Uzun zaman önce babana, katillikten başka bir özelliği olmadığını söylemiştim. | Open Subtitles | مُنذ وقت طويل، أخبرت والدك. إن كل ما لديه القتال فحسب. |
Küreğim bir sandığa vurdu. Uzun zaman önce babam gömmüş olsa gerek. | Open Subtitles | حيثأصتدمفأسيبالصندوق، لا بدّ أنّ أبي دفنهم هناك مُنذ وقت بعيد. |
Uzun zaman önce, çocukken gerçek aileme katılmadan önce tanıyordum. | Open Subtitles | مُنذ وقت طويل ، حينما كنـّا أطفالاً، قبل أنّ ألتحق بالعائلة الحقيقية. |
Uzun zaman önceydi. | Open Subtitles | لقد كان هذا مُنذ وقت طويل. |
Bu uzun zaman önceydi. | Open Subtitles | كان هذا مُنذ وقت طويل. |
Uzun zaman önce söylemek istedik ama söyleyemedik. | Open Subtitles | أردنا أخبارك مُنذ وقت طويل، و لكن لم نستطع |
Bana sorarsanız, bunu çok uzun zaman önce tahmin etmiştim. | Open Subtitles | إذا سألتموني فسأخبركم أننى رأيت ما نحنُ فيه مُنذ وقت طويل |
Aslına bakarsanız babam uzun zaman önce öldü. | Open Subtitles | في الواقع، أبي ميّت مُنذ وقت طويل |
Uzun zaman önce gelmeleri gerekirdi. | Open Subtitles | كان ينبغي أن يصلوا مُنذ وقت طويل. |
Uzun zaman önce kaybolmuş bir Autobot gemisine aitti. | Open Subtitles | تنتمي لسفينة مفقودة للـ(أوتوبوتس) مُنذ وقت طويل. |
Hayır, o ve ben uzun zaman önce ayrıldık. | Open Subtitles | لا، أنا وهي إنفصلنا مُنذ وقت طويل" |
Öyleydim. Uzun zaman önce. | Open Subtitles | كُنت، مُنذ وقت طويل. |
Uzun zaman önce. | Open Subtitles | مُنذ وقت طويل. |
Çok uzun zaman önceydi. | Open Subtitles | كان مُنذ وقت طويل |
Çok uzun zaman önceydi. | Open Subtitles | مُنذ وقت طويل. |