İki gün yatak istirahatı, hafif yiyecekler ve her gece bir kadeh şarap. | Open Subtitles | لا تغادر السرير ليومين و كل طعاماً خفيفاً و كأس نبيذ في المساء |
Bu da o gece onunla bir kadeh şarap içtiğinizi kanıtlar. | Open Subtitles | و التي تؤكد أنك شربتِ كأس نبيذ معها في تلك الليلة |
Fırtına kilerinde biraz konserve yiyeceğim var, belki bir şişe şarap bile vardır. | Open Subtitles | . . هناك بعض الطعام المعلب في مخزن العواصف و ربما زجاجة نبيذ |
Menüde Ren şarabı var! Daha önce Ren şarabı içmemiştim. Ve oldukça pahalı! | Open Subtitles | إنّهم يقومون بتقديم نبيذ الراين ، لم أقم بتذوقه من قبل، يبدو باهضاً |
Buralarda kalabileceğimiz bir kasaba evi olsa şöminenin yanında bir şişe şarap... | Open Subtitles | يمكنني أن أتخيل إستقرارنا هنا في كوخ مقاطعة وموقد مشتعل وزجاجة نبيذ |
Neler oluyor bilmiyorum ama bu akşam herkesin ağzı kötü şarap kokuyordu. | Open Subtitles | أنا لا أعلم ماذا يحدث، لكن تقريباً الجميع رائحة أنفاسه نبيذ الليلة. |
Şey gibi, bilemiyorum, mesela balıkla ne tür bir şarap içilir? | Open Subtitles | مثل، على سبيل الفرض أيّ نبيذ يفترض بك إحتساؤه بجانب السمك؟ |
Onu geçen yaz Fransa'nın güneyinde bir şarap tatma gezisinde almıştım. | Open Subtitles | لقد جلبته في رحلة تذوق نبيذ عبر جنوب فرنسا الصيف الفائت |
Ellie hakkında güzel bir şey söylemeden kimse şarap almıyor. | Open Subtitles | لن تحصلوا علي نبيذ حتي تقولوا شيئا جيدا عن ايللي |
Bu 2007 yılının en iyi şarabı. Tadabileceğin en iyi ikinci şarap. | Open Subtitles | هذا أفضل نبيذ لسنة 2007، إنه ثاني أفضل نبيذ ستتذوقه في حياتك |
Çok garip çünkü Aidan da şarap satıcısı numarası yapıyor. | Open Subtitles | هذا طريف للغاية , لأن ايدن تظاهر بأنه بائع نبيذ |
Masada oyun oynuyor. Evet lütfen bir şişe şarap daha. | Open Subtitles | العاب الكومبيتر على مائدة الطعام نعم رجاءا زجاجة نبيذ اخرا |
Evet, sana bir akşam yemeği hazırlayıp güzel bir şişe şarap almak istemiştim. | Open Subtitles | أجل , أردت أن أعد لكِ عشاء و أجلب لكِ زجاجة نبيذ أنيقة |
Ben viski severim ama bu içtiğim en güzel şarap. | Open Subtitles | حسناً, أنافي العادةفتاةمحبة للويسكي, لكن هذا أفضل نبيذ قد تذوقته |
230 dolarla binlerce dolarlık şarap nasıl alınır onu mu bulacaksın? | Open Subtitles | حقاً؟ هل ستعرف طريقة للحصول على نبيذ بقيمة الآلاف من الدولارات |
Bildiğiniz üzere, kağıt, kumaş, masa örtüsüne bir damla şarap dökun ve şarap herşeye bulaşır. | TED | كما تعلمون ،بالنسبة للورق والقماش ، اسكب قطرة نبيذ على القماش ، فسينتشر النبيذ في جميع الأنحاء. |
Memleketimin geleneksel pastaları yanında da California'dan bir şişe Kohler Frohling şarabı. | Open Subtitles | , معجنات تقليدية من وطني نع قنينة نبيذ كولهير وفورلينغ من كاليفورنيا |
Nihayet tadımlık içtim ve damağımda sanki yağlı, porto şarabının zenginliğini hissettim. bu şarabın belirgin özelliği olarak kabul ediliyordu. Bir çok açıdan porto şarabına benziyordu. | TED | ثم تذوقته ، وكان زيتي غني مثل نبيذ " بورت " وهذا ما يميز هذا النبيذ والذي يشبه نبيذ " بورت " في كثير من الوجوه |
Bir de 20 yıllık bir içki getirirsen çok makbule geçer. | Open Subtitles | وإذا أحضرت لي زجاجة نبيذ معتقة لـ20 عاماً، سأقدر لك ذلك |
Onlar kötülüğün ekmeğini yedi ve şiddetin şarabını içtiler ve Tanrı'nın gözünde günah işlediler. | Open Subtitles | لقد إقتاتوا على الشر و شربوا من نبيذ العنف و إرتكبوا الآثام أمام الله |
Bana ilk partimde suyu şaraba dönüştürme zımbırtısını hatırlat. | Open Subtitles | ذكرني في تحويل المياة الي نبيذ في المرة القادمة |
sabah döneriz.. Bir şişe şarapla ateşin etrafın da oturduk. | Open Subtitles | ،ونعود هنا في الصباح ونلتف عند النيران ونفتح قنينة نبيذ |
Çikolata ve şarabımız var. Sende miyiz bende mi? | Open Subtitles | ،حسناً، حصلنا على سكاكر و نبيذ منزلكِ أم منزلي؟ |
- O pembe şaraptan var mı? - Beyaz şarabım var. | Open Subtitles | هل لديك أي من النبيذ الوردي لدي نبيذ أبيض |
Çok güzel bir yemekti peder şaraptan tut, jambona kadar, dört dörtlük bir sofraydı. | Open Subtitles | كانت وجبة شهية يا أبتي نبيذ ، لحم خنزير و كل الأطياب |
Maalesef hastanede bu yarım damacana ısırgan şarabından başka hiç bir şey kalmadı. | Open Subtitles | أخشى أنّه لم يعد هناك شئ تُرك بالمستشفى عدا نبيذ القراص المُضر ذاك |
Yaraları sulamak için rom gerekli güçlü bir iğne ve mumlu bir iplik. | Open Subtitles | وسأحتاج نبيذ لتنظيف الجروح، وأبرة قوية وخيط شمعي. |
Çocuklar birbirleriyle oynayacak, ve onlar uyudugunda Amanda ve ben bir sise sarap açip kendi aramizda biraz oyun oynayacagiz. | Open Subtitles | الأطفال سيلعبون سوية ومتى ينامون أماندا وأنا نفتح زجازة نبيذ ونلعب قليلا مع بعضنا |