Bir baktık, alarm verilmiş. Düdükler, sirenler, askerler koşuşturmaya ve kamyonlara doluşmaya başladı. | Open Subtitles | نظرنا إلى الأعلى، كان جهاز الإنذار قد انطلق صفير صفارات الإنذار، والجنود يتراكضون |
Yüksek ve düşük sosyoekonomik seviyedeki insanlara baktık ve onları iki durumda inceledik. | TED | الذي فعلناه هو أننا نظرنا إلى حالات الناس الاجتماعية والاقتصادية المتدنية والمرتفعة ونظرنا إليهم في حالتين |
Eğer bütün yangınlara bakacak olursak bir sürü misal bulabiliriz. | Open Subtitles | إن نظرنا في كلّ حريق منهم سنجد الكثير من الأنماط |
Eğer 1990'ların başına bakarsak tekrar pek çok çeşitlilik görüyoruz. | TED | اذا نظرنا إلى بداية التسعينيات سنجد , ثتنيةً, تنوع كبير. |
Şimdi buradaki ekonomik gerekliliğe baktığımızda, bu sadece merhametle ilgili değil. | TED | الآن لو نظرنا للحتمية الاقتصادية هنا، الأمر ليس من منطلق التعاطف وحسب. |
İlk başta dayanak noktası olarak onları rahat oldukları zaman inceledik. | TED | الحالة الاولى نظرنا إليهم في الحالة الاعتادية عندما كانوا في راحة |
bizim bakış açımızı anlayan bir bölge savcısıyla çalışmak oldukça güzel. | Open Subtitles | من الجيد أن لدينا مدعي عام يفهم المشاكل من وجهة نظرنا |
Eğer etraftaki kuşlara bakarsanız ki körfezde birçok kuş türü var aynı şekilde yılın belli zamanlarında burada toplaşıp sonra gittiklerini görürsünüz. | TED | واذا نظرنا الى الطيور سنجد ان هناك الكثير من الطيور في الخليج التي تتجمع في اوقات معينة من العام ولكنها ترحل لاحقا |
Ve bu çeşit köprülere baktık ve kırılan bir şeyin güzel bir şey olduğunu hissetmekten kendimiz alamadık. | TED | و بعد ذلك نظرنا في هذه الأنواع من الجسور ولم تمنعنا من الشعور انه شيء جميل ينكسر. |
Üç şeye baktık: barış merkezleri, düzeltici adalet ve ekonomi merkezleri ve hareketli köyler. | TED | لقد نظرنا إلى ثلاث أشياء: مراكز صنع السلام، مراكز العدالة التجديدية والاقتصاد التجديدي والقُرى المنبثقة. |
Dediğim gibi, biz statükoya baktık ve onunla alay ettik. | TED | كما ذكرت ، نظرنا إلى الوضع الراهن وسخرنا منه . |
Mekanik havalandırma sistemi olanlara baktık, buradan gelen veri maviyle gösteriliyor. | TED | نظرنا إلى غرف بتهوية ميكانيكية، والتي هي نقاط البينات بالأزرق. |
Şuradaki küçük görüntüye bakacak olursanız üzeri örtülü olan Güneş burada. | Open Subtitles | وإذا نظرنا إلى تلك الصورة الصغيرة هنا ها هي الشمس محجوبة |
Bir sıraya bakarsak, bu şemadan anlayabileceğimiz başka bir şey daha var. | TED | هناك شيء آخر يمكننا فهمه من هذا المخطط إن نظرنا إلى صفٍ. |
Ancak fosil kayıtlarına baktığımızda bir milyon yıl süresince onların tekrar tekrar aynı baltayı yaptığını görüyoruz. | TED | ولكن لو نظرنا لتاريخ الأحافير، سنجد أنهم صنعوا نفس النصل اليدوي مراراً ومراراً لمليون سنة. |
Arupa ve personeli ile tanıştık ve Arupa, benim ona suçlu hissetmemesini söylediğimde bunun onu rahatlattığını ve bunu, bizim bakış açımızdan göremediğini söyledi. | TED | قابلنا أروبا وموظفيها، وقالت أني أغثتها حين أخبرتها ألا تشعر بالذنب وأنها لم تكن تراها من وجهة نظرنا |
Günümüz psikoloji bilimine bakarsanız aslında bunun süpriz olmadığını görürsünüz. | TED | ومع ذلك ليس هذا بالأمر الجديد إن نظرنا إلى علم النفس المعاصر. |
Bu nedenle saglıga bakış açımızı tamamen gözden geçirmek durumundayız. | TED | ولذلك علينا إعادة التفكير في طريقة نظرنا الى المسائل الصحية |
İşi büyütmeye karar verdiğimizde A.B.D. 'de karşılaşa bileceğimiz en büyük sorunu araştırdık. | TED | كما بدأنا بالتوسع فيه نظرنا إلى ما هي المشكلة للمجيء للولايات المتحدة ؟ |
Bugün dünyada etrafımıza bakınca neler görüyoruz? | Open Subtitles | إذا نظرنا حولنا في العالم اليوم، ماذا نرى؟ |
Şimdi buna bakıp, bir dakika günümüzün çiplerine bakarsak silikon çiplerin içine bakamayız çünkü çok küçükler | TED | الآن إن نظرنا إلى هذا، وتوقفنا لدقيقة، وفكرنا في الرقائق اليوم، لا نستطيع النظر داخل رقاقة سيليكون. فهي غاية في الدقة. |
Silindi gözlerimizin önünden. | Open Subtitles | فلم يمضي غير تراجع مسرعا واختفى من امام نظرنا |
Kalbine bakarken, bir şey göremeden kalbini durdurduk. | Open Subtitles | المرة الوحيدة التي نظرنا داخل قلبها توقفنا قبل أن نتمكن من رؤية شئ |