CA: Tim, bu çok önemli konuşma için teşekkür ederim. | TED | كريس : تيم، أشكرك كثيراً من أجل حديث هام للغاية. |
Shannon, çok önemli bir şey yapmak için hazır olmalısın. | Open Subtitles | شانون, يجب أن تكونى مستعدة لفعل شيئ هام للغاية, حسنا؟ |
Biriyle birlikte miydi bilmek istiyorum. Bu çok önemli. Kaçta gittiler? | Open Subtitles | أريد أن أعرف إن غادرت مع شخص ما هذا هام للغاية |
Bu yararsız olur. Bu anlamsız bir etkinliktir, ki onu bu kadar önemli yapan şey de budur. | TED | فهو أمر لا معنى له ونشاط عبثي وهو أمر هام للغاية لهذا السبب تحديدًا |
Mevsimlerin olması Dünya'daki yaşamın gelişmesi ve eksenin eğimini dengelemek için çok önemlidir. | Open Subtitles | وجود الفصول هام للغاية لنشأة الحياة على الأرض. ووجود بعض الاتزان في الميل على محورها، |
Bu 3 kadınında çok önemli bir ortak noktası var. | TED | النساء الثلاثة يشتركن في شيء هام للغاية. |
Bir şey ekleyerek bitiriyorum; benim için çok önemli ve değerli. | TED | دعوني أنهي بقول شيء هام للغاية وعزيز على قلبي: |
çok önemli bir randevum var. | Open Subtitles | لدي موعد هام للغاية . أكون شاكر إذا وصلتيني |
Um, haklı. Bu çok önemli. Burada bir çocuk var mı? | Open Subtitles | إنه على حق ، هذا هام للغاية هل هناك طفل هنا ؟ |
Tüm bildiğim bunun çok önemli olduğu, yoksa sormazdım. | Open Subtitles | و لكن ما أعلمه أن الأمر هام للغاية و إلا فلم أكن لأطلبه منك |
Götümden çıkan bir şeyi bir çıngıraklı yılana ısırtmak çok önemli! | Open Subtitles | أنه هام للغاية أن تجعل الأفعى تعض شيئاً من مؤخرتي |
Bunu almak için uçağa atlayıp geldiğinize inanamıyorum. Üzerinde çalıştığınız şey her neyse, çok önemli bir şey olmalı. | Open Subtitles | لا أصدق أنكِ حلقتي بطائرة لتأخذين هذا أيا يكن ما تعملين عليه فلابد وأنه هام للغاية |
Sana çok önemli bir şeyi söylemek için gelecekten geldim. | Open Subtitles | لقد عدت من المستقبل لأخبرك بشئ هام للغاية |
Evet, en sevdiği pizza malzemesi çok önemli. | Open Subtitles | نعم، نوع البيتزا المٌفضل هام للغاية بربكِ، دعيني لا نتمسك |
Bu çok önemli bir konu, hafife alınmamalı. | Open Subtitles | هذا جانب هام للغاية وينبغي ألا يؤخذ على مَحمل الجد. |
Seninle konuşmam gereken çok önemli bir husus var. | Open Subtitles | لدىَّ أمر هام للغاية أود التحدث معكِ بشأنه. |
Toprağı nasıl yönettiğimiz de çok önemli. | TED | وكيفية إدارتنا للأرض هام للغاية أيضًا. |
Ama bu konu berbat etmene izin veremeyeceğim kadar önemli. | Open Subtitles | لكن هذا هام للغاية لأمنعك من أن تُخفق |
Birde ismi iyi olur. İyi isim çok önemlidir. | Open Subtitles | و اسم جيّد، الاسم الجيّد هو شيئ هام للغاية |
Çok mühim bir rol, gerçi tek bir repliğin var, ne olduğunu anlamışsındır. | Open Subtitles | إنه دور هام للغاية مع أنك ستقولين جملة واحدة فقط، وأظنك تعرفينها. |