İnsanların içindeki iyiliği görmeye kendimizi öylesine kaptırıyoruz ki bazen içlerindeki en kötüyü gözden kaçırıyoruz. | Open Subtitles | لا، لكننا نريد أن نرى الأفضل في الآخرين بشدة أحياناً نغفل عن الخطأ |
Ancak, ciddi bir nokta var, ve bence günlük hayatın delice akışı içinde çoğu zaman bu, cadde koşucusu tarzı yaşamın bize verdiği zararı gözden kaçırıyoruz. | TED | ولكن هناك نقطة خطيرة جدا ، وأعتقد أن في الاندفاع المتهور في حياتنا اليومية ، نحن كثيرا ما نغفل عن الأضرار التي تنتج من هذا الشكل السريع جداً للمعيشة. |
Ayrıca bizim tarafımızdan gözden kaçırılmış en küçük bir detay olmayacak diyorsa o zaman biz en küçük detayı bile göz ardı edemeyiz. | Open Subtitles | وإذا قال أننا لا ينبغي لنا أن نغفل هذه التفاصيل الصغيرة فعلينا أن لا نغفل أيّاً منها |
Gözümüzden bir şey kaçmış mı diye geri dönüp her şeyi yeniden kontrol edeceğim. | Open Subtitles | حسناً، سأعاود مراجعة كافة التفاصيل لأتأكد أننا لم نغفل شيئاً |
Kaçırmadık. Onu öldüren şey dışında tabi. | Open Subtitles | لم نغفل شيئاً فيما عدا ما قتله بالطبع |
Gözden kaçırdığımız bir şey var. Sadece cesetler için buraya gelmezsin. | Open Subtitles | إنّنا نغفل أمرًا هنا، لا يأتي أحد لهنا من أجل الجثث فقط. |
Dibala'nın dosyasını inceliyorduk. Bir şey kaçırmadığımızdan emin oluyoruz. | Open Subtitles | نحن فقط نراجع ملف (ديبالا)، نتأكّد من أنّنا لم نغفل شيئاً |
- Aramaya devam edin, bir şeyleri gözden kaçırıyoruz. | Open Subtitles | واصل البحث، نحنُ نغفل عن شيءٍ ما |
- Bir şeyleri gözden kaçırıyoruz. | Open Subtitles | نحن نغفل شيء ما |
Bir şeyleri gözden kaçırıyoruz. | Open Subtitles | نحن نغفل عن شيء ما |
Ama bilirisiniz, daha küçük karakterleri göz ardı etmek çok kolay -Maalesef. | TED | ولكن ، كما تعلمون ، من السهل جدا أن نغفل أصغر الشخصيات -- عفوا -- |
Fakat bu örneğin nasıl berbat bir hale dönüştüğünü göz ardı edemeyeceğim. | Open Subtitles | أنا لا يمكن أن نغفل الكلب-الشد هذه الأثرية. |
Gözümüzden kaçmadı. Öğreniyordu, evriliyordu. | Open Subtitles | لم نغفل عن ذلك لقد كان يتعلم، و يطور أساليبه |
Bu yüzden Gözümüzden kaçırdık. | Open Subtitles | وهذا ما جلعنا نغفل عنه. |
Emin ol hiçbir şeyi gözden Kaçırmadık. | Open Subtitles | تأكد أننا لم نغفل شيئاً |
Kaçırmadık. Onu öldüren şey dışında tabi. | Open Subtitles | {\pos(192,220)}لم نغفل شيئاً فيما عدا ما قتله بالطبع |
Gözden kaçırdığımız bir şey var. Bu adamda bir yanlışlık var. Eminim bundan. | Open Subtitles | نحن نغفل عن شيء ما هذا الشخص سيء ، أعرف ذلك |
Burada kesinlikle kaçırdığımız bir şey var. | Open Subtitles | حسناً ، لابُد أن هُناك شيئاً ما هُنا نغفل عنه |
Dibala'nın dosyasını inceliyorduk. Bir şey kaçırmadığımızdan emin oluyoruz. | Open Subtitles | نحن فقط نراجع ملف (ديبالا)، نتأكّد من أنّنا لم نغفل شيئاً |