| Kapıyı da kilitleyeceğiz. Burada sürekli biri olacak. Seni yalnız bırakmayacağız. | Open Subtitles | سوف نغلق الباب جيدا؛ واحدا منا سوف يكون بالخارج هنا؛ لن نتركك بمفردك |
| Seni asla bırakmayacağız dostum. Tüm bu olanları geride bırakamaz mıyız? | Open Subtitles | نحن لن نتركك أبداً, ياصديقي, هل يمكننا وضع هذا خلفنا؟ |
| Hadi, kalk. Seni bırakmayacağız. | Open Subtitles | هيا إنهض ، نحن لن نتركك ، يجب أن نذهب |
| Seni burada bırakmıyoruz dostum. Delirdin mi sen? | Open Subtitles | نحن لن نتركك هنا يا رجل هل أنت مجنون؟ |
| Seni onlarla yalnız karşılaşmaya bırakamayız. | Open Subtitles | لايمكننا ان نتركك تواجه الخطر لوحدك ، تعال معنا |
| Bak, bazı yarım kalmış işlerimiz olduğunun farkındayım ama bu olaydan sonra, seni hayatta bırakmayız. | Open Subtitles | أعلم أن لدينا بعض الأمور العالقة لكن بعد هذا، يُحال أن نتركك تذهب |
| Peki, peki Quasi. Seni rahat bırakacağız. | Open Subtitles | حسنا,حسنا,كوازي سوف نتركك وحدك |
| Gitmenize izin veremeyiz. Bizim için tehlike teşkil ediyorsunuz. | Open Subtitles | لا نستطيع أن نتركك تذهب أنتَ تُشكّـل خطراً علينـا |
| Şimdi sen bu ailenin bir parçasısın. Seni geride bırakmayacağız. | Open Subtitles | انت جزء من العائله الان لن نتركك خلفنا |
| Durumu anladık. Seni bırakmayacağız. | Open Subtitles | حسناً، نحن نتفهّم الأمر لن نتركك |
| En iyi yaptığımız şey de bu zaten. Seni asla bırakmayacağız. | Open Subtitles | هذا ما نحسن فعله لن نتركك |
| Seni burada bırakmayacağız. | Open Subtitles | نحن لن نتركك خلفنا |
| - Seni bırakmayacağız. - Eminim bırakabilirsiniz, señor. | Open Subtitles | نحن لن نتركك نعم تستطيع |
| Ama seni asla bırakmayacağız. | Open Subtitles | لكننا لن نتركك أبدا |
| Neden biz seni orada bırakmıyoruz da ne kadar hızlı yaşlandığını izlemiyoruz. | Open Subtitles | لماذا لا نتركك هنا لنرى ماهى السرعه التى ستهرم(تصبح عجوزا) بها |
| Seni işkence görmeye bırakmıyoruz. | Open Subtitles | لن نتركك هنا كى يتم تعذيبك |
| Peki, yalnız bırakamayız. Birlikte sopa var. | Open Subtitles | حسناً ، لا يمكننا أن نتركك لوحدك يجب أن نبقى مع بعضنا |
| Tüm eğlenceyi sana bırakmayız. Bize ihtiyacın olacak. | Open Subtitles | نحن لن نتركك تحصل علي كل المرح فسوف تحتاجنا |
| Peki, peki Quasi. Seni rahat bırakacağız. | Open Subtitles | حسنا,حسنا,كوازي سوف نتركك وحدك |
| Hindistan'a dönmene izin veremeyiz. | Open Subtitles | لا يمكننا أن نتركك تعودين إلى الهند |
| Sanırım bu günlük bu kadar yeter. bırakalım da işinize geri dönün. | Open Subtitles | أعتقد أنّنا اكتفينا اليوم علينا أنْ نتركك تعود إليه |
| Bir dahakine bir solo atmana izin veririz. | Open Subtitles | المرة القادمة سوف نتركك تقوم بعزف منفرد. |
| Her şeyi inkâr edince seni bırakacağımızı düşünüyorsan, yanılıyorsun. | Open Subtitles | أتعلم, إذا اعتقدت ان انكارك لكل شيء سيدعنا نتركك فأنت مخطئ |
| Sanırım sizi bir süre yalnız bırakmamız gerekecek. | Open Subtitles | أخشى أننا مضطرين أن نتركك وحدك هنا لوهله |
| Sabah ilk işimiz gitmene izin vereceğiz boynunda "gideceğin yere daha hızlı yüz" diyen bir taşla. | Open Subtitles | سوف نتركك في الصباح. اما الان سوف نضع صخرة على رقبتك لتساعدك لتبلغ وجهتك. |