Bir kitabın arasında olabileceğini düşünüyoruz ama burada 500 kitap var. | Open Subtitles | نحن نظن بأنه موجود بكتاب , لكنّ هناك حوالي 500 كتاب |
Kanser hücrelerinin aslında tümörlerden salya yoluyla bulaştığını düşünüyoruz. | TED | نحن نظن ان خلايا السرطان التي تأتي من الورم تنتقل الي اللعاب |
Bugün, riskleri önleyebileceğimizi düşünüyoruz. | TED | نحن نظن أن بإمكاننا الحول دون تلك المخاطر |
Onu da almış olabileceklerini düşündük ama kesin olarak bilmiyoruz. | Open Subtitles | و نحن نظن أنهم قبضوا عليه و لكن لسنا متأكدين |
Bataryanın ve bozuk adaptörün yarattığı özel bir akımla alakası olduğunu sanıyoruz. | Open Subtitles | نحن نظن ان له علاقه بالصعقه الكهربائيه التي نشأت من البطاريه والمحول |
En azından Bizce. Ama önemliyse, çok önemli demektir. | Open Subtitles | على أقل نحن نظن هذا, لكنه كبير كبير حقاً |
Bunun bütün kedileri içerdiğine inanıyoruz. Bir bakın. | Open Subtitles | نحن نظن ان الامر متعلق بالقطط , القي نظرة |
Evet, bu çok bariz ve bunun normal olarak gerçekleşeceğini düşünüyoruz, ancak olmuyor. | TED | الآن هذا يبدو واضحاً جداً، و نحن نظن انها طبيعياً ستحدث، لكنها لا تحدث. |
Bu işin başı olduğunu düşünüyoruz. | Open Subtitles | ونحن لا نظن أنه يكوي القمصان نحن نظن أنه متوجه إلى هنا |
Hassan'a bilgi sızdıran ajanın, hayatında önemli bir olayla karılaştığını düşünüyoruz. | Open Subtitles | نحن نظن ان العميل الذي يخبر حسان قد يكون مر بظرف قاس في حياته |
Biz Voldemort'un tekrar bir ordu kurmak istediğini düşünüyoruz. | Open Subtitles | نحن نظن ان فولدمورت يريد ان يبنى جيش ثانية |
Öldürülen kızların hepsinin şarkı söylemesinden dolayı şüphelinin müzik piyasasıyla ilgili olduğunu düşünüyoruz. | Open Subtitles | نحن نظن بما ان كل هؤلاء الفتيات مغنيات فقد يكون المجرم مرتبطا بطريقة ما |
valinin arabasına bir bomba yerleştirdiğini düşünüyoruz. | Open Subtitles | نحن نظن بأنه زرع قنبلة داخل سيارة الحاكم |
Ayinlerden birinin, kurbanı... susuzluktan öldürecek kadar uzun sürdüğünü düşünüyoruz. | Open Subtitles | نحن نظن ان احدى عمليات طرد الارواح استمرت بما يكفي من ايام ليموت الضحية من التجفاف |
Kapının arkasında bekleyerek bunu planladığını düşünüyoruz. | Open Subtitles | , نحن نظن أنها ربما خططت لهذا انتظرته خلف الباب |
Aslına bakarsanız, bunun fena bir fikir olmadığını düşünüyoruz. | Open Subtitles | حسناً، في الواقع، نحن نظن أنها ليست فكرة سيئة. |
Onu öldürenin karşı binanın çatısında olabileceğini düşünüyoruz. | Open Subtitles | نحن نظن أن الذي قتله كان معه الفوق في السطح |
Kıyafetlerin çıkarılması biraz rahatlamanızı sağlar diye düşündük. | Open Subtitles | لذلك نحن نظن بأنّ إزالة الملابس سوف تشعركم بالارتياح |
Seni unlu mamullerle görünce birini kovacağını düşündük. | Open Subtitles | عندما نراك مع المخبوزات نحن نظن انك ستقوم بطرد احدهم |
Yaptığımız şeylerin sorunlarımızı çözeceğini sanıyoruz ama sorunlarımız bundan çok daha karmaşık. | TED | نحن نظن انه بالامكان معالجة مشاكلنا ولكن مشاكلنا باتت اكثر تعقيداً |
Silver, sanıyoruz ki bir kırılma yaşıyor olabilirsin... | Open Subtitles | سيلفر, نحن نظن أنك ربما تعانين من إنتكاسه |
Peki, Bizce onu danışman gibi bir şeye götürmelisin. | Open Subtitles | نحن نظن أنه عليك أخذها لترى مستشاراً أو شئ ما. |
Kocanızın bu eylemi en az bir haftadır planladığına inanıyoruz. | Open Subtitles | نحن نظن أن زوجكِ كان يخطط لهذه الجريمة منذ أسبوع على الأقل. |