| Ama biz bunları yapıyoruz, çünkü bunların önemli olduğuna inanıyoruz, birlikte yaptığımız eylemlerimiz ve seçimlerimiz başkalarını etkileyebilir ve kollektif bir şekilde tesir edebiliriz. | TED | لكننا نقوم بهذه الأشياء لأننا نؤمن بأن أعمالنا منطقية، وبأن خياراتنا قد تؤثر على أراء الآخرين وعلى نحو جماعي، ما التأثيرالذي يمكننا القيام به. |
| Pazarların bu sihirli kap gibi olduğuna inanıyoruz, sadece bir emre itaat eder: Daha çok para kazanmak. | TED | نؤمن بأن الأسواق هي هذا الوعاء السحري تمتثل لأمر واحد فقط: جني المزيد من الأموال. |
| Şunu demek istiyorum, ben ve sanık sandalyelerindeki beyler Güney Afrika'nın, halkın her kesiminin bileşimiyle oluşan çoğulcu bir ülke olduğuna inanıyoruz. | Open Subtitles | مغزاها بأني وأولائك السادة في قفص الإتهام نؤمن بأن جنوب أفريقيا مجتمع تعددي مع تقديم مساهمات من جميع قطاعات المجتمع |
| Bu derneği kurmamızın nedeni herkesin saygın bir şekilde ölme seçeneği olduğuna inanmamız. | Open Subtitles | نحن بدأنا هذا البرنامج لأننا نؤمن بأن كل شخص لديه طريقته الخاصه للموت بكرامة |
| Konuşmanın daha etkili bir yöntem olduğunu düşünüyoruz bunun gibi asosyal davranışlarda. | Open Subtitles | أوه، لا، نحن نؤمن بأن الحوار هو أكثر فعالية بكثير من سلاح ضد هذا النوع من السلوك اللااجتماعي. |
| Ama Security Concepts'te biz, etkili bir polis gücünün çözümün sadece bir parçası olduğuna inanıyoruz. | Open Subtitles | ولكن في المفاهيم الامنية نحن نؤمن بأن قوة الشرطة الفعالة |
| Çünkü hayal gücü ve normal bir yaşama olan hak, hiçbir kimse tarafından vazgeçilmemesi gereken şeyler olduğuna inanıyoruz. | Open Subtitles | لأننا نؤمن بأن الخيال والحق في حياة طبيعية هي أشياء ينبغي أن نتشبث بها |
| Detaylı çalışmaların neticesinde, son cesedin "Water Caddesi Kasabı"'nın işi olduğuna inanıyoruz. | Open Subtitles | ـ بعد عدة فحوصات ، أصبحنا نؤمن بأن آخر جثة هي في الحقيقة من عمل جزار واتر ستريت |
| Ülkenin böyle bir iletişime hazır olduğuna inanıyoruz. | Open Subtitles | نحن نؤمن بأن الدولة جاهزة لتواصل مثل هذا |
| Alternatiflere bir baktıktan sonra... ..bir sonraki en iyi seçeneğin bu olduğuna inanıyoruz. | Open Subtitles | بعد مراجعة البدائل نؤمن بأن هذا الحل الأفضل التالي |
| Katilin bu adam olduğuna inanıyoruz. | Open Subtitles | نؤمن بأن القاتل هو هذا الرجل |
| Ülkenin böyle bir iletişime hazır olduğuna inanıyoruz. | Open Subtitles | نحن نؤمن بأن الدولة مستعدة |
| ..hepimizin bunun mümkün olduğuna inanmamız. | Open Subtitles | أن كلنا نؤمن بأن هذا ممكن حقاً |
| Sizi suçlamaya gelmedik efendim. Parti için en iyisinin bu olduğunu düşünüyoruz. | Open Subtitles | نحنُ لا نلقي باللوم عليك سيدي ولكننا نؤمن بأن هذا هو الأصلح للحزب |
| Bunun altıncı cinayet olduğunu düşünüyoruz. | Open Subtitles | ـ نؤمن بأن هذه هي الضحية السادسة |