"نادماً على" - ترجمة من عربي إلى تركي

• pişman
• pişmanlık

ve lanet bir oyunu kaçırdığım için de pişman değilim.
و أنا متأكد إنى لست نادماً على تفويت مباراه ملعونه

Ama yaptığımdan pişman değilim, bu hayatıma mal olsa bile.
لكني لستُ نادماً على فعلتي حتى لو كلّفني ذلك حياتي

Geçmişe bakıp baloya gitmediğine pişman olmanı istemiyoruz.
لا نريد أن تتذكر الثانوية نادماً على عدم حضورك الحفل

Tanrı'nın seni affetmesi için, günahlarından pişmanlık duymalısın.
لتلقى مغفرة الله يجب أن تكون نادماً على آثامك

Ve, aslına bakarsanız, bir şey olmadı, ve hiçbir şeyden pişmanlık duymuyorum.
وفي الحقيقة لم يحدث شيئ وانا لست نادماً على شيئ

Çarpıcı olsun istemiştik. Denediğim için pişman değilim.
كنّا نحاول الحصول على شيء مثير وأنا لست نادماً على المحاولة

Bu kravat beni pişman mı gösteriyor, yoksa şişman mı?
هل ربطة العنق هذه تجعلني أبدو نادماً على فعلتي أم بديناً فحسب؟

Ama aklımın ufak bir kısmından ki önemli kısmı takımımı yarı yolda bıraktığım için pişman olacak.
لكن هناك جزء صغير مني، لا بأس به، سيظل نادماً على ترك هذا الفريق

Kim olduğunu hatırlamıyorum diye yaptıklarımdan pişman olmamam gerekmiyor.
لكن لأنني لا أتذكر من أنت لا يعني أنني لست نادماً على ما فعلته لك

Ne olursa olsun bilmeni isterim ki, tek saniyesine pişman değilim.
أريدك أن تعلم مهما يحدث لست نادماً على أي لحظة

Ne olursa olsun bilmeni isterim ki, tek saniyesine pişman değilim.
أريدك أن تعلم مهما حدث فأنا لست نادماً على لحظة

Hak ediyorum ama yaptığımdan pişman değilim.
أنا أستحقها. ولكنني لست نادماً على ما فعلت.

Emsali olmayan bir etik ihlaldi ama pişman değilim.
هذا انتهاك أخلاقي لم يسبق له مثيل لكنني لست نادماً على ذلك

-Umarım geldiğinize pişman olmamışsınızdır.
آمل أنّكَ لست نادماً على حضورك

Ve ikincisi, hayatıma devam ettiğime pişman değilim.
... وثانياً أنا لست نادماً ... على مواصلة حياتي

Bu arada içtiğimiz için pişman değilim.
ولكنني لست نادماً . على الشراب مع ذلك

Yeniden bir araya gelmemizden pişman değilsin, değil mi?
لست نادماً على عودتنا معاً, صحيح؟

Sözlerimi şu sözlerle bitirmek istiyorum, yalnızca pişman değilim aynı zamanda gerçekten inanmıyorum.
وينتهي بي الأمر ليس" "فقط نادماً على امور قلتها

Bir sefer onu başımdan attım, yıllarca pişmanlık duydum.
رفضت طلبه مرة وقضيت سنوات نادماً على ذلك

- Hepimizin pişmanlıkları var. - Benim pişmanlık duyduğum bir şey yok.
جميعنا نشعر بالندم, لعلمك - أنا لستُ نادماً على شيء -

Onların hiç birisinden pişmanlık duymadım.
أنا لست نادماً على أياً منهم تباً لذلك