Birçok nitelikli aday ve tek bir kişilik yer olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | نَعْرفُ ذلك بالعديد من الكفوءِ مُقَدمو الطلبات وفقط موقع واحد يَفْتحُ |
İkimiz de seninle yatarım diye beni işe aldığını biliyoruz. | Open Subtitles | كلانا نَعْرفُ بأنّك إستأجرتَني لأن تَمنّيتَ أنا قَدْ أَنَامُ مَعك. |
Uyuşturucu sattığını biliyoruz, bu şimdiye kadar yaptığın en kötü şey. | Open Subtitles | نَعْرفُ بأنّك تَبِيعُ مخدّرات البيتِ، هذا أسوأ شيءِ أنت أَبَداً عَملتَ. |
Ama dostum, hangi yöne gittiklerini bilmiyoruz. | Open Subtitles | لكن، رجل، نحن لا نَعْرفُ الذي طريق ذَهبوا. |
- Sadece şakalaşıyorduk, hepimiz bunun basketbol sakatlığı olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | نحن كُنّا فقط نَمْزحُ. كلنا نَعْرفُ بأنّها اصابه كرةِ سلة. |
Herneyse, ikimiz de Larry'nin kadınlar hakkında neler hissettiğini biliyoruz. | Open Subtitles | على أية حال، كلانا نَعْرفُ هكذا يَشْعرُ لاري حول النِساءِ. |
Cesedi görmek için geç kaldığını biliyoruz, muhtemelen gece de bu yüzden kaldı. | Open Subtitles | نَعْرفُ بأنّه وَصلَ متأخر جداً لرُؤية الجسمِ، الذي من المحتمل الذي بَقى ليلياً. |
İkimiz de koku alma duygunu kaybettiğini biliyoruz. | Open Subtitles | كلانا نَعْرفُ بأنّك فَقدتَ إحساسكَ مِنْ الرائحةِ. |
biliyoruz ki Halk Ordusunu yöneten... sadece bir avuç siyah militan var... | Open Subtitles | نَعْرفُ بأنّ القليل من المتمردين السود منضمون لمنظمة جيش الشعب وهم لا يُمثّلُون جماهير السود |
Her şeyi biliyoruz, ama hiç bir şeyi kanıtlayamıyoruz. | Open Subtitles | نَعْرفُ كُلّ شيءَ. لا يُمْكِنُ أَنْ نُثبتَ شيءَ. |
Bak, köpekbalıklarını kanın ve sudaki titreşimlerin çektiğini biliyoruz. | Open Subtitles | نَعْرفُ أن أسماكَ القرش تنجْذُب للدمِّ الضجه |
Pekala, neyle karşı karşıya olduğumuzu biliyoruz. | Open Subtitles | حَسَناً، الآن نَعْرفُ ما الذي نحن بصدده. |
Bu yarayla bütün oyunculara bir şans verdiğinizi biliyoruz. | Open Subtitles | نَعْرفُ بأنّك جَعلتَ تلك الندبةِ لإعْطاء كُلّ الممثلون فرصة. |
Sizler ve ben hala kaybeden taraf olduğumuzu biliyoruz. | Open Subtitles | ليس هناك مكسب منه نَعْرفُ الكُتُبَ ما زالَت في الأحمرِ |
- Saldırganlar hakkında çok şey biliyoruz. - Teşekkür ederim, Momoko. | Open Subtitles | ـ نَعْرفُ كلّ شيء عن الناس الأشرار ـ شكراً لكِ ، موموكو |
Merak etme Putter. Ne yaptığımızı biliyoruz. | Open Subtitles | و لا تقْلقَ، بوتير نحن نَعْرفُ ما نَعْملُة. |
Paramızın sekiz haftadan beri İsviçre hesabınızda olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | نَعْرفُ بأنّك كَانَ عِنْدَكَ مالُنا في حسابِكَ السويسريِ لثمانية أسابيعِ |
Sorun şu, savaşçıların hangi kabileden olduklarını bilmiyoruz. | Open Subtitles | المشكلة،أننا لا نَعْرفُ أَيّ فرقةَ قد ضمتها |
Ciddiyet derecesini henüz bilmiyoruz ama Steve McCroskey buraya gelmek isteyebileceğinizi düşündü. | Open Subtitles | نحن لا نَعْرفُ خطورة الوضع، لكن ستيف مكروسكي يريدك بان تاتي مباشرةً. نعم. |
Tüm bildiğimiz korkunç bir salgının Londra'yı silip süpürdüğü. | Open Subtitles | كُلّ نَعْرفُ بالتأكيد بأن طاعون فظيع يَكْتسُح لندن. |
Artık birbirimizi iyi tanıyoruz. | Open Subtitles | العيش جنباً إلى جنب كما كلنا نَعْرفُ أحدنا الأخر. |
Aslında biz birbirimizi tam tanımıyoruz. | Open Subtitles | أتَعْرفي، بصدق ـ ـ ـ ـ ـ ـ نحن حقاً لا نَعْرفُ بعضنا البعض. |
Asıl mesele şu ki biz vampirlerin dünya üzerinde iz sürdüğünü biliyoruz. | Open Subtitles | الأمر هو،أننا نَعْرفُ أن مصاصي الدماء يجوبون الأرضَ. |
Senin at kafası olmadığını nereden bileceğiz peki? | Open Subtitles | هكذا نَعْرفُ أنت لَسْتَ a حمار brained رجل؟ |
Neler olduğunu bildiğimizi, rol yapmasına gerek kalmadığını söyleriz. | Open Subtitles | نحن سَنُخبرُه نَعْرفُ ماذا يجري وهو لَيْسَ مِنْ واجِبهِ أَنْ يَدّعي أكثر. |
Bu işyerinin yüzü, hiçbir zaman bir ameliyatı kendi çıkarları için kullanmadı, özellikle sonuçlarını önceden biliyorsak. | Open Subtitles | خصوصاً قَبْلَ أَنْ نَعْرفُ النَتائِجَ. |