tüm o kahvaltı yemeklerini alıp sığınma evine götürüp herkesin karnını doyurabiliriz. | Open Subtitles | يمكننا ان نأخذ كل طعام الافطار ذاك ونأخذه الى الملجأ ونطعم الجميع |
Bugün bildiğimiz tüm parçacıkları alıp, var olan bir yapıya onları uyarlamaya çalışıyoruz. | Open Subtitles | ما نسميه التماثلات نحن نأخذ كل الجسيمات التي نعرفها اليوم ونحاول أن نجمعهم |
Her neyse, her yıl tüm şirketi alıp kayak gezisine götürüyoruz. | TED | لكن على أي حال، كل عام نأخذ كل الشركة في رحلة تزلج على الجليد. |
Şimdi gidip tipik bir arabadan tüm çekirdekleri alalım. | TED | والآن دعونا نأخذ كل النوى من سيارة قياسية. |
Öyleyse hadi birlik olalım ve paylaşalım. | Open Subtitles | لذا دعنا نأخذ كل شي ونتقاسم |
Şimdi tüm bu bilgileri toparlayalım ve soralım: Bunu benim beynimden sizinkine bir anı transfer etmek için nasıl kullanabiliriz? | TED | الآن، دعونا نأخذ كل هذه المعلومات معاً، ونسأل: كيف يمكننا استخدامها لنقل ذاكرة لدي من دماغي إلى أدمغتكم. |
tüm bu kayıtları aldık ve atomik saat doğruluğuyla onları bir süper bilgisayarda kusursuz bir şekilde sıraladık. | TED | نحن نأخذ كل هذه التسجيلات، وننظمها بدقة ساعة ذرية، باستخدام حواسيب خارقة. |
Biz donör karaciğerini alıyoruz, ılımlı deterjan ajanlarla bütün hücrelerini üstünden alıyoruz tüm hücreleri oradan alıyoruz. | TED | نحن نأخذ كبد المتبرع, و نستخدم محللات خفيفة, ثم, بإستخدام تلك المحللات, نأخذ كل الخلايا خارج الكبد |
Biz RCMP'ye pastadaki tüm payı kendilerine ayıramayacaklarını göstermek istiyoruz. | Open Subtitles | نريد ان نعرض ار سي ام ب نستطيع ان نأخذ كل الفطيره |
Buralarda biz tüm gönderileri aliyoruz bu cok onemli. | Open Subtitles | و لكن نحن نأخذ كل الطلبات هنا على محمل الجد |
Madeninde kıymetli bir şey olduğuna ikna edeceğiz ardından madeni çıkarma yöntemini satacağız sonra da tüm parasını alacağız. | Open Subtitles | سنقنعه بأن لديه شيء قيّم في منجمه ثم نبيعه عملية إستخراج في منجمه ومن ثم نأخذ كل ما قدمه من المال |
''Adım adım ilerleyelim." dedim, hayatın diğer tüm alanlarında yaptığımız gibi. | TED | قلت: "حسنا، دعنا نأخذ كل يوم على حِدَةٍ" كما نفعل في كل فصل آخر من حياتنا. |
Gelecek tüm yılanları etiketlemeliyiz. | Open Subtitles | .ويجب أن نأخذ كل الأفاعى القادمة معنا |
tüm bu şeyleri de almalıyız. | Open Subtitles | يجب أن نأخذ كل هذه الأشياء أيضاً |
tüm yeni söz yazarlarını kutlama yemeğine götürürüz. | Open Subtitles | نحن نأخذ كل من هم جدد للإحتفال |
tüm yapmamız gereken elimizdeki her bir dolarla... | Open Subtitles | ان نأخذ كل دولار لدينا والذى .. |
Zamanla araçların gördüğü tüm verileri alıp, oralarda olan yüz binlerce yaya, bisikletli ve aracı, onların neye benzediğini anlayıp, diğer araçların ve diğer yayaların neye benzediği konusunda çıkarım yapmak için kullanabiliriz. | TED | يمكن أن نأخذ كل البيانات التي احتفظت بها السيارات مع مرور الوقت، مئات الألاف من المترجلين، والراكاب والدراجات ، والمركبات التي كانت هناك، وفهم كيف تبدو عليه واستخدام هذا لتحديد ما يجب أن تكون عليه وكيف يبدو عليه المشاة الأخرين. |
tüm çamaşırlarınızı labaratuara götürmemiz gerekiyor.. | Open Subtitles | سوف نأخذ كل الغسيل إلى المعمل |
Öyleyse hadi birlik olalım ve paylaşalım. | Open Subtitles | لذا دعنا نأخذ كل شي ونتقاسم |