ikinizde aynı yere gidecekmişşsiniz niye kavga ediyorsunuz oraya birlikte gidin işte | Open Subtitles | كلاكما يريد الذهاب إلى نفس المكان إذن ما المشكلة ؟ فلتذهبا معاً |
Hepsi aynı yere, genelde göze çarpan bir bölüme yönelirler. | Open Subtitles | وجميعهم يتجهون نحو نفس المكان وغالبا ما يكون مكاناً ثابتاً |
İşte oldu. Sybaria'da buluşalım, önümüzdeki hafta sonu, aynı yerde. | Open Subtitles | ها نحن سبريا مرة اخرى نفس المكان فى عطلة الاسبوع |
Lanet olsun Melanie en azından Simone kadar akıllı. aynı yerde olacak. | Open Subtitles | اللعنة ، ميلاني تملك نفس ذكاء الكلبة السابقة ستكون في نفس المكان |
Heyecanlanma , aynı yer seni de göndereceğim | Open Subtitles | لا تقلق, سأرسلك إلى نفس المكان الذي أرسلتهم إليه |
Av bulmak için yüzlerce kilometre yürümek zorunda olan bu vahşi kedi ormanda aynı yerden iki kez geçmeyebilir. | Open Subtitles | القطّة عليها أَنْ تَجُوبَ مِئاتَ الأميالِ عند البحثِ عن الفريسةِ وقَدْ لا تَزُورَ نفس المكان من الغابةِ مرّتين. |
Sonra da aynı yere, sırtında maymun olan bir midilli getirdiler. | Open Subtitles | ومن ثم, في نفس المكان أحضروا بغلا يحمل قردا على ظهره |
Bu yaprakların tabanı her seferinde, milimetrenin onda biri hassaslıkla aynı yere oturmalı. | TED | قاعدة تلك البتلات يجب أن تنتقل كل مرة إلى نفس المكان في حدود عُشر المليمتر |
Bu sınamayı 16 kez yaptık ve 16 kez, milimetrenin onda biri hassaslıkla tam olarak aynı yere geldi. | TED | أجرينا هذا الاختبار 16 مرة، وفي الـ 16 مرة، انتقلت إلى نفس المكان تمامًا إلى عُشر المليمتر. |
Bir sürü aslında aynı yere giden insanın aynı anda, aynı düğmeye bastığını gördük. | TED | رأينا الكثير من الناس يضغطون الزر نفسه في نفس الوقت ذاهبون أساسا إلى نفس المكان |
Her zaman aynı yere otururdu, tam şu anda senin oturduğun yere. | Open Subtitles | ، كانت تجلس دائماً في نفس المكان . حيث تجلس أنت الآن بالضبط |
Buradan karşıya geçersek aynı yere 10 dakikada gideriz. | Open Subtitles | سنعبر من هنا وسنصل إلى نفس المكان خلال عشر دقائق |
Bu yolda yürümeye devam edersen, aynı yerde son bulacaksın. | Open Subtitles | عندما تستمر فى نفس الطريق ينتهى الأمر فى نفس المكان |
Son yılımızda, ben piyano dersi aldım o da futbolu seçti böylece her gün okuldan sonra yollarımız tam aynı yerde kesişiyordu. | Open Subtitles | بعد مرور سنة حضرت صف البيانو وكان يلعب الكرة وكنا نمر بالقرب من بعضنا كل يوم بعد المدرسة في نفس المكان تماما |
aynı yerde fazla uzun süre kalmıyor ama şimdi başka şansı yok. | Open Subtitles | فهو لا يبقى في نفس المكان طويلا لكنه الآن ليس لديه خيار |
Şimdi A gezegeni öğle vakti aynı yerde ve aynı zamanda. | Open Subtitles | و الكوكب الأول عند الظهيرة هو نفس المكان و نفس الزمان |
İkinizi aynı anda aynı yerde toplamanın tek yolu buydu. | Open Subtitles | الطريقة الوحيدة لتكونا كلاكما في نفس المكان وفي نفس الوقت |
Normal şartlar altında bir insan, aynı yer ve aynı zamanda ölmüş ikizleri nerede bulabilir ki? | Open Subtitles | أين فى الظروف الطبيعية يمكن لأحد أن يجد إخوة توأم يموتون نفس المكان وفي نفس الوقت ؟ |
Çünkü çörek için gittiğim aynı yer. | Open Subtitles | لأنه نفس المكان الذي كنت أذهب له لأخذ الدونات |
Her sabah erken saatte, benimle aynı yerden kahve alırdı. | Open Subtitles | إنه يتناول القهوة في نفس المكان كل صباح مبكراً |
Biraz araştırma yaptım ve iki kurbanda ölmeden önce aynı yeri ziyaret etmişler. | Open Subtitles | ماذا؟ قمت ببحث صغير يبدو ان الضحيتين زارا نفس المكان قبل أن يختطفا |
Biliyor musun beş yıldır hep aynı noktaya park ediyorum. | Open Subtitles | اتعلم انا اوقف السياره فى نفس المكان منذ خمس سنوات |
Sağ ve sol elinin başparmaklarında aşağı yukarı aynı noktada küçük kırıklar gördüm. | Open Subtitles | لاحظت بعض الكسور الصغيرة الشعرية على إبهامها الأيمن والأيسر في نفس المكان تقريباً |
Endişelenme... yıldırım bir yere iki kere düşmez. | Open Subtitles | لا تقلقى ، فالبرق لا يضرب نفس المكان مرتين |
Babamın eski evimizi inşa ettiği yer burası. | Open Subtitles | انه نفس المكان الذي بني أبي فيه بيتنا القديم. |