İlk olarak, pek de dikkatli incelemiyoruz ve bunun için çok az miktarda para harcıyoruz. | TED | فنحن لسنا نبحث في الأمر بطريقة جدية جدا، ونحن نصرف مبالغ مالية ضئيلة عليه. فقط نسبة ضئيلة من النجوم في مجرتنا |
Bir uçak kazasında ölmeyeceğimizden emin olmak için tonlarca para harcıyoruz ama bu durum için neredeyse hiçbir şey yapmıyoruz, oysaki bu tamamen önlenebilir. | TED | إننا نصرف أموالا طائلة للتأكد من عدم موتنا في حوادث الطائرات ، ولكننا لانصرف شيئا يذكر لتفادي اصطدام مذنب. |
İcabında bir gecede harcıyoruz o parayı, ama o başka. Önemli olan itibarımızdır. | Open Subtitles | كنل نصرف أضعافها في ليلة واحدة إن أردنا إن سمعتنا هي التي على المحك |
Tek yapmamız gerekenin onlardan daha çok para harcamak olduğu ortaya çıktı. | Open Subtitles | إتّضح أنّ جلّ ما علينا القيام به هو أن نصرف عليهم أكثر. |
Tabi milyonlarca dolar vergiyi şapkayı göndermek için harcamadık. | Open Subtitles | نحن لم نصرف ملايين الأموال لننقل القبعات |
Çünkü elimizde ne varsa seçim için harcıyorduk. | Open Subtitles | حسناً، لأننا كنا نصرف كل ما نملك على سباق الإنتخابات |
Sanırım sen stajyerlik yaptığın için, kazandığımızdan fazlasını harcıyoruz. | Open Subtitles | وبما أنّك تتدرّب على العمل، نصرف أكثر ممّا نجني. |
Diyet ürünleri ve zayıflama programları için yılda 30 milyar dolar harcıyoruz. | Open Subtitles | نحن نصرف 30 مليار دولار سنوياً على برامج الرجيم والجمية |
Irak'a o kadar para harcıyoruz ama mezun yüzdemiz Sudan'dan düşük. | Open Subtitles | نحن نصرف أموالنا في العراق، وفي نفس الوقت نسب التخرج من مدننا أوطأ من السودان |
Kamışlara yıllık $1,200 harcıyoruz. | Open Subtitles | نحن نصرف 1200 دولار في السنه على المصاصات |
Her kazandığımızı onlara harcıyoruz yani Stephen'ın 40 bin doları olamaz | Open Subtitles | لدينا الشقة هنا أساسا نحن نصرف كل مامعنا دوريا لذا ، لايمكن لستيفن أن يسحب 40 الف دولار |
Milyarlarca dolar harcıyoruz. İnsanlar ölüyor! Ama hala düşmanımızı yenmeye yaklaşamadık. | Open Subtitles | نحن نصرف مليارات الدولارت الناس تموت، ومازلنا لم نقترب من قهر عدونا |
Bu kaynaklar için yaptığımız savaşa günde bir milyar dolar harcıyoruz. | Open Subtitles | أتعلم اننا نصرف بليون دولار يومياً لنحارب من اجل هذا الشيء في الخارج؟ |
Artık bu konudaki atölye çalışmaları, eğitimler, müzikaller, oyunlar ve okul toplantılarına daha fazla zaman ve para harcıyoruz. Tüm bunları insanları verdiğimiz ürünleri kullanmaya ikna etmek için yapıyoruz. | TED | فنحن نصرف الكثير من الوقت والمال في تنظيم ورشات العمل والتدريب والحفلات الموسيقية والمسرحيات والاجتماعات في المدارس وذلك في محاولةٍ لإقناع الناس باستخدام الناموسيات التي نوزعها |
Fazla gibi ama bu miktar parayı 18 dakikada Irak'ta harcıyoruz. Ayda 8 milyar dolar harcıyoruz. 18 dakika, 100 milyon dolar demek. Aslında ucuz. | TED | يبدو أنه مبلغ كبير، لكنها تعادل حقاً ١٨ دقيقة مما نصرفه في حرب العراق. نحن نصرف ٨ بلايين دولار شهرياً. ١٨ دقيقة هي ١٠٠ مليون دولار. إذاً فهذا رخيص في الواقع. |
Paramızın pek çoğunu, yaşamımızın son %20'lik kısmında harcıyoruz. | TED | نصرف الجزء الأكبر من أموالنا في ما يعادل 20% من حياتنا . |
Neden 135 milyar dolar harcıyoruz? | TED | لماذا نصرف 135 مليار دولار ؟ |
Zar zor kazandığımız parayı hayvan leşini ortadan kaldırmak için düzenleyeceğimiz abartı bir şeye harcamak bence iyi bir fikir değil. | Open Subtitles | أنا لا أعتقد أنها فكرة جيدة أن نصرف تعبنا ومالنا على بعض الزخرفة الظاهرة للتخلص من جيفة حيوان |
Üzgünüz, bir sent bile harcamadık. | Open Subtitles | آسفه فنحن لم نصرف منهم بنس |
Çünkü elimizde ne varsa seçim için harcıyorduk. | Open Subtitles | حسناً، لأننا كنا نصرف كل ما نملك على سباق الإنتخابات |
Doğru çıkması gerekmiyor. Sadece dikkatlerini başka yöne çekmeliyiz. Sadece dikkatlerini başka yöne çekmeliyiz. | Open Subtitles | ليس من المفترض أن يصدقوا, نحن فقط يجب ان نصرف إنتباههم |