| P1: Ne olduğunu zaten biliyoruz, şimdi bize düzgünce anlat. | TED | شرطي1: نحن نعلم بالفعل ما حدث، فأخبرنا بالتفصيل ولا تكذب علينا. |
| yani, zaten biliyoruz ki sen açık forumlara karşı saplantılısın. | Open Subtitles | أعني نحن نعلم بالفعل أن لديك حب للنقاشات المفتوحة |
| Çünkü seni yeneceğimi zaten biliyoruz. | Open Subtitles | نحن نعلم بالفعل أننى من سيهزمك |
| Jones' ün yeni türler yaptığını hepimiz zaten biliyoruz. Bu yüzden kendisinin ve o türlerin korunabileceği bir güvenli alan yapmış olması muhtemel. | Open Subtitles | نحن نعلم بالفعل أن "جونز" صنع فصيلة جديدة الأن محتمل أنه بنى منطقة آمنة |
| Bu dosyadakileri zaten biliyoruz. | Open Subtitles | نحن نعلم بالفعل ما يوجد في هذا الملف. |
| Peki, burada bu küçük insan siklusunu zaten biliyoruz. Varolmanın bu derece muhteşem ve değerli modları vardır- Onun en iyiside insan hayatı harikadır -, | TED | حسناً، نحن نعلم بالفعل بأنّ في تلك الحلقّة البشريّة، توجد أنماط الكيْنونة الرائعة وتلك الجديرة بالاهتمام -- حياة الإنسان في أفضل حالاتها تبدو رائعة. |
| - Yalancı olduğunu zaten biliyoruz. | Open Subtitles | نحن نعلم بالفعل انه كاذب |
| Koalisyon Kralları'yla birlikte çalıştığını zaten biliyoruz. | Open Subtitles | نحن نعلم بالفعل أنها يغازل مع CK |
| Onu zaten biliyoruz. | Open Subtitles | كلّا، نحن نعلم بالفعل. |
| Onun katil olduğunu zaten biliyoruz. | Open Subtitles | نحن نعلم بالفعل أنه القاتل |
| Olmadığını zaten biliyoruz. | Open Subtitles | نحن نعلم بالفعل أنك لست كذلك. |
| Kosta Rika'nın işimize yaramayacağını zaten biliyoruz. | Open Subtitles | (نحن نعلم بالفعل ماهي (كوستاريكا |