İkimizde biliyoruz ki, yeraltı poker turlarına katılıyor. | Open Subtitles | كلانا نعلم أنّها تقوم بالمقامرة في الأماكن السرية. |
İkimiz de gayet iyi biliyoruz ki geri dönmüşse eğer, bir sebebi vadır. | Open Subtitles | أنا وإيّاك نعلم أنّها تحمل سببًا يحضّها للعودة. |
Aşırı alerjik olduğunu biliyoruz ama böyle bir reaksiyona ne sebep olabilir ki? | Open Subtitles | إذن نحن نعلم أنّها كانت تعاني من حساسية، لكن ما الذي قد يسبّب هذا النوع من الإستجابة؟ |
Biliyoruz, biliyoruz. Savaş olduğunu biliyoruz. Sadece haladı istiyoruz. | Open Subtitles | نعلم، نعلم، نعلم أنّها الحرب نحن فقط نريد الحبل |
Evren gerçek canavarların yaşam mekanı. Onları göremiyoruz fakat orada olduklarını biliyoruz. | Open Subtitles | يحوي الكون وحوشاً حقيقية لا يمكننا رؤيتها ولكنّنا نعلم أنّها موجودة |
Var olduklarını biliyoruz çünkü onları gördük. | Open Subtitles | نعلم أنّها موجودة لأنّنا شاهدناها، |
Sita, ikimiz de biliyoruz ki o gece tetigi çeken oydu. | Open Subtitles | سيتا)، كلانا نعلم أنّها من قامت بسحب الزناد تلك الليلة) |
Hepsinin yalan olduğunu biliyoruz. Aşk, yalanlaması zor olan bir şeydir, Dedektif Beckett. | Open Subtitles | الخطوبة والعلاقة، نعلم أنّها مُزيّفة. |
- Demiryolu olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | نحن نعلم أنّها خريطة لسِكّة حديديّة |
Mandy'nin astımı olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | نعلم أنّها مُصابة بالربو. |
- Örneğin insan ürün olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | -على سبيل المثال، إننا نعلم أنّها من صُنع الإنسان . |
Yine de Soufrabi'de olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | -لكننا نعلم أنّها في (سوفرابي ). |