| Frances için bir doğum günü hediyesi almam lazım, belki sen yardım edebilirsin. | Open Subtitles | يجب أن احضر هدية عيد ميلاد لـ فرانسيس ربما بإمكانكِ مساعدتي في ذلك |
| Frances için bir doğum günü hediyesi almam lazım, belki sen yardım edebilirsin. | Open Subtitles | يجب أن احضر هدية عيد ميلاد لـ فرانسيس ربما بإمكانكِ مساعدتي في ذلك |
| İsmini vermeyeceğim birisinden düşüncesiz bir doğum günü hediyesi aldım. | Open Subtitles | حصلت على هدية عيد ميلاد سيئة من شخص سأتستر على اسمه |
| Annen için en güzel Noel hediyesi olurdu. | Open Subtitles | ستكون أفضل هدية عيد ميلاد قد نحصل عليها على الإطلاق |
| Şey, uzun zaman önce, Baba, sana bir doğumgünü hediyesi aldım. | Open Subtitles | بما أني مستيقظ يا أبي فقد أحضرت لك هدية عيد ميلاد. |
| Niles'la ben düşündük ki babamı tekrar oraya götürürsek onun için harika bir doğum günü hediyesi olur. | Open Subtitles | وفكرت أنا ونايلز أنها ستكون هدية عيد ميلاد لطيفة لأبي إذا اخذناه إلى الكوخ مجددا |
| Oğlunuza basit bir doğum günü hediyesi bile almamışsınız, duyduğumuza göre. | Open Subtitles | الكثير و لا هدية عيد ميلاد واحدة كما سمعنا |
| Dedi ki sana çok güzel bir doğum günü hediyesi alacakmış. | Open Subtitles | لقد قال ، انه سيعطيكى هدية عيد ميلاد عظيمة |
| - Çocuklar için doğum günü... hediyesi olacağımı düşündüler,ya da başka birşey işte. | Open Subtitles | اعتقد اني كنت هدية عيد ميلاد للطفل أو شيء من هذا القبيل |
| Bu bütün gün aldığım en güzel doğum günü hediyesi. | Open Subtitles | هذه أفضل هدية عيد ميلاد حصلت عليها لهذا اليوم |
| Bu, babanın kuzeni Rani Hala için doğum günü hediyesi. | Open Subtitles | آه! هذه هدية عيد ميلاد لإبنة عم والدك. العمة رانى |
| Ayrıca, bu yalnızca bir doğum günü hediyesi değil. | Open Subtitles | بالإضافة إلى أنها ليست هدية عيد ميلاد فحسب |
| doğum günü hediyesi, ancak, senin doğum günün için değil. | Open Subtitles | انها هدية عيد ميلاد لك ولكنها ليست لعيد ميلادك |
| doğum günü hediyesi, ancak senin doğum günün için değil. | Open Subtitles | انها هدية عيد ميلاد لك ولكنها ليست لعيد ميلادك |
| Vaftiz kızıma doğum günü hediyesi getiremem mi? | Open Subtitles | ألا استطيع أحضار هدية عيد ميلاد لأبنتى بالعرابة؟ |
| Seninle birlikteyken, Bir sürü Noel hediyesi alıyormuşum gibi hissediyorum kendimi. | Open Subtitles | عندما أكون معك أشعر وكأنني أتلقى هدية عيد ميلاد |
| Akşam yemeğinde yarın öğlen yemeğine çıkar ve babana doğumgünü hediyesi alırız demiştin. | Open Subtitles | العشاء أنت قلت أننا سنخرج للغذاء غدا و سنشتري هدية عيد ميلاد والدك |
| Galiba erken bir doğum günü hediyesini hakettiğini düşündüm. | Open Subtitles | إعتقدت بأنّك تستحق هدية عيد ميلاد مبكّرة |
| Bir keresinde Daisy'ye hediye arıyordum ve doğru hediyeyi seçme baskısı tabii ki hamileyken ev aramaya hiç mi hiç benzemiyor, biliyorum. | Open Subtitles | أنا كنتُ أحاول إيجاد هدية عيد ميلاد (دايزي) و الشد العصبي لأقوم بشراء الهدية الصحيحة لا يقارن بالبحث عن منزل |
| Noel hediyeni biraz erken vereyim. | Open Subtitles | أحضرت لك هدية عيد ميلاد مبكرة. |
| Sadece annesi ona böyle bir Noel armağanı verebilirdi. | Open Subtitles | الأم فقط من سيقدم له هدية عيد ميلاد كهذه |
| Şimdi Benjamin bizlere, herkesin harika bir yaş günü hediyesi olduğunu kabul edeceği bir şey gösterecek. | Open Subtitles | سَأَعطيك عشْرة ثواني أنه سيعطينا برهاناً عملياً عن ما أشعر به بالأمان في قول هدية عيد ميلاد مثيرة للغاية |
| İlk kez senin evine Doğum günü hediyeni getirdiğim zaman hissettim. | Open Subtitles | أول ما شعرت به عندما وضعت هدية عيد ميلاد في منزلك |
| Gecikmiş bir doğum günü armağanı. | Open Subtitles | مجرد هدية عيد ميلاد متأخرة لحد ما |
| Bu doğumgünü hediyelerinin en güzeli. | Open Subtitles | ان هذه أفضل هدية عيد ميلاد |