| ve lanet bir oyunu kaçırdığım için de pişman değilim. | Open Subtitles | و أنا متأكد إنى لست نادماً على تفويت مباراه ملعونه |
| Ama yaptığımdan pişman değilim, bu hayatıma mal olsa bile. | Open Subtitles | لكني لستُ نادماً على فعلتي حتى لو كلّفني ذلك حياتي |
| Geçmişe bakıp baloya gitmediğine pişman olmanı istemiyoruz. | Open Subtitles | لا نريد أن تتذكر الثانوية نادماً على عدم حضورك الحفل |
| Tanrı'nın seni affetmesi için, günahlarından pişmanlık duymalısın. | Open Subtitles | لتلقى مغفرة الله يجب أن تكون نادماً على آثامك |
| Ve, aslına bakarsanız, bir şey olmadı, ve hiçbir şeyden pişmanlık duymuyorum. | Open Subtitles | وفي الحقيقة لم يحدث شيئ وانا لست نادماً على شيئ |
| Çarpıcı olsun istemiştik. Denediğim için pişman değilim. | Open Subtitles | كنّا نحاول الحصول على شيء مثير وأنا لست نادماً على المحاولة |
| Bu kravat beni pişman mı gösteriyor, yoksa şişman mı? | Open Subtitles | هل ربطة العنق هذه تجعلني أبدو نادماً على فعلتي أم بديناً فحسب؟ |
| Ama aklımın ufak bir kısmından ki önemli kısmı takımımı yarı yolda bıraktığım için pişman olacak. | Open Subtitles | لكن هناك جزء صغير مني، لا بأس به، سيظل نادماً على ترك هذا الفريق |
| Kim olduğunu hatırlamıyorum diye yaptıklarımdan pişman olmamam gerekmiyor. | Open Subtitles | لكن لأنني لا أتذكر من أنت لا يعني أنني لست نادماً على ما فعلته لك |
| Ne olursa olsun bilmeni isterim ki, tek saniyesine pişman değilim. | Open Subtitles | أريدك أن تعلم مهما يحدث لست نادماً على أي لحظة |
| Ne olursa olsun bilmeni isterim ki, tek saniyesine pişman değilim. | Open Subtitles | أريدك أن تعلم مهما حدث فأنا لست نادماً على لحظة |
| Hak ediyorum ama yaptığımdan pişman değilim. | Open Subtitles | أنا أستحقها. ولكنني لست نادماً على ما فعلت. |
| Emsali olmayan bir etik ihlaldi ama pişman değilim. | Open Subtitles | هذا انتهاك أخلاقي لم يسبق له مثيل لكنني لست نادماً على ذلك |
| -Umarım geldiğinize pişman olmamışsınızdır. | Open Subtitles | آمل أنّكَ لست نادماً على حضورك |
| Ve ikincisi, hayatıma devam ettiğime pişman değilim. | Open Subtitles | ... وثانياً أنا لست نادماً ... على مواصلة حياتي |
| Bu arada içtiğimiz için pişman değilim. | Open Subtitles | ولكنني لست نادماً . على الشراب مع ذلك |
| Yeniden bir araya gelmemizden pişman değilsin, değil mi? | Open Subtitles | لست نادماً على عودتنا معاً, صحيح؟ |
| Sözlerimi şu sözlerle bitirmek istiyorum, yalnızca pişman değilim aynı zamanda gerçekten inanmıyorum. | Open Subtitles | وينتهي بي الأمر ليس" "فقط نادماً على امور قلتها |
| Bir sefer onu başımdan attım, yıllarca pişmanlık duydum. | Open Subtitles | رفضت طلبه مرة وقضيت سنوات نادماً على ذلك |
| - Hepimizin pişmanlıkları var. - Benim pişmanlık duyduğum bir şey yok. | Open Subtitles | جميعنا نشعر بالندم, لعلمك - أنا لستُ نادماً على شيء - |
| Onların hiç birisinden pişmanlık duymadım. | Open Subtitles | أنا لست نادماً على أياً منهم تباً لذلك |