Üçüncü bir element daha ekleyelim: bir model ekleyelim. | TED | أريد أن أزيد عنصرا ثالثا. أريد أن أزيد نموذجا. |
Eğer Mısır, hukuk kurallarına dayanan bir toplum kurmayı başarabilirse bir model olabilir. | TED | إذا قُدّر لمصر النجاح في بناء مجتمع ينبني على حكم القانون، يمكن أن تكون نموذجا. |
Paris, kentsel arıcılık için müthiş bir model. | TED | أضحت مدينة باريس نموذجا رائعاً في الحفاظ على النحل |
Ve bu bize üç boyutlu proteinin somut bir modelini ve nasıl kıvrıldığını, tüm geometrik inceliklerini verir. | TED | وهذا يعطينا نموذجا ملموسا للبروتين الثلاثيّ الأبعاد وكيفيّة انطوائه وكلّ التعقيدات الهندسيّة الرياضيّة. |
Sen bir modelsin. | Open Subtitles | أنت نموذجا. |
Gelişmiş ülkelerin hükûmetleri bunu on yıllardır yapıyor ve şimdi, daha fazla kanıtla ve yeni teknoloji ile yardım ulaştırmak için bir model yapılabilmesi mümkün. | TED | كانت الحكومات في الدولة النامية تقوم بهذا لعدة عقود، لكنه الآن فقط،وبأدلة جديدة وبوجود التكنولوجيا الجديدة، تبين أنه من الممكن جعل هذا نموذجا لتقديم المساعدات. |
Lakin 1543'te Kopernik adında bir adam farklı bir model öne sürdü. | TED | ولكن في عام 1543، رجل اسمه كوبرنيكوس اقترح نموذجا مختلفاً. |
Ama doğa burada bize çok iyi bir model veriyor. | TED | لكن الطبيعة توفر لنا نموذجا جيدا حقا هنا. |
Pek de iyi bir model olmayan babamla çok az zaman geçirdi. | Open Subtitles | أمضت اقل فترة ممكنة مع والدي الذي كان بالضبط نموذجا عظيما من الذكور |
Dürüst olmak gerekirse bir model B.M. olmasından memnunum. | Open Subtitles | بصراحة ، أنا سعيدة فقط لأننا لدينا الآن نموذجا للأمم المتحدة |
Bilmem, düşünmedim sanırım rol model gibi birşey? | Open Subtitles | أنا لا أعرف. لا أعتقد حقا أنا قطعت على نفسى ان اكون مثل، نموذجا يحتذى به، وانت تعرف؟ |
Güçlü duygular yeni bir model oluşturabilir. | TED | أحاسيسنا القوية ستنصنع نموذجا. |
1978'de yayınlanan önemli bir makalede, New York'taki Columbia Üniversitesi'nden Profesör Robert Jervis çatışmaların nasıl ortaya çıktığını anlamak için bir model tanımladı. | TED | في مقال رئيسي نشر في عام 1978 ، البروفيسور روبرت جيرفيس من جامعة كولومبيا في نيويورك وصف نموذجا لفهم كيف يمكن أن تنشأ الصراعات. |
Bu konferansta bulunan bazı kişiler, meyve sineklerinin nöroloji araştırmalarında kullanılabileceğini, çünkü beynin işlevi için basit bir model olduklarını öne sürdü. | TED | وحالياً، العديد من الناس في هذا المؤتمر اقترحوا مسبقاً أن ذباب الفواكة قد تخدم علم الأعصاب لأنهم يمثلون نموذجا مبسطا من وظائف الدماغ |
Ancak harika bir model organizma olan meyve sineği gibi bir canlı; zira küçük bir beyne sahip olması, karmaşık ve sofistike davranışlar sergileyebilmesi çabuk üremesi ve maliyetinin ucuz olması gibi özelliklere sahip | TED | لكن هل يمكن لكائنات مثل ذبابة الفاكهة والتي تعد نموذجا رائعا وذلك لأن لها دماغا صغيرا وقادرة على السلوكيات المعقدة والمتطورة إنها تتكاثر بسرعة ، ورخيصة |
Basit anlamda bu öğretme sürecini bi hayal edin, bilgisayara belirli bir nesnenin ya da bir kedinin diyelim deneme amaçlı resimlerini göstermek gibi ve bu resimlerden öğrenilmiş bir model tasarlamayı. | TED | بأبسط العبارات، تخيل هذه العملية التلقينية كأن نُري الحواسيب بعض الصور التدريبية لشيء معين، لنفترض قطة ونصمم نموذجا يمكنه أن يتعلم من هذه الصور التدريبية |
O, dürüstlükle nasıl yürüneceğine ve başkalarına nasıl saygı gösterileceğine hayatlarını sonsuzlukta önemli olan şeyler için yaşayan sorumlu bir erkek ya da kadın olmaları için çocuklarına nasıl sesleneceğine bir model olmalıdır. | Open Subtitles | و أن يكون نموذجا فى الأمانه و معامله الآخرين باحترام و يطلب من أطفاله أن يكونوا رجالا و نساء مسئولين يعيشوا حياتهم مهما كانت بأمانه |
Çizdim ve kabataslak bir modelini çıkardım, uçan daireli çember bir gemi, çağ ötesi bir tasarım, aynı Uzay Yolu filmindeki USS Enterprise gibi. | TED | رسمت وابتكرت نموذجا خاما سفينة دائرية مع صحون مرفقة لها، تصميم مستقبلي للغاية يشبه إلى حد كبير شركة يو اس اس من ستار تريك |
Bir modelsin. | Open Subtitles | كنت نموذجا. |