Kırılganlığımızı kabullenirken yardımcı olmanıza ve bizler, kafadan kalbe giden bu uzun yolculuğu sürdürürken, sabırlı olmanıza ihtiyacımız var. | TED | نحتاجُ إلى مساعدتكن للاحتفال بضعفنا وتحولن بالصبر معنا ونحن نجعلُ هذه رحلة طويلة جدًا جدًا من رؤوسنا إلى قلوبنا. |
Tıbbi marihuananın faydaları hakkında çok daha fazla kanıta ihtiyacımız var. | TED | نحتاجُ إلى المزيد من الأدلة حول فوائد الماريجوانا الطبية. |
Doğanın yumuşak madde tasarımlarından, zarafeti ve verimliliğinden ilham alan yeni nesil robot vücutlarına ihtiyacımız var. | TED | نحتاجُ إلى جيلٍ جديدٍ من أجساد الروبوتات مستوحىً من الأناقة والكفاءة والمواد اللينة للتصميماتِ الموجودةِ في الطّبيعة. |
Bize görüşmeleri yürütecek biri lazım, kendini kanıtlamaya çalışan çaylak değil. | Open Subtitles | أننا نحتاجُ إلى مُفاوض وليس شخصُ مُبتدئ يَتطلعُ إلى إثبات نفسهِ |
Tornavida olarak kullanacak kenarı düz metal bir şey lazım. | Open Subtitles | نحتاجُ إلى شئٍ معدنيٍّ ذو حافةٍ مسطحة لنستخدمهُ كمفكِـ براغيٍ |
Tüm imaları söze dökecek bir içki lazım. | Open Subtitles | أجل .. نحتاجُ إلى مشروب ٍ يحول ما هو كامن إلى ما هو جلي |
Yardıma ihtiyacımız yok demiyorum, sadece onunkine ihtiyacımızı yok diyorum. | Open Subtitles | لا أقولُ أنّنا لا نحتاجُ إلى عون... إنّما ليس عونه. |
Binadaki herkesin adına ve araçların plakalarına ihtiyacımız var. | Open Subtitles | سوف نحتاجُ إلى أسماءِ كل من بالمبني ، وأرقام لوحات سياراتهم |
Binadaki herkesin adına ve araçların plakalarına ihtiyacımız var. | Open Subtitles | سوف نحتاجُ إلى أسماءِ كل من بالمبني ، وأرقام لوحات سياراتهم |
İşler kötü giderse, desteğe ihtiyacımız olacak. | Open Subtitles | سوفَ نحتاجُ إلى الدعم الفوري في حال ساءت الأمور |
Belki sıkıcı konuşmalara ihtiyacımız olmadığını düşünüyordur. | Open Subtitles | لَعلَّ الملِك حُورس يعتقدُ بأننا لا نحتاجُ إلى خطاباتِ مُمِله |
Nöronları ateşleyen tekrarlanmış deneyimlere ihtiyacımız var ki striyatum ihtiyacımız olan nöroplastisiteyi yaşayabilsin, ve böylece "git eroin bul" diyen otopilotu devredışı bırakabilsin. | TED | نحتاجُ إلى إثارة الأعصاب لتجارب مكررة لكي يستطيع الجسم المخطط ليخضع لتك المرونة العصبية اللازمة التي تسمح له للذهاب والعثور على الهيرويين بينما الطيار الآلي لا يعمل. |
Sağcı, sosyal muhafazakar, liberalist olmayanlar sosyal muhafazakarlar, genel olarak insanların açgözlü, cinsellikçi ve bencil olabileceğine inanıyor ve düzenlemelere ihtiyacımız var, kısıtlamalara ihtiyacımız var diyorlar. | TED | اليمين -- المحافظون الإجتماعيون، وليس المتحررين -- يعتدُ المحافظون الإجتماعيون عامةً بأنه يمكنُ للناس أن تكون جشعة وجنسية وأنانية، ونحنُ نحتاجُ إلى القانون، ونحتاجُ إلى القيود. |
Ve evet, yeni bir tür empatiye ihtiyacımız var. | TED | ونعم، نحتاجُ إلى نوع جديد من التعاطف. |
Onun yanında olmalıyız ama evi satmamız lazım. | Open Subtitles | نحتاجُ إلى البقاء بقربِها لكنّنا سنبيعُ هذا المنزل |
Bandaj lazım, antiseptik lazım. Git al o zaman. | Open Subtitles | ،أعني، نحنُ بحاجة لمواد طبية نحتاجُ إلى ضمادات و مواد مطهرة |
Merkez, 21.Bölgeden Eddie konuşuyor. Buraya hemen bir ambulans lazım. | Open Subtitles | إلى المركز، هنا 21 إيدي نحتاجُ إلى سيارة إسعاف هنا على الفور |
Merkez, 21.Bölgeden Eddie konuşuyor. Bulunduğumuz yere bir ambulans lazım. | Open Subtitles | إلى المركز، هنا21 إيدي نحتاجُ إلى سيارة إسعاف في هذا الموقع |
- Yeterince büyük değil. Fazlası lazım. | Open Subtitles | ليس قوياً جداً, نحتاجُ إلى المزيد |
- "Ara sıra dışarı çıkmamız lazım. | Open Subtitles | "نحتاجُ إلى الخروجِ بعض الأحيان". |
- 81, K-12'yle cıvata kesici lazım. | Open Subtitles | "نحتاجُ إلى منشارٍ ومقصاتُ حديدٍ يا "٨١ |