ويكيبيديا

    "نخبرها" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • söylemeliyiz
        
    • söyleriz
        
    • söylemedik
        
    • ona söylememiz
        
    • anlatmak
        
    • söyleyelim
        
    • söyleyebiliriz
        
    • söylesek
        
    • söylemeyiz
        
    • söylediğimiz
        
    • söylemeli
        
    • anlatacağız
        
    • söylemezsek
        
    • anlatmalıyız
        
    • söylemiyoruz
        
    En azından ona nereye gideceğimizi söylemeliyiz. Open Subtitles ربما علي الاقل يجب ان نخبرها اين نحن ذاهبون
    Bence ona elimize tenis raketi almadığımızı söylemeliyiz. Open Subtitles أعتقد يجب أن نخبرها بأننا لم نلعب التنس من قبل
    Eğer geli gelirse, seni nerede bulacağını söyleriz... Open Subtitles حسنـاً , إذا عادت , سوف نخبرها بمكانك فحسب
    Neredeyse toplandı Bay Humbert. Ona bir şey söylemedik. Open Subtitles .ستنتهي من جمع حاجياتها قريبا .نحن لم نخبرها أي شيء
    - Olan biteni ona söylememiz gerekmez mi? Yardım edebilir. - Hayır. Open Subtitles ــ أليس علينا أن نخبرها بما حدث ؟
    Bazi seyleri buyudugu zaman anlatmak icin bekliyoruz. Open Subtitles بعض الأمور حتى تكبر و من ثم نخبرها بكل شيء أريد أن أشرح عن طواحين الهواء و أزهار التوليب؟
    O zaman anneni arayıp, burada Playboy almaya çalıştığını söyleyelim mi? Open Subtitles لماذا لا نستدعي والدتك و نخبرها أنك تحاول شراء مجلة رخيصة ؟
    Olanlar açığa çıktığında, ki kesinlike çıkacak ona iki şey söyleyebiliriz. Open Subtitles و عندما سيظهر هذا الأمر و إنهُ سيظهر بالتأكيد يمكننا أن نخبرها بشيء من إثنين
    Fakat evet, o gelmeden önce anneme söylemeliyiz. Open Subtitles لكن نعم ، يجب أن نخبرها . قبل أن تظهر آثار الحمل
    Ve bir boğuşma... Biz yokken biri buraya gelmiş. Emma'ya söylemeliyiz. Open Subtitles أحدهم كان هنا في غيابنا، علينا أنْ نخبرها
    Yeniden kumral hâline dönmesini söylemeliyiz ona. Open Subtitles أظن أن علينا أنا نخبرها أن عليها تجرعه للبني وكفى هذا
    Bu önemli bir mevzu ve bana sorarsan ziyarete geldiğinde söylemeliyiz. Open Subtitles ان هذا أمر كبير و اظن بأنه يجب ان نخبرها عندما تأتي للزيارة
    O ne yapılacağını biliyordur. Tek amacımızın Fiamma'yı korkutmak olduğunu söyleriz. Open Subtitles يمكننا أن نخبرها بأننا جل ما أردناه هو أن تخشانا
    Abimim bir Ulusal Simyacı olduğunu ona söylemedik. Open Subtitles نحن لم نخبرها أن أخي أصبح كيميائيا رسميا
    Belki de, durumun ne kadar ciddi olduğunu ona söylememiz iyi olabilir. Open Subtitles علينا أن نخبرها كيف توقفه فحسب
    Bazı şeyleri büyüdüğü zaman anlatmak için bekliyoruz. Open Subtitles بعض الأمور حتى تكبر و من ثم نخبرها بكل شيء
    Echo'yu alınca nereye gitmesini söyleyelim? Open Subtitles حين نحصل على الصدى, اين تريد منا أن نخبرها ان تذهب؟
    Tamam! Ona yan kapıdan girdiğimizi söyleyebiliriz çünkü kötü insanlar hala önde olabilirdi. Open Subtitles حسنًا، يمكن أن نخبرها أننا عدنا من الباب الجانبي
    Hayvan dükkanına götürüp orasının hayvanat bahçesi olduğunu söylesek nasıl olur? Open Subtitles مارأيك أن نأخذها الى متجر الحيوانات، و نخبرها انها حديقة الحيوان؟
    - Bu olmayacak. - Ona söylemeyiz. Open Subtitles ـ هذا لن يحدث ـ سوف لن نخبرها بماضيها
    Yani aşk soyumuz tükenmesin diye kendimize söylediğimiz bir yalan mı? Open Subtitles إذن الحب هو الكذبه التي نخبرها بعضنا البعض لكي لا ننقرض؟
    Sence ona gerçegi söylemeli miyiz? Open Subtitles -أتظن أنّنا يجب أنّ نخبرها الحقيقة؟
    Biz ona halası hakkında her şeyi anlatacağız. Open Subtitles سوف نخبرها كل شيء عن العمة "ديب".
    Eğer ona hiçbir şey söylemezsek, ve bunu gazetelerden öğrenirse gerçekten çok kızar. Open Subtitles سوف تستشيط غضباً إذا لم نخبرها بشيء، وقرأت عن الأمر بالصحف.
    Christopher, eğer annem buradaysa onu bulup ona da anlatmalıyız. Open Subtitles ياكريستوفر أذا ماما كانت هنا فلابد أن نجدها فلابد أن نخبرها
    Neden ona şimdi söylemek zorunda olduğumuzu anlamıyorum. Neden ona başka zaman söylemiyoruz, sonra... Yani telefonda, ben yanında değilken. Open Subtitles لا أستطيع أن أفهم لماذا علينا إخبارها الآن لماذا لا نخبرها ونقول "لاحقًا على الهاتف" عندما لا أكون متواجدة ؟

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد