Bence sürdürülebilir enerjinin geleceği büyük oranda kaçınılmaz, ama uzayda seyahat eden bir medeniyet olmak kesinlikle kaçınılmaz değil. | TED | اعتقد أن مستقبل الطاقة المستدامة حتمي إلى حد كبير، لكن أن نصبح حضارة تسافر عبر الفضاء ليس حتميًا بالتأكيد. |
Yani özünde, bizden sonra gelen insanların nesilllerinin büyükbabası ve büyükannesi olacağız. | TED | لذلك أساسا، نحن جميعا نصبح أجدادا لأجيال من الأبناء التي يأتون بعدنا. |
Bu fırsatı niye başkalarına veresin? Onu biz yakalarsak, kahraman oluruz. | Open Subtitles | ونترك الإنتصار للمحققون الفيدرالين إذا قبضنا نحن عليه فسوف نصبح ابطال |
Ama düşündüm de aradan bir süre geçtiğinde arkadaş olabiliriz. | Open Subtitles | خطر ببالي أن مع الوقت من الممكن أن نصبح أصدقاء |
biz içeri girer girmez, onu gazeteciler gelmeden çabucak dışarı çıkart. | Open Subtitles | حالما نصبح في الداخل أخرجه من هناك بسرعة قبل وصول الصحافيين |
Ve aslında, bizim başka makinelerin karşısında oturan makineler olmamızı engelleyecektir. | TED | و ستساعدنا على أن لا نصبح كآلات قابعة أمام آلات أخرى. |
İkimizin de canlı geri döndüğüne mutlu olalım, tamam mı? | Open Subtitles | دعنا نصبح مسرورين أننا الإثنين قد عدنا أحياء , حسناً؟ |
Çünkü sadece en derin vadideysen... onun nasıl muhteşem olduğunu hiç bilebilir misin... en yüksek dağda olmak için. | Open Subtitles | لأننا إذا كنا في أعمق أعماق الوادي فقط نستطيع أن ندرك كم من المبهج أن نصبح على قمة الجبل |
Yani konuşmak, arkadaş olmak ya da vakit geçirmek istemiyor musun? | Open Subtitles | إذاً، لا تريد التحدث أو نصبح صديقان أو نسلّي بعضنا البعض؟ |
Yine buradaki nokta sert durmaya karşı olmak değil. | TED | لا يتعارض المغزى مع أن نصبح أقوى أو أكثر صرامة. |
Bunu sen yaptın, adamım.Ben ve şanslı mağaza sahibi olacağız. | Open Subtitles | أجل يا رجل ، أنا وهذا المحظوظ سوف نصبح تجارا |
Yarın bir kez daha dünyanın oyun bahçesinin yurttaşları olacağız. | Open Subtitles | فغدا سنصبح مرة أخرى سوف نصبح مواطنين أرض لهو العالم. |
Ama aslında gerçek şudur; bizler cerrah oluruz çünkü içimizde, derinlerde bizi rahatsız eden şeyi kesip atabileceğimiz düşünürüz. | Open Subtitles | , لكن الحقيقة هي , نصبح جرّاحين لأنه بمكان ما بأعماقنا . . نظن أننا تغلبنا على ما يطاردنا |
Kortta amansız iki rakibiz ama maç sonunda el sıkışır, yine iki en iyi dost oluruz. | TED | في الملعب، نحن عدوّتين لدودتين، لكن بمجرد أن نتصافح، نصبح صديقتين مقرّبتين مجددًا. |
O adam patronsa, buraların patronu oysa biz de burada patron olabiliriz. | Open Subtitles | إن كان ذلك الرجل هو الزعيم هنا، فيمكننا هنا أن نصبح زعماء |
İşin aslını istersen, film yıldızı siyahî oyuncuları bile olabiliriz. | Open Subtitles | أجل، في الحقيقة، يمكننا أن نصبح مشاهير أفلام سود كذلك |
Onlar gibi olmamızı istiyorlar: Anlayışsız, nefret dolu ve vahşi. | TED | يريدوننا أن نصبح مثلهم: متعصّبين ويملئ الكره قلوبنا وقاسين. |
Bir aile olalım istiyorum ama mutlu olmayı da istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن نصبح عائلة ولكنني أريد أن أصبح سعيدة كذلك |
Hepimizin her şeyi bilmesiyle, teknoloji tarafından birer Buda gibi bir şey olmaya, aydınlanmaya zorlanıyoruz. | TED | مع كون جمعنا نعرف كل شيء, جميعنا ترغمنا التكنولوجيا ان نكون بوذا أو شيء من هذا القبيل, ان نصبح جميعنا مستنيرين |
İşin gerçeği sonsuza dek başkalarına bağımlı bir ülke olamayız. | Open Subtitles | الحقيقة أنه لا يمكننا أن نصبح دولة مستقلة الى الأبد |
Hele senin ve bizim için ve mutlu olmamız için yaptıklarımdan sonra. | Open Subtitles | ليس بعد ما فعلته من أجلك من أجلنا ، حتى نصبح سعداء |
Evet, er yada geç, hepimiz sorumluluk sahibi yetişkinler olmalıyız. | Open Subtitles | نعم، عاجلاً أو آجلاً يجب أن نصبح جميعاً راشدين مسئولين |
- Hayır, olmayacağız. Daha önce bundan çok daha zor durumlardan kurtulmayı başardık. | Open Subtitles | لا ,لا , لن نصبح كذلك لقد كنا في أوضاع أسوء من قبل |
Yani bizim de siyahî birileri olabileceğimizi görmeni istedik. Evet. | Open Subtitles | لذا أردنا أن نخبرك أن بإمكاننا أن نصبح سوداً كذلك |
Sana haberim var tatlım, gittikçe aptallaşan bir çift oluyoruz. | Open Subtitles | لدي أخبار لك عزيزي سوف نصبح أغبى زوج على الأطلاق |