Kayınbiraderim Hamamatsu'da bir turşu dükkanı işletiyor. | Open Subtitles | حسنا، نسيبي يدير محلا لبيع المخلل في هاماماتسو |
Kayınbiraderim meclis üyesi, komutan da arkadaşım. | Open Subtitles | نسيبي كاوينسليمان، وأَنا الصديق الشخصي لقائدِكَ. |
Benim de 4 tane var kuzenim, Kayınbiraderim ve onun iki oğlu. | Open Subtitles | هؤلاء هم أبنائي الأربعة هذا ابن عمي، وهذا نسيبي وفتياه |
Sen açtın konuyu. Ben sadece kuzenim, nişanlını tanıyormuş dedim. | Open Subtitles | أنت من فتح الموضوع قلت أن نسيبي يعرف خطيبتك |
Ne yapıyorsanız Kardeşim bunları hak etmiştir, | Open Subtitles | أوخــنا تعرف نسيبي هو من المحتمل يستحق ما كنت تريد أن تفعله به |
kayın biraderim ve ailesi, St. Francis yakınlarında oturuyorlar. | Open Subtitles | نسيبي وعائلته يعيشون بالقرب من شارع فرانسيز |
- Baldız. - Enişte. | Open Subtitles | أخت زوجتي - نسيبي - |
İşin aslı kızkardeşimin kocası ya da herkesin dediği gibi Eniştem hasta. | Open Subtitles | ما في الأمر هو أن زوج أختي، أو نسيبي كما يسمونه، مريض |
Yapamam bunu dostum, o hâlâ benim Kayınbiraderim. | Open Subtitles | لا يمكنني فعل هذا، يا رجل، إنه لا يزال نسيبي. |
İşte en sevdiğim Kayınbiraderim Martin. | Open Subtitles | وهنا هو، نسيبي المفضّل، مارتي. |
Yani Kayınbiraderim de geldi. | Open Subtitles | و هذا يعني أن نسيبي هنا في المدينة |
Ben de daha önce gitmedim, bu yüzden hiç bilmiyorum Kayınbiraderim. | Open Subtitles | لم اكن هناك, لذا لا اعرف, نسيبي. |
Bay Garcia burada operasyon müdürü ama ayrıca benim kuzenim olur. | Open Subtitles | السيد "غارسيا" هنا هو مدير العمليات، ولكن يُصادف أيضاً أنه نسيبي. |
Aradım. kuzenim sabah bizi almaya gelecek. | Open Subtitles | اتصلت، نسيبي سيأتي ليقلنا صباحاً |
kuzenim, Ganzorig, uzun zamandır yenilmedi. | Open Subtitles | نسيبي "غانزوريغ" هو المنتصر بلا منازع منذ وقت طويل. |
En eski arkadaşım. Benim kan Kardeşim. | Open Subtitles | اقدم أصدقائي .ّو نسيبي باعتبار ما سيكون |
Aslında şu an Kardeşim yüzünden dikkati dağıldı. | Open Subtitles | نسيبي الأخرق راسيل .. |
kayın biraderim buraya taşınıp bir odanızı kiralasa nasıl olur? | Open Subtitles | ما قولكِ بأن تؤجري نسيبي غرفة عندكِ؟ |
- Sakin ol Enişte. | Open Subtitles | -حسناً يا نسيبي |
Bir zamanlar Eniştem olan kralınızın, ülkeme saldırı planı! | Open Subtitles | خطة نسيبي السابق ، ملككم بالهجوم على بلادي |
Jesse'yle Bacanağım Walter White hakkında görüşmek istiyordum. | Open Subtitles | (في الحقيقة أنا أتمنى التكلم مع (جيسي (بشأن نسيبي (والتر وايت |
Verdiğin tavsiye harikaydı. Bedavacı kayınbiraderimi zor işte çalıştırmak. N'aber. | Open Subtitles | هذه النصيحة الرائعة التي أخبرتني عنها يعمل نسيبي بجهد شاق ، مرحباً |
Kayınbiraderimin dediği gibi: alternatifler dâhil değildir. | Open Subtitles | كما يقول نسيبي يتم استثناء البدلاء |