| Motel bulacak vaktimiz var mı, yoksa hemen burada mı yapalım? | Open Subtitles | ألدينا وقت للذهاب الى نُزل, أم علينا فعل ذلك هنا؟ |
| Nasıl oldu da öldürülmüş bir kızın Motel odasına yolun düştü? | Open Subtitles | كيف انتهى بك المطاف بغرفة نُزل الفتاة الميّتة؟ |
| Tasarruf etmek istersen Moteli boş verip bende kalabilirsin. | Open Subtitles | .. إن أردتِ توفير المال بوسعكِ عدم الذهاب إلى نُزل والقدوم إلى منزلي لا أظن ذلك |
| Dünya şampiyonu sikko bir motelde etrafında sürüsüyle uyuşturucu ve bir kadın. | Open Subtitles | بطل العالم في نُزل حقير بصحبة امرأة عارية والمخدرات بكل مكان |
| Bir otel odasında yatakta heryeri bağlı uyanmış. Zarar görmemiş. | Open Subtitles | بغرفة نُزل و قد كانت مقيّدة بشريط لاصق , سليمة |
| Bu ülkede 42.000 aşk Oteli var. | Open Subtitles | هناك 42 ألف نُزل حبّ في البلاد. |
| Hikâyelerin geveze oyuncuları ilk olarak Southwark'daki Tabard Hanı'nda buluşuyor. | TED | يلتقي رواة هذه الحكايات أول مرة في نُزل تابارد في ساوذوارك. |
| Dün gece 22:32'de, o ölü çocuklardan üçüncüsü bir Motel odasında ölesiye dövüldü. | Open Subtitles | ليلة أمس عند 10: 32، الثالثة من اولئك المراهقين الميتين قد ضربت حتى الموت في غرفة نُزل |
| Yollarının talihsiz şekilde Bates Moteli'yle ve Motel sahibi Norman Bates'le kesişmesi haricinde. | Open Subtitles | بإستثناء رحلاتهم المؤسفة إلى نُزل بيتس ومع المالك. |
| İki hafta sonra üç kasaba ileride bir Motel odasında intihar etmiş olarak bulunmuş. | Open Subtitles | تمّ العثور عليها بعد أسبوعين , على بعد ثلاثة مدن مشنوقة في غرفة نُزل ... انتحار |
| Ülkede 45 bin Motel var. | Open Subtitles | يوجد 45 ألف نُزل في أرجاء الدولة. |
| The Bates Motel, 4019 numara, 88. otoban. | Open Subtitles | نُزل بيتس, 4019 على الطريق السريع 88. |
| Downey'de sizden az ücret alacak bir Motel var. | Open Subtitles | "حسنًا, هناك نُزل في "داوني سعره مناسبٌ جدًا |
| Bates Moteli bir aile işletmesi ve ben de bu ailenin bir parçası olduğumu hissediyorum. | Open Subtitles | نُزل بيتس هو مشروع عائلي ولقد بدأت أشعر بأنني جزء من هذه العائلة |
| Dandik bir motelde güzel giyimli, çekici bir kadın ve olay yerinden sıvışan bir adam. | Open Subtitles | امرأة مُتأنقة وجذابة في نُزل سيء السُمعة وهناك رجل يهرب مِن مسرح الجريمة... |
| Manzaralı yola dönüşecek, gaz istasyonları yeniden açılacak restoranlar, belki orada kalmak isteyen insanlar için bir otel. | Open Subtitles | يعود لها المنظر الخلاّب تفتح المطاعم ومحطات الوقود لربّما نُزل للناس الذين يريدون البقاء في المنطقة |
| Davis Motor Oteli Davis, Kaliforniya | Open Subtitles | نُزل دايفيس دايفيس , كاليفورنيا . |
| Beni Jamaika Hanı'na götürecek misiniz, yürüyerek mi gideyim? | Open Subtitles | هلا إصطحبتني إلى "نُزل جامايكا" ؟ أم أن عليّ الذهاب سيراً ؟ |
| Hayır, ama biraz soruşturdum, Green Inn'de kalıyorlar. | Open Subtitles | كلاّ، لكن تقصّيتُ أمرهما، إنها ينزلان في نُزل "الحانة الخضراء" |
| Ah, şu anda otelde kalamazsın. | Open Subtitles | لا تستطيع المكوث في نُزل في هذا الوقت |
| Çok eski bir han işletiyor. | Open Subtitles | كانت تملك نُزل قديم جدا |
| - Gençlik... Oh, gençlik yurdu. | Open Subtitles | -أجل، نُزل الشباب |
| Pansiyon güzel değil mi? | Open Subtitles | نُزل رائع أليس كذلك ؟ |
| Ron'un şu an istediği tek şey burayı anında terk edip kasabanın en pespaye moteline gitmek ve bir yılan gibi üzerime dolanmak. | Open Subtitles | ما يبتغيه (رون) هو المغادرة الآن. والذهاب لأرخص نُزل في المدينة. |
| Evet, ekspres yoldaki moteldeyim. | Open Subtitles | نعم، أنا في نُزل قُرب المُنتزة |