Bence bu inandığımız temel manalarından biri olabilir. | TED | وأظن أن ذلك يمكن أن يكون واحدا من مقاصدها الرئيسية التي نؤمن بها. |
Demekki yıllardır inandığımız bu koplo teorileri doğru mu? | Open Subtitles | لذلك فإن المؤامرات التى نؤمن بها ما هى إلا حقيقة |
İnandığımız şeyler için bize büyük bir perspektif verdi. | Open Subtitles | لقد أصبحت عظيمة بشكل كافٍ أصبحنا جميعاً نؤمن بها |
İnandığımız, önemli olduğunu bildiğimiz alanlara para yatırdık. | Open Subtitles | و نتبرع للأهداف التي نؤمن بها و نعرف أهميتنا |
Zayıf olanlar ölecek ama güçlü olanlar hayatta kalacak ve biz de inandığımız ülküler çerçevesinde yeni Amerika'yı inşa edeceğiz. | Open Subtitles | الضعيف سيموت و لكن الأقوى سينجو و سنبني أمريكا جديدة تلتزم بالمعايير التي نؤمن بها |
Öğrendiğim şey şu ki, gerçekten inandığımız bir amacı ilerleten zorlu bir girişime başlarken başarı ihtimaline odaklanmak ve hiçbir şey yapmamanın sonucunu değerlendirmek önemli. | TED | ما تعملته هو: عند الشروع في مسعى صعب يناقش قضية نؤمن بها بعمق، فإنه من الضروري أن نركز على إمكانية النجاح ونأخذ في الاعتبار نتيجة عدم اتخاذ خطوات. |
D-Rev’de yaptığımız başka projeler de var ve bu projelerde teknolojilerin alıcılara, kullanıcılara, ihtiyacı olan insanlara ulaşmasında etkili olduğuna inandığımız üç şeye baktık | TED | لذا في دي ريف، قمنا بعمل بعض المشاريع الأخرى وكان تركيزنا منصبا على 3 أشياء رئيسية نؤمن بها جميعا إيصال التقنية للزبائن, وللمستخدمين، لمن يحتاجها من الناس |
O inandığımız arkadaşlıklar gibi. | Open Subtitles | مثل نوع الصداقة التي كنا نؤمن بها |
İnandığımız şey için savaştık ve 4 sene sonra Fransa özgür kaldı. | Open Subtitles | ناضلنا من أجل الأمورالتي نؤمن بها و بعد 4 سنوات أصبحت "فرنسا" حرة |