب جداً بهذا المتجر، وأودّكِ أن تنضمّي إلينا بمقرّ الشركة. |
Ben de herkes kadar portakallı ördeği severim ama zavallı yaratığa acı çektirmek zalimlik gibi geliyor. | Open Subtitles | إنّني مُعجب بالبط البُرتقالي كإعجابي بالشخص الماثِل أمامي، ولكن سيبدو قاسياً لو جعلت المخلوق الفقير يُعاني. |
Her kimse benim büyük bir hayranım olmalı. Ön koltuğunda benim bir sürü resmim var. | Open Subtitles | لابد أنه مُعجب كبير لي فلديه العديد من صوري على المقعد الأمامي |
Ben bir Pats hayranıyım o yüzden küfretmeden önce peşin parayı ödeyeyim. | Open Subtitles | أنا مُعجب بفريق الباتريوت لذلك سادفع لك قبل أن أسب |
Sakinleş, ondan hoşlanıyorum dedim, bu konuda bir şey yapacağım demedim. | Open Subtitles | اسمعي, اهدأي أنا قلت أنني مُعجب بها لم أقل بأني سأفعل شيئا ً حيال اعجابي بها |
Senden hoşlanıyorum ve bence çok çekici bir kadınsın ve seni daha iyi tanımak istiyorum. | Open Subtitles | أنا مُعجب بكِ، وأعتقد أنّكِ امرأة جميلة المظهر، وكمْ أودّ حقاً التعرّف عليكِ بشكل أفضل. |
Senden hoşlanıyorum ve bence çok çekici bir kadınsın ve seni daha iyi tanımak istiyorum. | Open Subtitles | أنا مُعجب بكِ، وأعتقد أنّكِ امرأة جميلة المظهر، وكمْ أودّ حقاً التعرّف عليكِ بشكل أفضل. |
Eğer kitaptakinin yarısı kadar ilginç biriyse çoktan sevdim onu. | Open Subtitles | لو هي نصف مُثيرة للإهتمام شخصياً كما هي على الصفحة، فأعتقد أنّي مُعجب بها حالاً. |
Ayrıca benim için ayırdığın yurt düzeni hakkındaki yazıyı da sevdim anneanne. | Open Subtitles | كما أن مُعجب بالمقال الذي قصصته لي من الصحيفة عن تنظيم السكن الجامعي يا جدتي |
Bir hayran cinayetin olduğu gece bunu çekmiş ve Wall Street'in Eşleri hayran sitesine göndermiş. | Open Subtitles | مُعجب إلتقط هذه ونشرها على موقع للمُعجبين ببرنامج الواقع ليلة الجريمة. |
Ya, gerçekten kafa bir herif, ve senden de gerçekten hoşlanıyor gibi. | Open Subtitles | أجل، إنّه رجل عظيم، ويبدو أنّه مُعجب بك تماماً. |
Babamın ve köpeğinin hayranı. | Open Subtitles | إنه أيضاً مُعجب كبير بأبي و بكلبه |
Demek gizemli Doktor, Eliot'ı biliyor. Çok etkilendim. | Open Subtitles | إذاً, الكتور الغريب يعرف العبارة, أنا مُعجب |
Bu ton kırmızıyı çok severim Arnie. | Open Subtitles | أنـا حقاً مُعجب بذلك الظِلّ الآحـمر. |
"Kay Cappuccio'yu Takipteyiz" diye bir program var Arjantin'de o da büyük bir hayranım o yüzden. | Open Subtitles | لقد تواصل معي في الأرجنتين، لذا فإنّه مُعجب كبير نوعاً ما. |
Ben de ev sahibimiz Bayan Kagame gibi Theseus'un bir hayranıyım. | Open Subtitles | أنا فقط مُعجب بـثزيوس مثل مضيفتنا سيدة كاجومى |
Çok tatlı biri. Ve bence beni o kızdan daha çok seviyor. | Open Subtitles | إنه يبدو شاب رائع فحسب وأعتقد أنه مُعجب بي أكثر منها |
Sattıran şey cızırtıdır ve senin cızırtını seviyorum. | Open Subtitles | إنّه الأزيز الذي يبيع، وأنا مُعجب بأزيزك. |
Spordan hoşlanıyorsun değil mi? | Open Subtitles | أنا مُعجب كبير لكرة القدم - كلا، لست كذلك - |
Gerçekten annemi andırıyor. Neden o kızdan hoşlandığını biliyorum. | Open Subtitles | هي بالفعل تشبه أمي أنا أعلم لماذا أنت مُعجب بتلك الفتاة |
Suça yönelik eğilimini takdir ettiğinizi kendisine iletirim. | Open Subtitles | سأكون مُتأكّدًا من إخباره كمْ أنت مُعجب بذكائه الجنائي. |
Bu da, istenmeyen bir hayranın ilgisini çekti.. | Open Subtitles | وجذبتا إنتباه مُعجب غير مرغوب به |