| - Hiç de değilim. Bence Biz farklı yönlere gidiyoruz. | Open Subtitles | أنا لست كذلك بالحقيقة أعتقد أننا نسير في إتجاهات مختلفة |
| Resmi Leipzig Berlin otobüsünün rotasından gidiyoruz. | Open Subtitles | ولكننا نسير فى نفس المسار المعتاد من ليبيز الى برلين |
| Şu korsanları kiralayalım ve dosdoğru Brundusium'a yürüyelim! | Open Subtitles | لنستأجر أولئك القراصنة ثم نسير مباشرة إلى برنديزي |
| Eskiden 4 ayak üstünde yürüyorduk, şimdi 2 ayak üstünde yürüyoruz. | Open Subtitles | كنا نسير على أربعة أقدام، الآن نسير على قدمين. |
| Parlak, soğuk kuzey ışıklarının altında yürüyeceğiz. | Open Subtitles | سوف نسير تحت الأضواء الشمالية الباردة المشعة |
| Ona bizimle arabada oturmamasını söyledik. O da şimdi bizimle yürümek istemiyor. | Open Subtitles | لقد طلبنا منه ألا يركب معنا الآن يقول إننا لا يمكننا أن نسير معه |
| Bir keresinde bir dostum bana demişti ki... "Bizim işimizde karanlıkta yürürüz. | Open Subtitles | قال لي صديق ذات مرّة، في مجال عملنا، إننا نسير في الظلام. |
| Genelde yan yana yürürken iki kat çıkıp kaportanla göz göze geliyorum da. | Open Subtitles | لأنه عادة نسير جنبًا إلى جنب، وصعدت درجين حتى الآن وأنا احدق بمؤخرتك |
| Şimdi, Biz yolda gidiyorduk. Aslında yoldan ziyade patikaydı. | Open Subtitles | ،كنّا نسير في طريقنا لم يكن طريقًا بل مجرّد درب |
| doğru yolda gidiyoruz, Büyük Vadi ye! | Open Subtitles | نحن نسير فى الطريق الصحيح الطريق الى الوادى العظيم |
| Uyduya ulaşmalarına 4 saat var. Programa uygun gidiyoruz. | Open Subtitles | بقي أربع ساعات لاعتراض سبيل القمر الصناعي نحن نسير على البرنامج |
| Her neyse, şu anda dengeli gidiyoruz. Kontrolü almak ister misin? | Open Subtitles | على أية حال ، نسير بشكل مستقيم الآن ما رأيك بتولي القيادة؟ |
| Louvre'da aynı yolu bir kere daha yürüyelim böylelikle her şey yerini bulur. | Open Subtitles | نحن نسير في نفس الطريق إلى اللوفر كل مرة دعنا نفعل ذلك اليوم أيضًا حتى يكون كل شئ في محله |
| yürüyelim mi yoksa seninkini mi kullanayım? | Open Subtitles | أعلينا أن نسير أم علي أن أقود بكِ على دراجتكِ؟ |
| Ee, efendim, Biz şehzademizle altın yolda yürüyorduk. | Open Subtitles | سيدتي، كنا نسير على الطريق الذهبي مع الأمير |
| Biz, çocuklar ile birlikte yürüyorduk ve sonra köpekli bir bayan geldi. | Open Subtitles | كنا نسير مع الأطفال ثم التقينا سيدة معها كلب |
| Pekala, herkes sakin olsun. Aletleri alacağız ve yürüyeceğiz. | Open Subtitles | حسناً , لنهدأ و نجمع الأغراض و نسير على الأقدام |
| Benim derdim bu lanet bataklıkta yürümek, her tarafta polisler tarafından aranmak, çünkü birisi polisleri vurmanın iyi bir şey olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | مشكلتي هي أننا نسير في هذا المستنقع القذر بينما يبحث الجميع عنا لأن أحدهم قرر أن قتل الشرطة فكرة جيدة |
| Bu gece yeterince araba kullandım. yürürüz. | Open Subtitles | لقد ركبت بما فيه الكفاية اليوم ، سوف نسير إلى البيت |
| yürürken bir an elimi bırakıp caddeye doğru koşmuştun. | Open Subtitles | وبينما كنا نسير تركتى يدى وقمتِ بالجرى تجاه الشارع |
| İz gibi bir şeydi. Her neyse, Biz yolda gidiyorduk. Hani patika gibi, iz gibi olan. | Open Subtitles | ،على أيّ حال، كنّا نسير في طريقنا الشّبيه بالدّرب، الشّبيه بالممر |
| Bir yürüyüşe çıksanız diyorum Amerikalı ve Rus dostlarım. | Open Subtitles | هل يمكننا أن نسير بعض الوقت يا صديقي الأمريكي والروسي؟ |
| Güneşin batısına yürümemiz gerekiyor. Küçük bir patika ile karşılaşacağız. | Open Subtitles | يجب أن نسير باتجاه غروب الشمس سنصل لممر صغير |
| Dengeli bir şekilde ilerliyoruz ama henüz zafer deklare etmiyoruz. | TED | ونحن نسير بثبات ولكن بكل تأكيد لا يمكننا ادعاء النصر بعد. |
| Çıkış noktamız olan doktorun ofisine gitmek için koridordan 10 metre yürümeliyiz. | Open Subtitles | مما يعني أن يجب أن نسير 30 قدم من الصالة الرئيسية لنصل لمكتب الدكتورة نقطة خروجنا |
| Bu çok heyecan verici, ama artık üsse doğru yola koyulalım derim. | Open Subtitles | كل هذا مثير جدا، لكن برأيي أنه علينا أن نسير نحو القرية.ي |
| Hey, adamım. İsa'yla eski günlerimizde her yere yürüyerek giderdik. | Open Subtitles | هاى نحن فى الماضى كنا نسير مع السيد المسيح فى كل مكان |