Ve depresyon tedavi edilebilir. Bu konuda bir şeyler yapmalıyız. | TED | والإكتئاب يمكن علاجه. نحن نحتاج لأن نفعل شيء حيال ذلك. |
Biz Boston Üniversitesi'ne kabul edildiğini duyduk ama bunu mümkün kılmak için hiçbir şey yapmadık. | Open Subtitles | حسناً لقد سمعنا لكن لم نفعل شيء لتسهيل قبولك في الجامعة |
Ama bir şey yapmazsak onun öleceğini de biliyoruz. | Open Subtitles | لكننا نعلم انه سيموت اذا لم نفعل شيء انا اسف. |
Çok farklı bağışıklık sistemlerimiz olduğunu anladım, ve bence bu konuda bir şey yapmamız gerek. | Open Subtitles | أنظمة مناعة مختلفة ويجب علينا أن نفعل شيء حياله حقاً ؟ |
O hâlde bu kaya konusunda bir şeyler yapmamız gerektiğini de biliyorsundur. | Open Subtitles | إذا انت تعرف انه يجب أن نفعل شيء ما بشأن تلك الصخرة |
-Aynen. Yalnızca iki erkeğin becerebileceği bir şey yapmalıyız. Daha önce hiç görülmemiş bir şey. | Open Subtitles | يجب ان نفعل شيء لا يستطيع فعله إلا رجلان شيء لم يراه احد |
Teminat vermiyoruz. Ayrıca Joanne'a programını geri verene kadar da hiç bir şey yapmıyoruz. | Open Subtitles | لن تحصل عليها , لن نفعل شيء قبل ان تعيد لجوان برنامجها |
Kameranı almama izin ver arkandan hiçbir şey yapmayacağız. | Open Subtitles | دعني اخذ الكاميرا منك وبتلك الطريقة لن نفعل شيء من وراء ظهرك |
Bunu, birlikte bir şey yapmak istediğimiz için yapacağım demiştim. | Open Subtitles | انا قلت اني سوف افعل هذا لاننا قولنا اننا نريد ان نفعل شيء معنا |
Bir şeyler yapmalıyız Fargo, uzaktan kumandalı uçağa ne dersin? | Open Subtitles | يجب أن نفعل شيء فارغو، ماذا عن طائرة بدون طيّار؟ |
Önceki gibi, bir sorunumuz var, üzerinde çalışmaya başlamalıyız, bir şeyler yapmalıyız, ama bu sorunu görmeyen insanların nesi var? | TED | و كما فعلنا في السابق، يجب ان نبدأ بحل المشكلة علينا ان نفعل شيء و ماذا بكم يا ناس لا ترون الخطر؟ |
- ...ikisiyle de çarpışsak, buharlaşacağız. - Bir şeyler yapmalıyız. | Open Subtitles | سنتبخر عند الإصطدام يَجِب علينا أن نفعل شيء |
Bundan bahsettiğimizi biliyorum ama çok bir şey yapmadık. | Open Subtitles | أعرف أننا تحدثنا عن الأمر لكننا لم نفعل شيء |
Biz bir şey yapmadık, Hoca'ya dua edin. | Open Subtitles | نحن لم نفعل شيء ادع لمولانا الشيخ |
Biz bir şey yapmazsak şirketin kontrolünü tamamen yitirecek. | Open Subtitles | ان بقيت عل موقفها ستخسر التحكم في الشركة على وجهٍ دائم ان لم نفعل شيء |
Hiçbir şey yapmazsak binlerce erkek, kadın ve çocuk ölecek. | Open Subtitles | رجال، نساء وأطفال سيموتون بالآلاف إذا لم نفعل شيء |
Ama bu konuda bir şey yapmamız gerekir, değil mi? | Open Subtitles | يجب أن نفعل شيء حول هذا .. |
Bizi öldürmeye çalışıyorlar ve bir şeyler yapmamız lazım. | Open Subtitles | إنهم يحاولون قتلنا ، و يجب أن نفعل شيء حيال ذلك |
Büyük bir şey yapmalıyız, bilirsin işte, insanlara birbirimizi sonsuza dek seveceğimizi gerçekten de gösterebilecek bir şey. | Open Subtitles | نحتاج لأن نفعل شيء كبير , شيء سيجعل الناس يعرفون بأننا سنحب بعضنا للابد |
Yani onun hakkında bir şeyler biliyoruz ama bir şey yapmıyoruz. | Open Subtitles | إذن لدينا معلومات سرية عن هذا الرجل ولا نفعل شيء! |
Hiç kozumuz olmaz. Neyle karşı karşıya olduğumuzu anlayana dek bir şey yapmayacağız. | Open Subtitles | ولا أي شيء نتبادله، لن نفعل شيء حتى نعرف ما نحن بصدده. |
Neredeyse bir aydır çıkıyoruz ve özel bir şey yapmak istedik. | Open Subtitles | نحن نتواعد لمدة ما يقرب من الشهر لذلك قرّرنا أننا نريد أن نفعل شيء خاص |
Eğer biz bir şey yapmadan saldırırlarsa asıl bununla hatırlanırım. | Open Subtitles | إن لم نفعل شيء وقاموا بالهجوم هذا ما سيتذكرني التاريخ به |
Tanrım. Bırak yaşasın. Hala iyi bir şey yapabiliriz. | Open Subtitles | , دعه يعش مازال فى إستطاعتنا أن نفعل شيء صحيح |
Öyleyse bir şey yapalım. Bizi asabilecekleri bir şey. | Open Subtitles | لذا دعونا نفعل شيء شيء يمكنهم شنقنا من أجله |
Şarkıcı içinse bir şey yapamayız. | Open Subtitles | ,لكن بالنسبه للمغنيه لا يمكننا أن نفعل شيء |
İşte ben de bu yüzden özel ve romantik bir şey yapmamızı öneriyorum. | Open Subtitles | الأمرالذييجعلنيأقترح... بأن نفعل شيء خاصا ورومانسيا |
Şu işi hallettiğimizde birlikte bir şeyler yapalım mı? | Open Subtitles | عندما تهدأ الأمور, هل يمكننا أن نفعل شيء معاً ؟ |