| Ve şimdi gelinim sesini göklere çıkarmanın ve evlilik yemini etmenin zamanı. | Open Subtitles | والآن، عروسي حان الوقت لترفعي صوتِك إلى السماء ... وتقولي نذور زفافك |
| Evlilik yemini ettiğin kişinin dönüp Lachchi'mi benden koparacağı andan korkarım. | Open Subtitles | أنا خائف من اللحظة عندما الشخص الذى أخذت منه نذور الزفاف سيرجع ويختطف لاتشتشي منّي |
| Yarın, sen ve Joanna birbirinize karşı yemin edeceksiniz. | Open Subtitles | غدا, انت وجوانا ستعطونها لانفسكم واحد لاخر من خلال نذور الزفاف |
| Bana evlilik yeminini yazarken yardım ettiğiniz için çok teşekkür ederim. | Open Subtitles | حسنا ياشباب، أنا حقا اقدر مساعدتكم لي في نذور الزواج هذه |
| Evlilik yeminlerimizi yenilemek gibi bir şeye can atmıyorum. | Open Subtitles | أنا لا أخطط لتجديد نذور الزواج أو شيء من هذا القبيل |
| yeminleri boş ver ama bu yaşanan yılları geri alamazsın. | Open Subtitles | اللعنة على نذور الزواج ولكنها السنوات التي لا تستطيع أن تمحيها |
| Bu, evlilik yemini, Eric. yeminler. Bunların bir anlamı olması gerekir. | Open Subtitles | إنهم نذور زواج (إريك) ، النذور من المفترض أن تعني شيء |
| Leo ve Piper şahitlerin huzurunda, birbirlerine yeminlerini ettiler ve ben de bu bağ ile onları yeminlerine bağlıyorum. | Open Subtitles | ها نحن الآن، بحضور الشهود وبقراءة نذور الزوجين لبعضهم سأربطهم بهذا الحبل المُقدَّس وفقاً لنذورهم |
| Lily, evlilik yeminlerimiz gerçek hayata göre fazla kusursuzdu galiba. | Open Subtitles | (ليلي) ربما كانت نذور زواجنا مثالية بالنسبة للحياة الواقعية |
| Yine de, eski kocamın evlilik yemini yazmadığını hiç unutmuyorum. | Open Subtitles | على أية حال، أنا أَتذكّرُ سابقي مَا كَتبَ أيّ نذور مطلقاً. |
| Belki, ona sessizlik yemini ettirmelisin. | Open Subtitles | ربما عليك أن تنظر إن كانت ستنذر نذور الكتمان |
| Belki, ona sessizlik yemini ettirmelisin. | Open Subtitles | ربما عليك أن تنظر إن كانت ستنذر نذور الكتمان |
| Bununla birlikte, daha önemlisi, bugün yemin eden iki insan gördük. | Open Subtitles | لكن، الأهم من ذلك شاهدنا اليوم شخصين يقدمان نذور الزواج |
| yemin ederken birkaç kare fotoğraf çekilin de anne babasının düğün gününde nasıl göründüğünü bilsin. | Open Subtitles | أنْ تأخذي بعض الصور لكما وأنتما تقدّمان نذور زواجكما ليعرف كيف كان يبدو والديه في يوم زفافهما؟ |
| Dinsel öğreti, illa da, bekâret yeminini, zekâtı, günahlara kefaret olarak kendini kırbaçlamayı ve yapağıdan yapılmış giysi giymeyi mi içeriyor? | Open Subtitles | هل من الضرورة أن تتضمن العقيدة .. نذور العفة، ودفع العشر والتكفير عن الآثام من خلال .. جلد الذات والتزهد؟ |
| Senin evlilik yeminini duydum ve annemin kafasını Grayson'un göğüslerinin arasına daldırmak istediğine emin değilim. | Open Subtitles | لقد سمعت عن نذور زواجك وأنا لااعتقد ان امي تريد ان تخذل جرايسون |
| Evlilik yeminlerimizi de eleştirip durmuştun. | Open Subtitles | أنت كُنْتَ تُضايقُ نذور زفافنا. |
| Özel düğün yeminleri ya da havuzda ayak durmak gibi. | Open Subtitles | مثل نذور الزواج الشخصية, أو الوقوف في تجمع |
| Sadece yeminler. | Open Subtitles | إنها مجرد نذور للزفاف. |
| Süper. Bizimkiler evlilik yeminlerini tazeliyorlar. | Open Subtitles | عظيم ، والدي يعيدان كتابة نذور زواجهما |
| Yani bunlar bizim evlilik yeminlerimiz sonuçta ve... | Open Subtitles | ...أعنى هذه نذور زواجنا إذاً |
| Çünkü sen çok ama çok harikasın. Çok erken öptüm. - yeminimi yazmadım. | Open Subtitles | لأنك رائعة جدا جدا لقد قبلته مبكرا جدا ولم أكتب أي نذور |
| Sanıyorum evlilik yemininde bu vardı | Open Subtitles | أفحص الطباعه الجميله. أعتقد أنها في نذور الزفاف |
| Bu da evlilik yemininin bir parçası, değil mi? | Open Subtitles | أعتقد أن هذا من ضمن نذور الزواج ، أليس كذلك ؟ |
| Olanlara rağmen, yine de bekaret yeminimizi tutmalıyız. | Open Subtitles | ولكننا يجب أن نحافظ على نذور العفّة بعد كل ما حدث |
| Düğün yeminimizde "Sonsuza kadar beraber olacağız." demiştim ya hani. | Open Subtitles | تذكّرْ عندما كنا نقول نذور زفافنا عندما قُلت بأننَّا سنَكُونُ معا إلى الأبد؟ |