Sana gelmedik, Gordon Paşa, ağlayıp sızlayarak... | Open Subtitles | اننا لا نأتى اليك جوردون باشا بالصراخ و العويل |
Siz dün gelmiştiniz, biz bugün geliyoruz. | Open Subtitles | فوريلجنيرس فوريلجنيرس جئت أمس، نأتى اليوم |
Buraya barınmak için geliriz. Ayrıca malzeme depolarız. | Open Subtitles | نحن نأتى هنا للإختباء ، و هناك مؤن هنا أيضا |
Zaman zaman buraya gelip, hep aynı şeylerden söz ederiz. | Open Subtitles | نحن نأتى هنا يوما بعد يوم نتكلم دائما عن نفس الموضوع. |
- Bence daha sonra buraya gelmeliyiz. - On dakika içinde kapatacaklar. | Open Subtitles | ــ يجب أن نأتى هنا فيما بعد ــ سيغلقون المكان بعد عشر دقائق |
Buraya gelmek senin fikrindi, nedenini anlayamamıştım ama artık biliyorum! | Open Subtitles | لاتحاول ان تخدعنى, لقد كانت فكرتك ان نأتى الى هنا وكنت اتساءل عن السبب, والآن انا عرفت |
Galiba bitirmemiz için cumartesi de gelmemiz gerekecek. | Open Subtitles | أعتقد أننا علينا أن نأتى يوم السبت لنكمل هذا؟ |
Yıllardır ailemin. Ama buraya artık pek gelmiyoruz. | Open Subtitles | إنه إرث عائلى لسنوات ، و نحن ما عدنا نأتى هنا كثيراً |
Buraya "hiçbirşey" için gelmedik. | Open Subtitles | نحن لم نأتى كل هذه المسافه من أجل لا شىء |
Biz buraya eğlenmeye gelmedik. | Open Subtitles | اتكلم عن نفسى وعن صديقتى عندما اقول اننا لم نأتى إلى هنا لنلعب |
Dünyaya seni kurtarmaya gelmedik, Max. Senin Drool Gezegeni'ni kurtarmana ihtiyacımız var. | Open Subtitles | لم نأتى للأرض لإنقاذك ياماكس إننا نحتاجك لتنقذ الكوكب درول |
Neden yukarı çıkıp yatmaya hazırlanmıyorsun, bizde hemen geliyoruz tamam mı? | Open Subtitles | لماذا لا تصعدى وتستعدى للنوم وسوف نأتى حالاً, اتفقنا؟ |
Biz hiçbir şey yapmadık. İşimize gidip geliyoruz. | Open Subtitles | لما تتهم الإسرائيليين نحن نأتى إلى العمل لنباشر اعمالنا |
Biz hiçbir şey yapmadık. İşimize gidip geliyoruz. | Open Subtitles | لما تتهم الإسرائيليين نحن نأتى إلى العمل لنباشر اعمالنا |
Son 10 yıldır her yaz buraya geliriz. | Open Subtitles | لقد كنا نأتى لهنا كل صيف طوال العشر سنوات الاخيرة |
Yalnız kalmak istediğimizde buraya geliriz. | Open Subtitles | هذا حيث نأتى عندما نريد أن نكون بمفردنا |
Eski kostümlerinden birkaçını bulduk. İki üç ayda bir gelip bunları giyiyoruz falan işte. | Open Subtitles | وجدنا بعض من ازيائه القديمة و كنا نأتى الى هنا كل بضعة شهور و نرتديها ونمرح |
Bahçe kapalı, 4'ten sonra gelmeliyiz. | Open Subtitles | الحديقه مغلقه.. لنذهب و نأتى بعد الساعه الرابعه. |
Belki de haklısınız, efendim. Belki de oraya gelmek bana yardımcı olabilir. | Open Subtitles | ربما انت على حق يا سيدى يجب ان نأتى اليك ربما يكون هذا جيد |
Buraya gelmemiz gerekti | Open Subtitles | كان من المفترض علينا ان نأتى هنا |
Neden aileni de alıp tekrar buraya gelmiyoruz? | Open Subtitles | لما لا نأتى ثانيه مع عائلتك؟ |
Muhtemelen biz gemiye gelmeden önce hasar görmüş. | Open Subtitles | لابد أنه حدث به بعض الضرر ربما حتى قبل أن نأتى على متن هذه السفينه |
Buraya çocukken de gelirdik, on kişi olurduk. | Open Subtitles | لقد تعودنا أن نأتى إلى هنا عندما كنا أطفال سنكون عشر أشخاص |
Beşte seni almaya geleceğiz. Yani üç saatin var. | Open Subtitles | سوف نأتى إليك فى الخامسة سأمنحك ثلاث ساعات |
Bize bu saatte gelmemizi söyledi. | Open Subtitles | أخبرنا أن نأتى فى هذا التوقيت ؟ أين هو ؟ |
On iki saat içinde orada olmazsak, gelmeyeceğiz demektir. | Open Subtitles | إذا لم نحضر هناك خلال إثنى عشر ساعة فلن نأتى |
Bu izbe yere gelişimizin 20. yılı. | Open Subtitles | هذة هى السنة ال20 لنا نأتى إلى هنا كى نحفر فى الحائط |